‘Cumhuriyet Devrimlerini Yeniden İnşa Edecek Kuşağız’

0 Yorum

Türkiye’de gençlik mücadelesi zaman zaman sekteye uğrasa da yüzyılı aşkın süredir devam ediyor. 68’lerde FKF, Dev-Genç’in önderliğinde devam eden gençlik mücadelesinde bugün bir çok örgüt yer alıyor. Bu örgütlerden birisi de Türkiye Gençlik Birliği (TGB). TGB gençlik mücadelesi içerisinde güç kaybetmeden 10.yılına giren belki de tek örgüt. Silivri duvarlarına dayanan, Gezi Direnişi’nin önemli aktörlerinden olan TGB 10 yıllık mücadele tarihini ‘Şu Çılgın Gençler’ ismiyle kitaplaştırdı.

TGB Genel Başkanı Çağdaş Cengiz’in önderliğinde hazırlanan kitapta TGB’nin deneyimleri ve eylemlerinin kısa bir özeti yer alıyor. Biz de Röportajlık olarak TGB Genel Sekreteri Sinan Sungur ile hem TGB’nin 10 yılını, hem ‘Şu Çılgın Gençler’ i hem de üniversitelerdeki gerginliği, kavgaları konuştuk.

Röportaj : Ercan Deniz Küçük

twitter.com/ercandenizkucuk

ERCAN DENİZ KÜÇÜK (EDK) : Öncelikle sizi tanıyalım.

Sinan Sungur kimdir? Kaç yıldır TGB’de? Görevleri ve şimdiki görevi)

SİNAN SUNGUR (SS) : Merhabalar. 1991 İzmir doğumluyum. Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunuyum. Şimdi Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde yüksek lisans yapıyorum. TGB’nin, kurulduğu yıldan beri üyesiyim. Liseli yöneticiliği, il başkanlığı, genel sekreter yardımcılığı görevini yürüttüm. 2015 Aralık ayından beri Genel Sekreterlik görevini yürütüyorum.

EDK : Türkiye Gençlik Birliği, 10.yaşını kutlamaya hazırlanıyor. Bu geçen 10 yılda TGB’yi nasıl değerlendiriyorsunuz?

SS : Örgütümüzün tarihini, Türkiye’nin yakın dönem tarihi ile beraber değerlendiriyoruz. 2006 yılından bugüne, Türkiye’de Atatürkçülerin ve vatanseverlerin, somut başarılarının, ülkenin gidişatına yön veren eylemlerinin başında ya da içerisinde olduk. TGB, bu toprakların geleceği. Titizlikle kurulan, ayakta tutulan ve daha nice büyük başarılar kazanabilecek bir örgüt. Türk Devriminin kadro okulu diyebiliriz. Kurulduğu günden beri onbinlerce gencin emeği geçmiş, binlerce yurttaşın desteğiyle faaliyet yürütmüş bir yapı. Türkiye ve dünya tarihinde örnek gösterilebilecek, marka bir örgüt. 10 yılda elde ettiği başarıları liste yapmaya kalksak uzun zamanımızı alır. Tarihi boyunca hem Türkiye’nin geleceğine yön verdi hem de binlerce kadro yetiştirerek cumhuriyetin iradesini ayakta tuttu. TGB bu yönüyle bir okul gibi çalışıyor. Mezun verdiği kadroları farklı mücadele alanlarının(sendikalar, barolar, direnen basın kurumları) en önünde görev yapıyor. Aynı zamanda milletimizin fedakarlığının vücut bulmuş hali. Bunca başarıya rağmen eksiklerimizin farkındayız, yetinmiyoruz. Fikirlerimiz iktidar olana kadar aynı hırsla çalışmamız gerekiyor. Ama 10 yıllık muhasebe TGB’yi, milletimizin benimsediğini ve gençliğin tek sesi olduğunu gösterdi.

