‘Meslek Aşkı Olmasa, Gazetecilik Çekilecek Dert Değil’

0 Yorum

Kanal D’de sabah haberlerini sunan başarılı haberci İrfan Değirmenci, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde verdiği konferansın ardından hayatına, mesleğine ve programına dair soruları yanıtladı

Kanal D’de 5 yıldır hazırlayıp sunduğu “Günaydın” programıyla sabah haberlerinde izleyici karşısına çıkan İrfan Değirmenci, “İşe olan aşkınızı, sevginizi ve azminizi kaybetmeyin. Başka yolu yok; yoksa gazetecilik çekilecek dert değil” dedi.

Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’ni bitirmesinin ardından haberciliğe 1996 yılında Ostim TV’de başlayan Değirmenci, 3 yıl sonra Ali Kırca ve ekibiyle ATV’ye geçti. Daha sonraları Star TV, CNN Türk ve Kanal D’de çalıştı. Fox TV’de 2007 yılından itibaren 3 yıl Çalar Saat programını sunan İrfan Değirmenci, 2010’da yeniden Kanal D’ye döndü ve Günaydın programını sunmaya başladı.

Üst düzey kanallardaki habercilik kariyeriyle dikkati çeken İrfan Değirmenci, Eleştirel Medya Çalışmaları Kulübü’nün düzenlediği “Sabah Kuşağında Televizyon Haberciliği” konferansının ardından sorularımızı yanıtladı.değirmenci2

Ekran haricindeki İrfan Değirmenci’den biraz bahseder misiniz; günlük hayatınızda nasıl birisiniz?

Yaptığımız iş; gece çalışıp gündüz uyumak…Bu da bir hayat tarzı haline geliyor tabi. İki haftada bir Ankara’ya annemleri görmeye gidiyorum. Gitmeyince özlüyorlar. Boş vakitlerimde, fırsat buldukça, okuyorum ve uyuyorum. Televizyon izliyorum. Televizyon işi yaptığımdan diğerleri neler yapmışlar ona bakıyorum. Temmuz aylarını çok seviyorum, ne yalan söyleyeyim. Gezebilirsem geziyorum. Dünyayı dolaşmaya gayret ediyorum. İyi hissediyorum o zaman, enerji topluyorum.

Sizi ve hayata karşı bakışınızı özetleyen bir cümle ya da hayat felsefeniz var mı?

Lisedeyken sürekli taktığım bir kol saati vardı. Üstünde Latince “Nel mezzo del cammin di nostra vita” yazıyordu. Cümlenin, İlahi Komedya’nın başındaki cümle olduğunu çok sonra öğrendim. “Hayat yolumun yarısında,kendimi karanlık bir ormanda buldum” diye başlıyor Dante’nin İlahi Komedyası. İlk cümlesini kol saati olarak kolumda taşıyormuşum yıllarca. Aslında geride bıraktığın yolculuk hiçbir sey, belki asıl maceralar yeni başlıyor… Sloganlaşmış sözcüklere çok inanmam. İnsan her yaşadığından bir şey öğreniyor.

Meslekte en zor yayınınız hangisiydi?

Mehmet Ali Birand’ı kaybettiğimiz gün, kendi yakınlarımızdan birilerini anlattığımız zaman yayınlar zor oluyor… Toplumla ilgili bakarsak da Ankara Katliamı’ydı diyebilirim. Kendimi zor tuttum o yayında. Bugüne kadar Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki en büyük terör olayı… Şehit haberleri her seferinde; deprem haberleri… Yani insanların, bu toplumun zor anları. Bizim için de ekranda en çok zorlandığımız anlar bunlar.

Başarılı olmanızı sağlayan en önemli şey nedir sizce?

Bence başarılı olmada en önemli unsurlar, işe olan aşkınızı, sevginizi, mücadele azminizi kaybetmemek; gelen fırsatları iyi değerlendirmek, bunu bir yaşam tarzı olarak benimsemek ve gönül vermek. Başka yolu yok, yoksa çekilecek dert değil.

İzleyici olarak iç karartıcı haberleri bazen izlemiyoruz ancak siz bunları sunmak zorundasınız elbet. Bu haberlerin ardından duygu yoğunluğunuz nasıl oluyor?

Bazen çok heyecanlanmış ve o heyecanı dizginleyememiş oluyorum. Etkisinden kurtulmak biraz vaktimi alıyor, yarım saat ya da bir saat. Sonra bir şey düşünmemeye gayret ediyorum. Yoksa her ameliyata giren doktor hastasıyla duygusal bir bağ oluşturmaya kalkarsa, o zaman her hastasını kaybettiğinde içinden çıkılmaz bir bunalıma sürüklenir. Kendinizi toparlamanız lazım bir şekilde. Hayat devam ediyor.

değirmenci3Her sabah güne sizinle uyanan insanların olması nasıl bir duygu?

Bu, çok büyük bir sorumluluk. Bu insanları yanıltmamak, bu insanlara mahçup olmamak, bu insanların ilgisini, sevgisini kaybetmemeye çalışmak, aynı zamanda çok büyük bir yük ve sorumluluk getiriyor. O sorumlulukla hareket etmek gerekiyor.

İşin görsel kısmı mı yoksa mutfak kısmı mı sizin için daha keyif verici?

Ben seviyorum işin görsel kısmında olmayı, kamera önünde olmayı, kalabalıklar önünde konuşmayı… Ama en az onun kadar zevkli olan kısmı da işin içeriğinin belirlenmesi. Her ikisinde de rol almak benim için keyif verici. Gece saat 2’de, en geç, haber merkezindeyim. Yani halen mutfağındayım… Haberin hazırlanma aşamasında da ordayım. Sunum aşamasında da. Yani iki zevki birlikte yaşıyorum.

Uzun yıllar bu meslektesiniz; kitap yazmayı düşünüyor musunuz?

Böyle, günübirlik okunup tüketilecek, sırf kitap yazmış olma adına yazılmış, imza günü düzenleyeyim diye yazılmış bir kitap olsun istemiyorum. Eğer yazacaksam okunacak bir şey ortaya çıkmasını istiyorum. O yüzden de biraz daha ‘dolmayı’ bekliyorum.

AJANS ÜNİVERSİTE – 28.12.2015

Nur Su Yaman

Bir gönderi yayınlayabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir. Giriş