İlker Reis, Yunan botuna yine kafa tuttu: Kaçarsak oraları kaybetmiş oluruz

0 Yorum

Yunanistan’ın uluslararası sularda Türk balıkçıları tacizleri devam ediyor. Yunan sahil güvenliğin tehdidini videoya çeken balıkçı İlker Özdemir Röportajlık’a konuştu.

ERCAN KÜÇÜK – ENİS DERDİMENTOĞLU

Gökçeada ile Semadirek Adası arasındaki Zürafa kayalığında balıkçılık yapan İlker Reis lakaplı İlker Özdemir, balıkçı teknesiyle uluslararası sularda olmasına rağmen Yunan Sahil Güvenliği tarafından taciz edildi.  Taciz ve tehditlere boyun eğmeyen İlker Reis lakaplı İlker Özdemir, Röportajlık’a yaptığı açıklamada, ABD’li GPS şirketinin  Yunanistan’ın saldırgan senaryolarına destek olacak şekilde hazırladığı haritalar için “Semadirek adasında Zürafa kayalıklarının dibinden o 500 metreyi dahil ederek 6 mil daha açmışlar” dedi.

Türk Balıkçılara, Yunan Sahil Güvenliklerin tavizi devam ediyor. 7 ay önce de Ege’de Yunan sahil güvenliklerin tacizine direnerek Yunanlıları vazgeçiren İlker Reis Yunanlıların bir tacizini daha ifşa etti. Gökçeada ve Semandirek arasinda kalan zürafa kayalıklarında paragat avcılığı (denizin içinde dibe sabit, asılı veya serili duracak halde düzenlenip fazla sayıda kösteğe bağlı iğne taşıyıp balık avlamaya yarayan ticari bir balıkçılık sistemi)  yapan İlker Reis, Yunan karasularının 1 mil (1852 metre) açıklarında olmasına ve uluslararası denizlerde avlanma yetkisi olmasına rağmen sahil güvenliklerin tacizine uğradı. Yine direnen ve avlanmaya devam eden İlker Reis fiziksel tacizin (üzerine sürmek, etrafında dönmek) ardından rahat bırakıldı. Özdemir videoda şu ifadeleri kullandı:

‘MAVİ VATANDA AVLANIYORUZ’

“Biz Mavi Vatanda avlanıyoruz. Sahil güvenliğimizi aradığımızda kaçıyorlar. Biz mücadelemizi veriyoruz. Burası beynelminel olduğu için bunların yaptıkları suç. Ancak böyle etrafımızda dolanırlar. Siz kaçarsanız onların istedikleri olur. Ama bunu yapamayacaklar. Mavi vatandayız.”

Yaşanan tacizi Röportajlık’a anlatan İlker Reis şunları söyledi:

“Sınırlarda avlanıyoruz. Hatta biraz daha 1.5 mil gerisinde avlanıyoruz. 2 günlüğüne gittik. Daha gider gitmez yolda önümüze çıktılar. Yine uluslararası sularda etrafımızda döndüler. Biz de üzerine yol verdik. Baktık üstümüze geliyor. Biz de onların üstüne yürüdük. Fakat tanıdılar herhalde muhtemelen. Sonrasında gitmek zorunda kaldılar.”

‘HERKESE AYNI TACİZDE BULUNUYORLAR’

İlker Reis, Yunan sahil botlarının, kayalıklara giden bütün balıkçılara aynı şekilde tacizlerde bulunduğunu da söyledi:

“Kayalıklara giden herkese aynı tacizde bulunuyorlar. Bu adamlar bir tarihte o kayalığın üzerine çakar koydular. Gemiler çarpmasın diye bir beton dökmüşler. Betona da güneş enerjili ışık koymuşlar. Aslında bu gemilere ikaz feneri. Lakin bu bölge 6 milin dışında olduğu için bunu herhangi bir devlet yani Türkiye de yapabilir, onlar yapmış. Fakat bu kayalık 500 metre uzaklıkta Semadirek adasına.