10 Yılda Gelinen Nokta

EDK : On yıllık sürede ilk başladığınız yoldan nereye kadar geldiniz?sinansungur

SS : TGB, üniversite topluluklarının birleşmesi ile kuruldu. Bugün, TGB’yi kuran topluluk rakamını ikiye katlamış durumdayız. Bununla birlikte, 40 kampüste yerel dergi çıkarıyoruz. Üretme heyecanı ile hareket eden üniversite gençliğinin ihtiyacı olan araçları yaratıyoruz. Bir de liseli örgütümüz kuruldu, Türkiye Liseliler Birliği. Liseli alanında harikalar yaratıyor. Türkiye’de 12 Eylül sonrası liseli öğrencileri, bu derece siyasi mücadeleye katabilen başka bir yapı yok. Onuncu yılında iki bin öğrenciyi bir araya getirerek kurulan bir örgütten, milletin geleceğine yön veren, elli bin üyesi olan, binlerce gönüllüye sahip bir örgüt haline geldi. Atatürk Gençliği’nin temsilcisi ve sesi oldu. Çizdiği doğru eylem hattıyla, dostun güven, düşmanın korku duyduğu bir örgüt haline geldi.

EDK : TGB bildiğimiz kadarıyla Türkiye’de 10.yılını kutlayan ilk gençlik örgütü. Ve aktif çalışmalarınız-eylemleriniz devam ediyor. Siz bu başarıyı neye bağlıyorsunuz?

SS : TGB dışında, 10 yılı aşkın süredir faaliyet yürüten başka gençlik örgütleri var. Ancak sağdan ve soldan, birçok siyasi partiden genci bir arada, ortak bir disiplin altında birleştiren tek gençlik kitle örgütüyüz. Başarısının sırları basit. Gençliğe Hitabe ve Bursa Nutku’na bağlılık, katıksız antiemperyalist ve bağımsızlıkçı dik duruş, milletine bağlılık, geçmiş mücadele deneyimlerinden süzülen tecrübeyi özümsemek ve en önemlisi gençliğin fedakarlığına yaslanmak. Biz, büyük bir aile olmakla övünürüz. Arkadaşlık ve yoldaşlık bizim en büyük harcımız. TGB’nin kadrolar birbirine, milletine bağlı olduğu gibi tutkundur. Aynı kavgayı paylaşmanın verdiği mutluluk, en büyük motivasyon kaynaklarımızdan.

10.Yıl Kutlamaları Neler Olacak?

EDK : 10.yıl kutlamalarınız hakkında Roportajlik.com okurlarına biraz ipucu vermenizi istesem?

SS : Büyük işlerin ve büyük mücadelelerin hazırlığı içerisindeyiz. Örgütümüzü kitlediğimiz siyasi bir hedef var. Milletimizin karşı karşıya kaldığı tehlikeleri savuşturmak, en büyük kutlama olacaktır. 19 Mayıs 2016 hem bir kutlama hem de bir mücadele günü olacak. Çok yakında programı ilan edeceğiz. Geçmiş başarılarımızı hatırlatmakla birlikte, yeni mücadeleleri de ördüğümüz bir dönem olacak. TGB’yi takip edenler şimdiden hazır olsunlar, hareketli günler bizi bekliyor. Türkiye’nin geleceğine seçimler dışında müdahale etme birikimimiz ve tecrübemiz yüksek. Bu birikimin harekete geçeceği bir dönem bizi bekliyor. Örgütümüzün tarihini anlatan bir kitap hazırladık. Geçmiş 10 yılın büyün tecrübelerini ele aldık. Şimdi yurdun dört bir yanında dağıtımı ve satışı yapılıyor.

TGB Faşist mi, Komünist mi?

