Beşiktaş İntegral Forex’li Bajramovic: ‘Milli takıma niye gideyim?’

0 Yorum

Beşiktaş İntegral Forex’in tecrübeli oyuncusu Bajramovic, ülkesi Bosna Hersek’te, siyasetteki yolsuzluğun milli takımı dahi etkilediğini söyledi.

Daha önce Türkiye Basketbol Ligi’nde Banvit ve Türk Telekom formalarını giyen Kenan Bajramovic, geçen sezon Beşiktaş İntegral Forex ile anlaştı. Siyah beyazlı takımda ikinci sezonunu geçiren Bajramovic, performansıyla dikkat çekti. Boşnak oyuncu geçtiğimiz hafta bir şanssızlık yaşadı ve Türk Telekom ile oynadıkları lig maçında sakatlık geçirdi. Sol kasık adalesi yırtılan ve iki  hafta boyunca sahalardan uzak kalacak olan 34 yaşındaki Bosna Hersekli oyuncu, Al Jazeera‘nin sorularını yanıtladı.

Beşiktaş’a gelmeye nasıl karar verdiniz?

Geçen sene geldim ve gerçekten çok başarılı bir sezondu. Hem kendi açımdan, hem de takım açısından. Buraya gelirken en önemli faktör şuydu benim için: Birbirimizi çok iyi tanıyor olmamız. Onlar benim nasıl oynadığımı ve şu ana kadar neler yaptığımı biliyordu. Ben de takımın durumunu ve hedeflerini çok iyi biliyordum. İki taraf da çok istedi ve geldim. Mutluyum.

Daha önce Banvit ve Türk Telekom’da da forma giydiniz. Bu iki takımla Beşiktaş’ı kıyaslayabilir misiniz?

Türk Telekom’da her şey gerçekten çok iyiydi. Banvit’te ise büyük bir şehir olmaması nedeniyle bazı sıkıntılar yaşadım. Benim Bosna Hersek’te ailem ve akrabalarım var. Ve genelde çok sık görüşürüz. Ama Bandırma’da hem onlar için yapacak çok fazla şey yoktu; hem de ulaşım İstanbul’a göre daha zor. Sonuçta baktığınızda, Saraybosna’dan İstanbul’a günde iki uçuş var. O anlamda burası çok daha iyi oldu benim için.

Daha önce Litvanya ve Almanya liglerinde oynadınız. Bu ülkelerden sonra Türkiye’de olmak nasıl?

Açıkcası buradaki ortam, daha önce basketbol oynadığım ülkelerden daha farklı. Bir kere herkes daha dürüst ve sıcak. Ayrıca ortam daha içten ve rekabet zarar verici boyutlarda değil. Bazı gelenekler farklı olsa da kendimi burada hiç yabancı hissetmedim ve hissetmiyorum da… Tabii bunda daha önce çalıştığım antrenörlerin ya eski Yugoslavya’dan, ya da Türk olmasının da etkisi var. Çok çabuk uyum sağladım. Hiç zor olmadı.

Aileniz İstanbul’a uyum sağlayabildi mi?

İstanbul dünyanın en güzel 10 şehri arasında. Dünyada, İstanbul’u görüp de sevmeyecek biri olabileceğini sanmıyorum. Eşim ve çocuklarım da İstanbul’a hayran kaldılar. Klasik olacak biraz ama tek sorun kalabalık ve trafik. Ama bir süre yaşadıktan sonra, şehri çözüp alternatif yolları da bulunca  her şey daha kolay oluyor.

Bu sezonda da istatistiklerinize bakıldığında, takıma özellikle skorda sağladığınız katkı dikkat çekiyor. Takımdaki rölünüz düşünüldüğünde bir uzun oyuncu olarak yükünüzü artırıyor mu bu durum?

Beşiktaş beni alırken, ilk hedefi, takıma skor katkısı sağlayacak bir uzun oyuncu katmaktı. Beşiktaş’a transferimden önce de istatistiklerim çok parlaktı. Ama bu sene rolüm biraz farklı. Çünkü bu sezon takımda skora katkı sağlayan başka uzun oyuncular da var. Takımın bu sezonki ihtiyacı, ekstra pas yapan, savunmaya katkıda bulunan ve tüm bunları yaparken de genç oyuncuların basketbolunu geliştirmesinde yardımcı olacak bir oyuncu. Bu sezon benden beklenen bu. Antrenörüm benden ne isterse yapmaya çalışıyorum.

Hem Türkiye Ligi’nde, hem de Eurocup’ta mücadele ediyorsunuz. Bu sezon önünüze koyduğunuz hedef ne?

Türkiye Ligi için ilk hedefimiz final oynamak. Eurocup’ta da amacımız gidebileceğimiz yere kadar yükselmek. Ve rakiplerimize bakıldığında da bu hedefimize ulaşmak o kadar da zor gürünmüyor. Tabii diğer takımlar gibi bizde de maç ritminden kaynaklanan yorgunluk ve küçük sakatlıklar gibi sorunlar olabiliyor. Bazen haftada üç maç yapıyoruz. Kolay değil tabii ama elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyoruz.

