Mehmet Aslan: Ben Türk’üm Dediğimde ‘Sen Faşistsin’ Diyemezsin

0 Yorum

MHP saflarından siyasete atılan ünlü oyuncu Mehmet Aslan, politika macerasını Kübra Par’a anlattı.

NİYE KONUŞTUK?

Magazin dünyasından gazinocular kralı Fahrettin Aslan’ın oyuncu oğlu olarak tanıdığımız Mehmet Aslan MHP’den siyasete atıldı. Bir süre önce İstanbul İl Başkan Yardımcılığı görevini üstlenen Aslan’ın haziran ayında yapılacak genel seçimlerde milletvekili adayı olacağı düşünülüyor. Paris’te büyümüş, Sorbonne ve Boston’da okumuş, Türkiye’ye döndükten sonra oyuncu çevresine katılmış birinin siyasete atılırken neden MHP’yi seçtiğini merak ettim. Gezi Parkı karşısındaki ofisinde buluşup milliyetçiliği benimsemesinin altındaki nedenleri sordum.

BİLMEYENLER İÇİN MEHMET ASLAN

1983 doğumlu yani 32 yaşında. Gazinocular kralı ünlü işletmeci Fahrettin Aslan’ın en küçük oğlu. Fahrettin Aslan’ın oğlu olarak ayrıcalık görmesin, daha normal şartlarda yetişsin diye 10 yaşındayken annesi Paris’e götürmüş. Sorbonne Üniversitesi’nde psikoloji, Boston’da Uluslararası Ticaret okumuş. MHP ile ilişkisi Fransa’da Ülkü Ocakları’na gidip gelirken başlamış. Geçen yıldan beri MHP İstanbul İl Başkan Yardımcısı. Ekmeğini hem oyunculuktan hem de ticaretten kazanıyor. Doğal taş ithalat ihracatıyla uğraşıyor.‘Çılgın Dersane’, ‘Doktorlar’, ‘Belalı Baldız’ gibi popüler dizi ve filmlerde boy gösterdi. Koyu Galatasaraylı. Hayat felsefesi “Yukarıda Allah, sancakta bayrak, yürekte Galatasaray” Dindar. Cuma namazına yetişebilmesi için röportajı erken bitirdik.

“PARİS’TE BÜYÜDÜM AMA KENDİMİ HEP TÜRK HİSSETTİM”

Nasıl başladı siyaset merakı?

Bu bir merak değil aslında. Ömrümün yarısını yurtdışında geçirdim. 10 yaşında Paris’e, üniversitede Boston’a gittim. 3 ayrı dünya kültürünü bir arada yaşadım. Uzaklarda yalnız yaşamak bana olgunluk kazandırdı. Hayat bana farklı şanslar tanıdı. Varlıklı bir ailenin oğluydum. Dünya nereye gidiyor, ülkem nereye gidiyor, ne yanlış yapılıyor gözlemledim. Paris’te lisedeyken Kardak krizi patlamıştı. Haberleri dikkatle izlerdim. Babam rahmetli olduktan sonra kendi ayaklarım üzerinde durmak için çabaladım. Bazı şeyleri oturttuktan sonra içimden ülkem için, insanlar için bir şeyler yapmak geldi…

Paris, Boston, sonra Türkiye… “Oralarda yetişmiş genç bir oyuncu solcu-liberal olur diye geliyor akla.

Solculuğun kalesi sayılan Sorbonne’da okudum ama yurtdışında bir Türk olarak yaşadığın zaman azınlık oluyorsun… Değerlerine, inancına çok bağlı kalıyorsun.

Paris’e adaptasyon sorunu mu yaşadın?

Aslında adaptasyon sorunu yaşamayacak kadar ufaktım. 10 yaşında gittim, 24 yaşına kadar kaldım. Ailemi özlüyordum. Farklı bir dünyaya girmiştim. Burada Fahrettin Aslan’ın oğlu olarak yaşarken Fransa’da metroya, otobüse biniyordum, sıradan bir hayat yaşıyordum. Bu beni daha da olgunlaştırdı. Farklı bir ülkede size ait olmayan insanlarla beraber yaşayınca kendi değerlerinize daha çok sahip çıkıyorsunuz.

Aksine daha çabuk asimile olman, Parisli gibi hissetmen gerekmez miydi?

İçimde asimile olamayacak kadar çok vatan sevgisi vardı. Oranın eğitimini aldım, doğrusunu yanlışını gözlemledim ama kendimi her zaman Türk hissettim. Azınlık olarak yaşamak da bana bunu hissettirdi.

“ERMENİLERİN SALDIRILARINA UĞRADIM”

Paris’te lüks bir hayat yaşamıyor muydun?