EDK : Size bir kesim faşist derken bir başka kesim komünist diyor. TGB nedir? Kimdir?

tgbSS : TGB Atatürkçü, vatansever ve devrimci gençlerin ortak mücadele örgütü. Emperyalizme karşı bağımsızlık mücadelesi yürütüyoruz. Daha da somutlarsak, Türkiye’nin vatan bütünlüğünü sağlama, milleti bir arada tutma mücadelesinde en öndeyiz. Cumhuriyet devrimlerini yeniden inşa edecek kuşağız. Türkiye’nin bütün üniversitelerini aydınlatmak, gerici ve neoliberal iklimin etkisinden arındırmaya çalışıyoruz. Üniversite öğrencisinin sorunlarının çözümünde en öndeyiz. Bu durumda, gençliğin her kesiminden örgütümüze katılımlar oluyor. Farklı eleştiriler alıyoruz, dostça gelen bütün eleştirileri kurullarımızda değerlendiriyoruz. Ancak, Türkiye’de vatan savunmasını ‘faşizm’ olarak yorumlayan fikirler, azınlık ve itibarı olmayan, esasında PKK kuyruğunda olan örgütlerden çıkıyor. Emperyalizmin taşeronu olan bölücü örgütün eteklerinin dibinden yapılan bu tarz saldırılar, etki etmediği gibi, bu ifadenin arkasında vatan ve millet düşmanlığı olduğunu çok iyi biliyoruz. Bugün açısından en büyük devrimci görev, milli devleti korumaktır. Emperyalizm bağımsızlığımıza ve birliğimize saldırıyor, en büyük yığınağımızı buraya, vatanımızı savunmaya yapıyoruz. Gericilik, cumhuriyet devrimlerine, üniversitelerimize saldırıyor. Öğrenciyi, piyasaya kurban eden bir gelecek dayatması var. Bunların toplamına karşı, bir direnç noktasıyız. Aynı zamanda yapıcı bir örgütüz. Bizi dostça eleştiren bütün kurumlar ile yan yana olmayı istiyoruz.

TGB’nin Yapması Gereken Çalışmalar

EDK : TGB’nin bunları da yapması gerekiyor diyeceğiniz çalışmalar var mı?

SS : Türkiye’nin vatan savunmasında, özellikle gençliğin birliğine ihtiyacı var. Bunu sağlamaya çalışmak en büyük görevlerimizden. TGB’nin daha fazla kadro yetiştirmesi, daha büyük işler başarması gerekiyor. Zaman geçtikçe bedellerimiz artıyor. Devrimci ve milli bir iktidar kurulana kadar, daha fazla çalışmamız gerekiyor. Buradan arkadaşlarımıza ve dostlarımıza açık çağrı yapıyoruz, TGB’nin eksiklerini birlikte ortaya koyalım, birlikte tamamlayalım.

FKF ve Dev-Genç’in mirasını bugün biz taşıyoruz”

EDK : Geçmişte kurulan FKF, Dev-Genç gibi gençlik örgütlerine baktığımızda TGB’nin bu örgütlere göre farkları nelerdir? Siz TGB’yi gençlik mücadelesi tarihinde nereye koyuyorsunuz?

