Gökçe Özcan, MÜZRAD’a Konuştu

0 Yorum

Başarılı Radyo Programcısı, Web Tasarımcısı ve Sosyal Medya üzerine yazıları bulunan Gökçe Özcan ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

Erhan Yiğitcan: Gökçe Hanım öncelikle merhabalar!.. Nasılsınız? Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

Gökçe Özcan: Merhaba, valla iyi diyelim iyi olalım. 1991 yılının Temmuz ayında dünyaya gelmişim.  Nereli olduğum çok mühim değil lakin tam bir Edirne kızıyım, kısaca Edirneliyim diyelim. Okulu sevmeyen bir çocuktum daha ziyade dersleri. Aklım ders dışında her şeye çalışırdı, hala da öyledir. Bitmek bilmeyen okul yılları, bir bıkkınlık, bir buhran çağı diyebilirim o dönemlere. Müzikle tanıştığımda henüz 4 yaşındaydım. Bu şakaydı elbette çünkü müzik benim hayatımda hep vardı, o yüzden tanışmam dünyaya merhaba dememle birdi belkide. Okul yıllarımda Flütü en iyi çalan öğrenciydim ben. İstiklal Marşı’nı dahi çaldığımı biliyorum ve daha niceleri. Garip olan o dersi dahi sevemedim bi türlü. Hayvanları çok seviyorum sokaklarda sayısızca kedi, köpek besledim şimdiye kadar. Şimdi de 2011’den bu yana baktığım muhabbet kuşum Çiko var, evin küçük neşesidir bizim için. Spor yapmayı severim diyemem ama mecburiyetten yapıyoruz ne yapalım, insanın kendini anlatması çok zor valla ;)

Erhan Yiğitcan: Radyo sektörü neden ilginizi çekti ve neden bu sektörde ilerlemek istediniz?

Gökçe Özcan: Küçüklüğümden bu yana radyo dinlerdim ben. O kanal senin bu kanal benim gezerdim sevdiğim şarkıları duymak için. Hoş artık anında erişebiliyorum bir zamanlar arkasından koştuğum şarkılara. Babam çocukken bize bir mikrofon almıştı hala durur evde. O zamanlar kasetler yaygındı tabi. Babam boş kasetlerden almıştı kayıt yapardım, o zamanlar mikrofon ayrı bir büyülemişti beni. Ben dinlemeyi çok sevdiğim için çok istedim radyoda duyduğum o seslerden biri olabilmeyi. O büyüye bir kez kapılmanız yetiyor zaten. Bırakmak istemiyorsunuz hep ileriye dönük hayaller düşünüyorsunuz ama bazen hayat şartları buna mecbur bırakıyor.

Erhan Yiğitcan: İlk yaptığınız programı hatırlıyor musunuz? Hangi şarkıyı çaldınız ve nasıl bir anons yaptınız?

Gökçe Özcan: Elbette hatırlamam mı? Yine radyo dinlerken radyonun kendi reklamını duymuştum programcılar aranıyor diye. Mayıs ayı olmalı sanırım başvurdum ve aynı gün sıfır bilgi ile yayına girdim. 1 saatlik deneme programıydı çok heyecanlanmıştım. İlk anonsum sevdiğim bir şarkıydı Ayna – Anlatmalıymış Meğer. Neler söylediğim çok hatırımda değil aslında büyük ihtimal standart bir anons olmuştur. Sonra sesim beğenildi ve işe başladım direkt.

 

Erhan Yiğitcan: Peki, sizce ülkemizde radyolara neden önem verilmiyor? İnsanlar da ki bu düşünceyi oluşturan etken nedir? Sizce bu sektörde ki eksiklik nedir?

Gökçe Özcan: Çoğu radyonun frekans sıkıntısı var. Olanı da her yerde çekmiyor zaten. Belki de çoğu kişi programcının şarkıyı yemesine, şarkı ortasında pat diye yayına girmesine sinir oluyor. Onlardan biride benim, bende sevmem şahsen. Şimdi çoğu radyo dijital platform üzerinde. Eee insan da ordan açıp dakikalarca reklamı kim dinleyecek deyip direkt şarkıyı açabiliyor. Doğal olarak önem düşüyor ama bu kişisel bence. Şahsen ben radyoya çok önem verenlerdenim. Radyonun büyüsü başka… Radyoların eksikliği ise dinleyicinin isteklerine çok önem vermiyorlar bence, ama her radyo için aynı şeyi söyleyemem. Bazı kanallar ise sabahtan akşama aynı paketi yayına veriyorlar. Müzik direktörleri şarkıları harmanlayabilmeli. Ansızın eskilerden bi şarkı çalabilmeli.