Cebimde ne kadar para olursa olsun, başlangıçta dili bilmiyordum. Arkadaşım yoktu. Yalnız kalıyordum. Türklere önyargı ile bakıyorlardı. Büyük bir Ermeni diasporası vardı, dışlandım, hor görüldüm. Ermeniler tarafından saldırıya uğradım.

Ne saldırısı?

Paris’e yeni gitmiştik. Mahalledeki çocuklarla futbol maçı yapıyorduk. İsmimi sordular. ‘Mehmet’ deyince Arap olduğumu düşündüler. ‘Hayır, Türk’üm deyince Pierre adında bir çocuk nefretle üstüme saldırdı. Ermeni nedir bilmiyordum. Okul çıkışında diğer arkadaşlarıyla toplanıp tekrar saldırdılar. Büyük badire atlattım, az kalsın ölüyordum.

O saldırıdan sonra sende Ermenilere karşı bir nefret mi oluştu?

O yaşlarda ister istemez bir şaşkınlık oluyor. Pierre’in Ermeni olduğunu bilmiyordum, Fransız olmasına yorup Fransızlardan nefret ettim. Sonra Ermeni olduğunu öğrendim. Büyüyünce gerçekleri daha iyi anladım. Ermeni dostlarım da oldu.

Peki o saldırılar seni Türk milliyetçisi olmaya mı itti?

Aslında aileden gelen bir milliyetçilik var. Babam da annem de milliyetçi muhafazakârdı.

“ANNEM ÇOK TEDİRGİN”

Siyasete atılmana ailen nasıl bakıyor?

Annem çok tedirgin. İnandığım dava yüzünden başıma bir şey gelmesinden korkuyor ama sonuçta kararıma destek veriyor. İsmail abim ve ablam da destek veriyor.

Diğer abin Sacit Aslan eleştiriyormuş ama…

Ailemi sordun!…

Baban yaşasa siyasete girmene karşı çıkar mıydı?

Neden böyle bir şey istediğime bakardı. Yapabileceğimi görünce destek verirdi.

Onun oğlu olmak hayatını nasıl şekillendirdi?

Dünyaya bin kere gelsem yine onun oğlu olmak isterim. Sıfırdan başarmış, çok genç yaşta kral sıfatına ulaşmış, işinin bir numarası olmuş bir adamdı. Hem çok otoriter hem de çok yufka yürekliydi. Çok ileri görüşlüydü. ‘İnandığınız yoldan dönmeyin’ derdi. Mücadeleci yapımı ondan öğrendim.

“ADAYLIK TEKLİFİ DİZİ TEKLİFİ GİBİ GELMEZ”

Neden MHP’lisin?

Yetiştirilme tarzıma, yapıma, aklıma fikrime vicdanıma uygun tek parti MHP. Tarihiyle barışık, Atatürk’le barışık, TC değerlerine bağlı, muhafazakâr, İslamiyet’le hiçbir problemi yok… Beni Mehmet Aslan yapan bütün değerleri barındıran bir siyasi hareket.

Partiyle yollarınız nasıl kesişti?

Yeni kesişmedi. Milliyetçi olarak yetiştim. Fransa’daki konfederasyonlara giderdim, Ülkü Ocakları’yla ilişkim vardı. Babamın vefatından sonra kendi hayatımı kurmaya çalıştığım dönemde biraz uzak kaldım ama siyasi görüşüm hep belliydi. Kendi ayaklarımın üstünde durduktan sonra bir şeyler yapmam gerektiğini düşündüm. 1980 sonrası gençlerin siyaset konuşamadığını görünce ‘Biz bir şey yapamazsak işler daha da kötüye gidecek’ diye düşündüm. Projelerim vardı. Genel Başkanımız Devlet Bahçeli’yi ziyaret etmek istedim. Çevremdekilerde ‘Dinlemez, seni kale almaz’ diye önyargı vardı. Gittim, fikirlerimi arz ettim.

Ne konuştunuz?

Gençlik üzerine, ülkem üzerine projelerimi anlattım. Etrafta gördüğüm yanlışları, diğer ülkelerle bizim aramızdaki farkları, eksikliklerimizi anlattım. Dizi oyuncusu olarak gençliği çok iyi tanıyorum. Uyuşturucuyla mücadele konusunda bir proje sundum. Genel Başkanımızın sağduyusu insanların önyargılarından çok faklı. Dinledi, çok destek verdi.

MHP İl Başkan Yardımcısı olman için teklif nasıl geldi?

Genel başkanımızla 3 sene önce tanıştık. Sonraki süreçte Ankara’ya her gittiğimde kendisini ziyaret ettim. İstanbul İl Başkanlığı değişince bana da bu görev tebliğ edildi.