SS : FKF ve Dev-Genç’in mirasını bugün biz taşıyoruz. Bunu 68 gençlik hareketinin önderleri söylüyor. Pratik olarak da ispatlanıyor. Dev-Genç, Türkiye gençlik hareketinde bir yol açtı. Atatürk’ün Gençliğe Hitabe’de verdiği görevleri yerine getirmek için, gözünü kırpmadan kendisini feda etme kültürünü bu topraklarda hakim kıldı. Bizlere, başarılarla dolu bir miras, eksikler ve hatalardan çıkan tecrübeler bıraktılar. Mirası süzüyor, tecrübeleri dikkate alıyoruz. Ama onları aşan bir pratik içerisindeyiz. Türkiye aynı durumda değil, düşman kendisini yeniledi. Farkı bir dönemdeyiz. Benzerlikler olmakla birlikte tarz ve yöntem açısından farklılaşan çok noktamız var. Bir kere Türkiye’de üniversite dinamizmi çok farklı bir durumda. 12 Eylül darbesinin yarattığı tahribatlar var. Sistem, gençliğin dirilmemesi, milli kimliğinden uzaklaşması için ciddi saldırılar yapıyor. Bu dönemde daha farklı bir gençlik hareketi karakteri var. Haziran Ayaklanması’nda bunu gördük. TGB’nin varlığı ve eylemleri bu farklılığın ciddi bir göstergesi. Yaygın, istikrarlı, sürekli büyüyen ve ilerleyen, hedeflerini başarıyla tamamlayan bir hareketiz. Dev-Genç’ten belirgin bir farkımız bu olabilir. Ayrıca kitlesellik ve yaygınlık bakımından daha ileri bir durumdayız. Yaslandığımız miras 68’inde ötesinde. Türkiye’nin 150 yıllık milli demokratik devrim süreci var. Buna yaslandığımız için bu kadar başarılı işler ortaya koyuyoruz. Buna rağmen yapmamız gereken, müdahale etmemiz gereken çok fazla gelişme var. TGB, gençlik mücadelesinin bayrağının bugünkü temsilcisidir. Gençlik mücadelesinin en ileri talepleri, bizim mücadelemizde karşılık buluyor. Mehmetçik, cephede büyük bir mücadele yürütüyor. Türk Gençliğinin en büyük görevi, cephede çarpışan Mehmetçiğin arkasında konumlanmaktır, cephe gerisini kuvvetli tutmaktır. Gençliğin en büyük görevi budur. Bununla birlikte, bölücü ve gerici bir anayasa tehdidi ve başkanlık dayatması ile karşı karşıyayız. Bunu savuşturmak, geleceğimizin açısından belirleyici olacak. Gençliğin gelecek kaygısı yoğunlaşıyor. Bu kaygı, toplumsal mücadeleye katılımı tetikliyor. Bu anlamda gençlik hareketinin daha da kitleselleşeceği, gençliğin talepleri uğruna daha büyük mücadeleler önüne koyacağını söyleyebiliriz.

EDK : Diyarbakır Bismil Cumhuriyet Köyü’nde okul yaptınız. Şuanda o okulda durum nedir? Eğitim devam ediyor mu?

tgbdbakırokulSS : Türk Ordusu milletin desteğiyle, milletimizin birliğini sağlama, toprak bütünlüğümüzü koruma mücadelesi veriyor. Gençlik, Mehmetçiğin en fazla bir adım gerisinde konumlanıyor. Türkiye’nin birliğine harç koymaya devam ediyoruz. Bu kapsamda 2010 yılında Diyarbakır Bismil ilçesi Cumhuriyet Köyü’ne bir okul inşa ettik. Okul birliğimizin simgelerinden oldu. Şuan dimdik ayakta duruyor. Okul, Türkiye’nin birliğine koyulan harcın tuttuğunun simgesidir. Bizde yakından takip ediyoruz. Bölgede irtibatlı olduğumuz çok fazla okul ve öğretmen var. Onların yardımına gücümüz yettiği oranda koşmaya çalışıyoruz. Bölgedeki eğitim kurumlarını ayakta tutma zorunluluğumuz var. Üniversitelerden bölgeye kardeşlik elini daha güçlü uzatacağız. Güneydoğuda örgütleniyoruz, büyüyoruz. Yakın dönemde çok güzel haberler alacağız.

EDK : Sizin unutamadığınız, en gurur duyduğunuz eylem hangisidir diye sorsam?

SS : TGB’nin her eylemi büyük ve etkili. Aynı zamanda hepimiz için öğretici pratikler. Pratik içerisinde milletimizin gerçekliğini ve iradesini daha net görebiliyoruz. Birçok eylemde tahminimizin ötesinde, bizi şaşırtan sonuçlar oldu. Benim en unutamadığım eylem, 5 Ağustos 2013 Silivri çıkarmasıdır. O dönem Kayseri il yöneticisi olarak görev yapıyordum. Örgütümüze operasyon yapıldı, sorumluluk bir anda dışarıdaki arkadaşlara kaldı. Üzerimizdeki sorumluluğun bu kadar geliştirici olduğu bir eylem hatırlamıyorum.