Bunlar da 500 metreyi de kendilerine dahil edip buraya da çakar koyup sahiplenelim politikasıyla yıllardır burayı korumaya çalışıyorlar. Ki şöyle bir zaaf var maalesef. GPS navigasyon yazılım firması Simrad, bu dünyadaki bütün cihazlara yazılımı yapan bu firma. Bunlar orada 6 artı 6 mili dahil etmişler. 6 milin sınırları çizgilidir ülkeler arasında. 2 ada arasındaki mesafe ölçülür, tam ortası uluslararası sudur. O da karışmaz biz de karışmayız. Fakat bunlar Semadirek adasında Zürafa kayalıklarının dibinden o 500 metreyi dahil ederek 6 mil daha açmışlar.

ABD ŞİRKETİ 6 MİLE 6 DAHA EKLİYOR

“Bir gemi o bölgeden geçip o çizgiyi ezmek zorunda kaldığı durumlarda, rotasını değiştirmemek için bu çizgiyi ihlal edeceği devleti arar. Ben sularına giriyorum deyip liman başkanlıklarına bilgi verir. Oradan da izin çıkar. Bu Simrad firması da Amerikan firması. Burada +6 mili koymaları Zürafa Kayalıklarını dahil ederek çizmiş olması yabancı geminin ikinci 6 mil çizgisini gördüğünde -o kırmızı çizgi- bunu Yunan karasuyu kabul ederek tekrar Yunanistan’ı arayarak onun olmayan bir suda ‘ben buradan geçiyorum. Sınırınızı ihlal edeceğim’ izni ister, rotasını çevirmez. Zürafa Kayalıklarını da dahil edip 6 mil katınca baktığında onların sularındaymış gibi oluyor. Ama 6 mil ölçüldüğünde o kayaların onların olmadığı biliniyor. Bizim devletimiz de zaten burası uluslararası su diyor. Bizim devletimiz de onların yaptığını kabul etmiyor. Kaldı ki bize sahil güvenlik toplantılarında ‘bu bölge uluslararası sudur. Rahatlıkla avcılık yapabilirsiniz. Bir sıkıntı olduğunda arayın, biz müdahale ederiz’ diyorlar.

“Şimdi biz bulunduğumuz alanda uluslararası olduğunu bilerek avlanıyoruz. Fakat bunlar burası bizim diyerek bize baskıda bulunuyorlar balıkçılara. Türk sahil güvenlik botu geldiğinde kaçıyorlar. Onların suyuna da botumuz dahi olsa giremeyeceğini den mecburen karşılıklı beklemeler oluyor. Bizim 14 mil uzaklıkta o bölgede Zürafa kayalıkları. Semadirek’ten 6.5mil, Gökçeada’dan 14.5mil. Şimdi baktığımda onlara yakın. Fakat çakarı da bunlar zamanında koymuş. Devlet olarak karşı çıkmadığımız için. Onlar kendilerininmiş gibi hareket ediyorlar.

‘ENEZ’E GİTMEK İÇİN DESTUR ALMAK ZORUNDA KALIRIZ’

“Aslında arkamızı dönsek hiçbir sorun yok. Ama o zaman o bölgeyi biz de tanımış oluyoruz onlar adına. Dolayısıyla bugün Kardak da dahil ve ufak kayalıkları nasıl kaybettiysek bu bölgede de böyle bir durum oluyor. Ama bu bölgenin daha da farklı bir durum var. Şimdi bu bölge niye çok önemli bu kayalık? Niye bunlar bu kadar önem veriyor? Bugün Büyük kemikli-Sultaniçe hattı tam Saroz’un ağzıdır, giriş ağzıdır. Şimdi bunlar kayalıktan 6 mil daha dahil ederlerse eğer, Saroz’un ağzını da kapatmış oluyorlar. Bugün Dedeağaç’a tank yığılmasının en büyük sebeplerinden biri bulunduğumuz bölgedir. Hatta Semadirek Adasını Amerika’ya vermeyi düşünüyorlar. 6 milli de dahil etti mi biz bugün Enez’e gitmek için destur almak zorundayız. Kendi memleketimiz.  Kara sularını takip etmek zorundayız ki bu inanılmaz bir kayıp.

İlker Reis, Yunan botuna yine kafa tuttu: Kaçarsak oraları kaybetmiş oluruz | Röportajlık (roportajlik.com)

Bir gönderi yayınlayabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir. Giriş