Size göre Türkiye Basketbol Ligi hangi düzeyde?

Gerçekten çok kaliteli ve çekişmeli bir lig. Bu sezon kulüpler çok kaliteli oyuncuları kadrolarına kattılar. Beş yabancının aynı anda sahaya çıkmasına izin veren düzenlemenin ardından kalite daha da yükseldi. Bence sadece Türk basketbolu olarak düşünmemek gerek. Bu lig uluslararası bir lig oldu ve buradaki mücadele herkese zevk veriyor.

Bu durum Türk oyuncular için sorun yaratmaz mı?

Ligde kalitenin artması milli takım için de büyük avantaj. Türk milli takımını oluşturan oyuncuların iyi basketbolcularla rekabeti, kadroya girebilmek için onları daha da geliştirecek.

Türk Milli Takımı’nı son Dünya Kupası’nda izleyebildiniz mi? Sizce başarılı mıydı?

Türkiye’nin İspanya’da oynadığı  üç maçını izledim. Türk basketbolu sürekli zirveye oynuyor. Milli takımda jenerasyonlar değişirken, geçici bir duraklama olabiliyor. Türkiye’de de bu yaşandı. Bu çok normal. Alttan gelen gençlerin daha da tecrübe kazanması için zaman gerek.Sadece Türkiye’de değil, bütün dünyada bu böyle. Bu tip geçiş dönemlerinde bunların yaşanması çok normal.

Sizin ülkenizin milli takımında da benzer bir durum yok mu? 12 yıl Bosna Hersek milli takımında forma giydiniz. Son dört yılda kaptanlığını yaptınız. Şimdi sizin yerinizde Mirza Teletovic var. Onun performansını nasıl buluyorsunuz?

Milli takımda geçirdiğim 12 yıl sonunda şunu söylebilirim, bizim takımımızın en önemli sorunu süreklilik ve profesyonel olmayan bakış açısı. Baktığınızda dünya genelinde çok kaliteli Boşnak oyuncular var. Ama bunları milli takıma getiremiyoruz. Bazen geliyor, bazen gelmiyor. Devletin de bir desteği, verdiği bir garanti yok. Sonuçta milli takıma gelen oyuncuların tümü profesyonel ve sakatlanma korkusu yaşıyorlar. Daha önce bunları milli takımda yaşadık. Milli takımda sakatlandım, federasyon bana “Başının çaresine bak” dedi. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir saçmalık yok. Durum böyle olunca da kimse milli takıma gitmek istemiyor. Ben de gitmek istemiyorum. Neden gideyim ki? Önce profesyonelleşmek gerek, devletimizin bu duruma el atması gerek.

Bosna Hersek’teki siyasi belirsizlik ve ekonomik krizin bunda etkisi ne size göre?

Benim en çok sinirlendiğim nokta şu: Bosna Hersek’in nüfusu 100 milyon olsa ve bu nüfusta bir devleti ve ekonomiyi yönetmeye çalışırken sorunlar yaşansa anlarım. Ama bizim nüfusumuz 4,5 milyon. Beşiktaş ilçesi kadar bir ülkeyiz neredeyse. Buna rağmen yolsuzlukların ve skandalların ardı arkası kesilmiyor. İktidara her gelen kendini düşünüyor. Kimsenin halkı umursadığı yok. İnsanlar aç, karnını doyuramıyor. Ben bir sporcu olarak bu sorunları görürken, işi ülkeyi yönetmek olan siyasetçiler bunu nasıl görmüyor? Hiç anlayamıyorum. Ülkeye o kadar yardım geliyor ama ortada yine bir şey yok. Neden? Çünkü Bosna Hersek’te politikacılar hırsız.

30 yaşını geçtikten sonra sporculara, aktif sporu bıraktıktan sonra ne yapacağı sorulmaya başlanır. Daha ne kadar oynamayı düşünüyorsunuz ve bundan sonraki kariyer planınız ne?

Daha ne kadar oynarım bilemiyorum. Yıldan yıla değişiyor durum. Yakın arkadaşımın bir sözü var: “Antrenmanlar zor ama para tatlı.” Kendimi iyi hissettiğim sürece biraz daha oynamak isterim. Aslında biraz da kendi memleketimde oynamak istiyorum. Ailem ve akrabalarımla olmak istiyorum. Ne kadar kazanırsam kazanayım, onlardan uzak kaldığım her yıl boşa geçmiş gibi geliyor. Çok yakında bu hedefimi gerçekleştirmeyi planlıyorum. Saraybosna’ya döneceğim. Basketbolu ülkemde bırakmak istiyorum.

Enver Hasanoğlu 05.02.2015

Al Jazeera

Bir gönderi yayınlayabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir. Giriş