EDK : 10 yıllık çalışmalarınızı ‘Şu Çılgın Gençler’ ismiyle kitaplaştırdınız. ‘Şu Çılgın Gençler’ kitabını yazma fikri nereden çıktı? Anlamı, önemi sizce nedir? Ve ismi neden ‘Şu Çılgın Gençler’?

SS : TGB, Mayıs 19’da 10. Yaşını dolduruyor. Bu yıl önümüze çok yönlü bir çalışma planı koyduk. Kitabımız da bunun bir parçası. Ancak “Şu Çılgın Gençler” kitabı bir çalışma planının parçası olmanın ötesinde bizim için büyük anlamlar taşıyor. TGB bir kuşağın okulu oldu ve Türkiye gençlik hareketi tarihine damgasını vurdu. 10 Yıllık pratiğimizin milletimize bir muhasebesini sunmak, tarihe not etmek bu kitaplarımızın amaçlarından bazıları… Kitabımız bir TGB tarihi kitabı olmanın ötesinde, mücadelelerle dolu yakın tarihimize de ışık tutuyor. Sanıyoruz Türkiye’de kendi pratiğini teorize eden, bir gençlik örgütü de bulunmuyor. Kitabımız aynı zamanda TGB’nin bu kadar kısa sürede nasıl etkili bir örgüt olduğunun yanıtlarını da üretmeyi hedefliyor. Bu heyecanla kitabımızın çalışmalarına başladık ve bu ay içerisinde tamamladık. Kitabımız, yüzlerce arkadaşımızın emeğiyle tamamlandı. Kitap aynı zamanda, Atatürk Cumhuriyeti’ni diriltecek olanların, yurdumuzu tekrar bağımsız kılacak, milletimizin birliğini yaratacak olanların mücadele öyküsüdür. Bu öyküyü yazılı hale getirmek heyecan verici bir iş oldu.şu çılgıngençler

İsmine gelince… Bizler, Turgut Özakman’ın “Şu Çılgın Türkler” kitabını okuyarak yetişen bir kuşağız. Sanıyorum o kitap Türkiye tarihinin en çok satılan kitaplarından birisi olmuştu. “Çılgın Türkler” tarihin her dönemine damgasını vuran, emperyalist kuvvetlerin hesaplarını her defasında alt üst eden, Turgut Özakman’ın deyişiyle de yurdunu deli gibi sevenlerdir. Türk Devrimcileri için marka bir adlandırmadır. O yüzden kitabın ismini “Şu Çılgın Gençler”olarak belirledik. Fikir her zaman olduğu gibi kolektif bir ortamda çıktı ve gelişti. Okurlarımız bu kitapta, gösterdiği fedakarlığı, elde ettiği başarıları bulacak. Yeni hedefleri ve umutları görecek. Özetle bu kitapta kendisini görecek.

Gezi Sonrası Gençlik Mücadelesi

EDK : Biraz da gündem üzerine konuşmak istiyorum. Gezi Direnişi sonrası Gençlik mücadelesinin geldiği durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