 

Erhan Yiğitcan: Günümüz radyo sektörüyle ilgili olarak yapılan ödül törenleri ve radyo dinleme platformları hakkında ne düşünüyorsunuz?

Gökçe Özcan: Çoğu ödüllerin gerçekten hak edene ulaştığını düşünmüyorum. Samimi olmak gerekiyor bence. Eğer seni severlerse ödül alamaman için hiç bir sebep yok ne kadar oy aldığının da bi önemi yok.  Çünkü bir tarafta ödül alan kişiyi başka bir oylamada yine aynı kişilerle yarışırken (herkese açık oy sonuçlarında) çok alt kademelerde görüyorsunuz. Değişen ne? Sadece ödülün adı…

Platformlara gelince aslında bir yönden iyi lakin bir yönden de kötü diyebilirim. Mesela 3 radyo kanalınız var ve siz tarzlara göre yeni radyolar kuruyorsunuz normalde o 3 radyonuzdan birini dinleyen ona yöneliyor ama bu seferde büyük radyonun dinlenme oranı düşüyor. Dinleyici yine sizin platformunuzda olsa da bir platformda çok fazla radyoyu iyi bulmuyorum ben.

 

Erhan Yiğitcan: Biraz da farklı konulara yönelelim. Elde ettiğimiz bilgilere göre Web alanında yeni çalışmalarınız var. Bu konuyla ilgili neler söylemek istersiniz? Web Programcılığı ilginizi çekiyor mu?

Gökçe Özcan: Evet arasıra Web’e yöneliyorum fakat bu işler gerçekten zor yani emek istiyor biraz. Ben birazda takıntılı bir insanım her şey istediğim gibi olmalı, olmayınca soğuyorum o işten. Aslında tam anlamıyla tasarım yapabilsem hiç de fena olmaz ara sıra kurcalıyorum, ilgimi de çekiyor gerçekten. Ama o işlerde çok daha tecrübeli arkadaşım var o kendini biliyor :) Ara sıra bilgi alışverişi de yapıyoruz tabii burada alan taraf genelde ben oluyorum:))

 

Erhan Yiğitcan Peki, bir hedefiniz gerçekleştirmek istediğiniz bir düşünceniz var mı?

Gökçe Özcan: Gerçekleştirmek istediğim çok şey var hani şu da olsun da artık ölsem de gam yemem dediklerim… Yayın hayatıma tam hız devam etmek istiyorum, güzel yerlere gelmek gerçekten iyi olurdu. Ama önce adımı atabilmeli ki gerisi gelsin.

 

Erhan Yiğitcan: Günlük hayatınızda genellikle neler yaparsınız? Sosyal medya uygulamalarından (Facebook, Twitter, Instagram) hangisini daha sık takip ediyorsunuz?

Gökçe Özcan: En yoğun olarak Twitter kullanıyorum. Orada her şey anlık oluyor ve bence en iyisi o… 2 hesabım var Twitter’da www.twitter.com/gokceofficial ve www.twitter.com/djgokceozcan 1 tane neyine yetmiyor dediklerini duyar gibiyim lakin bir tanesi askıya alınmıştı ve o zaman diğerini açtım tabii askı 4 ay sonra kalktı baktım yeni hesapta 20 bin kişi olmuş ehh onu da kullanalım bari dedim. Yedek her zaman iyidir. Facebook daha ziyade mesajlaşma için kullandığım bir yer çok nadiren paylaşım yaparım. Instagram’a gelince ben şahsen kullanmam kullananlar için oradayım demek doğru olur. :) Günlük hayatımda monoton bir insanım. Pazar ve Pazartesi sendromu arasında dahi bir fark olmuyor. Erken yatar erken kalkarım. Erken kalkan yol alır sonuçta :) Hala bitmeyen bir okul maceram var dersler sınavlar vakit kalınca internet ve TV…

 

Erhan Yiğitcan: Son olarak yeni sitemiz Müzrad hakkında ki düşüncelerinizi ve önerilerinizi öğrenebilir miyim?

Gökçe Özcan: Harika şekilde ilerliyorsunuz. İyi bir ekiple en çok tıklanan, okunan siteler arasına girer yakında diye düşünüyorum. Bu arada ilk röportajı bana ayırdığınız için tüm Müzrad ekibine teşekkür eder bu yolda başarılarınızı dilerim. :)

Erhan Yiğitcan 03.03.2015

MÜZRAD

Bir gönderi yayınlayabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir. Giriş