“DEVLET BEY BABAM GİBİ”

Devlet Bahçeli ile nasıl bir ilişkiniz var?

Babam yaşça benden çok büyüktü, ona karşı çok saygılıydım. Dolayısıyla o mertebedeki biriyle nasıl konuşulacağını çok iyi birim. Devlet Bey benim için bir baba figürü. Zaten fiziksel olarak da babama benzetiyorum!

Seçimlerde milletvekili adayı olacağın konuşuluyor. Teklif geldi mi?

Şu andaki resmi görevim İstanbul İl Başkan Yardımcılığı. Adaylık teklifi dizi teklifi gibi gelmez. Bana bir görev verirlerse elimden geldiğince yaparım.

“SANAT CAMİASINDA ÇOK ÜLKÜCÜ VAR”

MHP’ye katılman oyuncu çevresinde nasıl karşılandı?

Artık 1980 öncesi gibi keskin bir sağ-sol kavgası yok, ülkücülerin savaştığı komünizm tehdidi yok. Ülkeni ister sağdan sev ister soldan fark etmez. MHP birleştirici bir güç. Her kesimin ikinci partisi. Ortak değerlerimizi savunmak içinMHP’liyim. Bunu anlatınca arkadaşlarım artık solcusun-sağcısın diye tartışmıyor.

Oyuncular arasında senden sonra MHP’ye sempati duyan oldu mu?

Hem de bir sürü… Milliyetçilik Türkiye’de insanların kendini en çok ifade ettiği siyasi tanım. Aslında sanat camiasında çok ülkücü var ama şartlar gereği bunu pek ön plana koymamışlar.

“HER SARKIK BIYIK BIRAKAN ÜLKÜCÜ DEĞİLDİR”

MHP yüzde 15-18 bandını neden aşamıyor sizce?

MHP bir dava bir ideoloji partisi. Ege’ye gidince “Atatürkçüyüm”, Güneydoğu’ya gidince “Biji miji” diyemezsiniz. Edirne’den, Kars’a “Ne mutlu Türküm diyene” dersiniz.

MHP deyince akla bol takım elbiseli sert erkek figürü geliyor. 5 seçmenden 3’ü erkek. “Erkek partisi” eleştirisine ne diyorsun?

İnsanlarda böyle bir yanlış algı varsa bunu yıkabiliriz. Benim aday olmama da herkes şaşırmıştı. Demek ki olabiliyormuş!

Ya “Mafyatik, derin devletle ilişkili” eleştirileri?

Genel başkanımız 15 sene önce Ülkü Ocakları’nda büyük değişiklik yaptı. Çünkü Ülkü Ocakları’nın adı kullanılıyordu. Her sarkık bıyık bırakan ülkücü değildir. MHP devletin bir nevi sigortası gibi. Türkiye’de herkesin ikinci partisi MHP. Bu ülkenin harcı ama algıda problem var.

“BU ÜLKEDE KİMSENİN KİMLİK PROBLEMİ YOK, IRKÇILIK YOK”

Mehmet Aslan’a Kürt meselesine bakışını da sordum. MHP’nin bilindik tavrını tekrarladı…

90’lardan sonra milliyetçilik, Türklük vurgusundansa çok kimliklilik vurgusu daha önemli hale geldi. “Kürt Kürt olduğunu, Ermeni Ermeni olduğunu söyleyebilsin. Türklük baskın çıkmasın” talebine ne diyorsun?

Böyle bir talep yok. Bu da bir algı operasyonu.

Türkiye’de yaşayan her insan ben Türk’üm demek zorunda mı?

Hiç kimse hiçbir şey demek zorunda değil ama ‘Ben Türk’üm, bundan gurur duyuyorum. Bu ülkenin çoğunluğunu temsil ediyorum. Bu toprakları savaşarak kazandık, bin yıldır buradayım ve böyle yaşıyorum’ dediğim zaman ‘Sen faşistsin’ diyemezsin. Barış için insanları bölmeyi dayatmak büyük bir haksızlık. Bu ülkede kimsenin kimlik problemi yok. Türkiye’de ırkçılık yoktur.

Ama Kürtler ayrımcılığa uğradıklarını anlatıyorlar.

Bu ülkede herkes ayrıma uğradığını söylüyor, bu sadece bir etnik kökene yönelik yapılmamıştır. Kürt sorunu diye bir şey yok. Terörist bir grup ve baskıyla tutulan insanlar var. Birileri bu meseleyi kaşıyor. Bir etnik grubu yükselterek ülkeyi bölmeye çalışıyor.

Kübra Par 15.02.2015

HABERTÜRK

Bir gönderi yayınlayabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir. Giriş