SS : Gezi eylemleri tarihimizin en kitlesel halk ayaklanmasıydı. Talepleri ve sloganları itibariyle, geleceğimizi şekillendirecek bir programı taşıyordu. Neredeyse bir ay süren çatışmalarda ortaya koyulan sağlam irade, gençliğin kararlılığının göstergesi oldu. Yalnız, ayaklanmanın talepleri seçimlere yansıtılamadı. Bir sönme söz konusu değil ama geri çekilme durumu oluştu. Şimdi farklı bir boyutta tekrar yükseliyor. Gezi eylemlerinin başarıları da oldu. Laiklikliğin nasıl savunulması gerektiğini gösterdi. Ergenekon ve Balyoz tertibinin dağıtılmasında büyük etkisi oldu. Türkiye’nin F tipi gladyodan arınmasının önü açıldı. Tertiplerin dağılmasıyla birlikte, Mehmetçik ABD destekli bölücülük ile çarpışmaya başladı. Şimdi o sürecin içerisindeyiz. Türkiye, ABD planları ile hesaplaşma içerisindedir. PKK’nın temizlenmesi, en acil görevimizdir. Bu sürecin başarıyla devam etmesi, Türkiye’nin NATO çizgisinden kopuşunun önünü açacaktır. Gençlik, milletin desteğinin sağlanmasında öncü bir rol oynuyor. Özellikle 24 Temmuz sonrası gerçekleşen Mehmetçiğe destek eylemlerinde, gençlik en öndeydi. Üniversitelere bakalım, gençliğin kalbi Mehmetçik ile atıyor. Bütün büyük etkinlikler bu siyasi zeminde gerçekleşiyor. Gençliğin yeni görevlerini pratikte görüyoruz.

Yeni bir tehdit ile karşı karşıyayız. Cephede kazandığımızı masada kaybetmek gibi bir tehlike hazırlığı var. Yeni anayasa ve başkanlık sistemi dayatmasından söz ediyorum. Türk milletini anayasadan çıkaran, tarikatların ve cemaatlerin önünü açan, Atatürk’ü ve devrim kanunlarını anayasadan silmeye çalışan bir saldırı hazırlığı var. Benzer saldırıyı geçmiş dönemde savuşturduk. Başarılarımız var. Milleti yok eden, çağ dışı ümmet anayasasına karşı konumlanmamız gerekiyor. Bu konuda büyük işler gerçekleşecek, hazırlıkları yapıyoruz. O anayasayı yaptırmayacağız, başkanlık sistemine müsaade etmeyeceğiz. Bu mücadele, hangi toplumsal sözleşmenin hayata geçeceğine karar verecek.

Üniversitelerde Kavgalar… TGB Bu Kavgaların Neresinde?

EDK : Üniversitelerde siyasi kavgalar devam ediyor. Siz bu kavgaları nasıl değerlendiriyorsunuz? TGB bu kavgaların neresinde?

SS : Üniversitelerde bir kavga ortamı ve kutuplaşma olduğu doğru. Kavganın tarafları net. Vatansever öğrenciler ile PKK arasında bir çarpışma söz konusu. Çarpışma sadece fiziki anlamda değil. Bir iklim mücadelesi var. Burada süreç vatansever öğrencilerden yana bir rüzgar estiriyor. PKK ve onun yanında konumlanan gençlik örgütleri ile TGB arasında bir mücadele söz konusu. Bölücü örgütlerin alanı daraldıkça saldırganlaşıyor, bu saldırıların odağında TGB oluyor. Çünkü PKK’yı bitiren siyasetlere sadece biz sahibiz. Kendileri açısından tehlikeyi doğru tespit etmişler. Biz kavgadan yana tutum almıyoruz. Ancak fiziki saldırılar ile karşı karşıya kaldığımızda arkadaşlarımızı korumak durumundayız. Bu örgütler daha geçen yıl Ege Üniversitesi’nde Fırat Çakıroğlu’nu katlettiler. Okullarımızdaki eli silahlı çetelerin varlığı, üniversitenin ruhuna yakışan demokratik bir tartışma ortamının yaratılması ihtimalini ortadan kalırıyor. Üniversite gençliği bu tür çetelerden yaka silkiyor. Bu yüzden TGB’nin vatansever eylemlerine katılım büyük. Bu kavgaların bitmesi, üniversitelerde vatansever bir rüzgarın hakim olması ile gerçekleşecektir. Bunun olmasına çok az kaldı.

Barış İçin Akademisyenler, Samimi Duygular Taşımıyor”

EDK : ‘Barış İçin Akademisyenler’ imza topladılar. Ve bu bir anda Türkiye’de en çok tartışılan konu oldu. Siz bir gençlik örgütü olarak bu bildiriyi ve sonrasında akademisyenlere yapılan baskıları nasıl değerlendiriyorsunuz?

SS : Sadece öğrenciler değil, bazı akademisyenler de PKK’nın siyasetlerini üniversitelere taşımaya çalıştılar. Barış İçin Akademisyenler grubunu kastediyorum. Bu hamle samimi duyguları taşımıyor. PKK’ya batıda alan açma çabası ile imzalar toplandı. Bildiri, vatan düşmanı vurgular ile dolu. Bu hamlenin boşa çıkarılması çok uzun zaman almadı. Vatansever öğretim üyeleri, daha güçlü bir kadro ile akademinin gerçek tavrını ortaya koydu. 200 öğrenci topluluğu Mehmetçiğin yanında olduğunu belirten bir açıklama yayınladı. Üniversitelerin gerçek tavrını, bu bildiriler ile ortaya koyduk. Barış İçin Akademisyenler grubundan bazı öğretim üyeleri gözaltına alındı, hukuki süreç başladı. PKK’yı desteleyen her hamle, gereken yaptırıma uğramalıdır. Akademinin ve üniversitelerin temsiliyetini bu isimlere bırakmamak gerekiyor. Yoksa iktidarın üniversitelere müdahalesinin de önü açılacaktır. Vatansever ve Atatürkçü öğretim üyelerimize büyük görev düştüğünü düşünüyoruz.

Gençlik Mücadelesinin Bugünkü Sloganıtgbistiklal

EDK : Bugün sizce gençlik mücadelesinin sloganı ne olmalı?

SS : Sloganlar mücadelenin ihtiyaçlarına göre belirleniyor. Bugün açısından gençlik mücadelesinin sloganları Gençliğe Hitabe ve Bursa Nutku’ndan çıkıyor. ‘Gençlik Vatan Savunmasında’ ve ‘Atatürk Gençliği Görev Başında’ sloganları önümüzdeki mücadeleyi en iyi karşılayan sloganlardır.

EDK : Uluslararası çalışmalarınız da söz konusu. Bilgi alabilir miyiz?

SS : Emperyalizm coğrafyamızı tehdit ediyor. Türkiye, Suriye, İran, Irak, Filistin işgalcilerin en sıcak saldırısı altında. Emperyalizme karşı birlikte mücadele yürüterek başarılı olabiliriz. Bunun tespitini yaptık ve bölgemizde birliği sağlamanın çalışmalarını yürütüyoruz. Bu kapsamda Dünya Antemperyalist Gençlik Birliği’ni kurduk. Dünya çapında birlikteliğin yaratılması için çeşitli çalışmalar yürütüyoruz. Büyük etkinlikler ile birliği kuvvetlendirecek bir rüzgar yaratacağız. Bunun dışında TGB’nin yurtdışı örgütleri var. Özellikle Avrupa’da kuvvetli örgülerimiz var. Avrupa’da yaşayan Türk gençlerinin örgütlendiği ve bir araya geldiği çalışmalar yürütüyoruz. Türkiye’ye ve Avrupa’da yaşayan Türklere dönük saldırılarda örgütlerimiz hızla harekete geçiyor. TGB’nin dünya çapında bir önderliğinin olduğunu, uluslararası dostlarımız ifade ediyor.

EDK : Son olarak eklemek istedikleriniz?

SS : Sizlere bu röportaj için teşekkür ediyorum. Başarılar diliyorum. Dostlarımızın ve genç arkadaşlarımızın TGB yöneticileri ile temas hainde olmasını öneriyoruz. Etrafımızda olan bizi takip eden arkadaşlarımızı, TGB’ye üye olmaya, birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz. Büyük işleri birlikte başaracağız.

Bir gönderi yayınlayabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir. Giriş