‘Hollywood sadece Amerikan piyasasıdır’

0 Yorum

kuzufilm

“Kuzu” Filminin Yönetmeni Kutluğ Ataman Ile Yapılan Röportaj , 17.10.2014

ZUUNİ MEDEE GAZETESİ

“Ulanbator” Uluslararası Film Festivali geçen hafta Ulanbator’da düzenlenmiştir. Film festivalinin “odak ülkesi” seçilen Türkiye’nin 3 filmi 9 Ekim 2014 tarihinde Moğol seyircileri ile buluştu. Türk Film Günü çerçevesinde gösterilen “Kuzu” filminin yönetmeni Kutlu Ataman ile Moğolistan’a gelmişken bir mülakat yapma fırsatını elde ettik:

Öncelikle kendinizi kısaca okuyucularımıza tanıştırır mısınız? Bu seneki Uluslararası Film Festivali’nde Sizin yönettiğiniz “Kuzu” film gösterildi. Bu süreçteki duygularınızı paylaşır mısınız?

Ben 25 yıldır sanat alanında görev yapıyorum. Bu çerçevede, iki alanda emek harcadım. Birincisi film yönetmeni, film yazarı, ikincisi ise güzel sanat alanıdır. Özellikle sanat galerileri ve uluslararası müzelerde kendi eserlerimi sergiliyorum. Moğolistan’a ilk kez geldim. Moğolistan’a gelişim benim için güzel duygular ve hatıralar bıraktı. Bu kez Moğol seyircilerine güzel bir film getirdim. Uluslararası film festivallerine sürekli katılıyorum. Dolayısıyla bu konuda biriktirdiğim tecrübem var sayılır. Tabii ki her yerden gelen davetiyelerini değerlendirmeye vaktim yetmiyor. Ama film yönetmenleri ile ilgili festivalleri hiç kaçırmam. Moğolistan’dan davetiye aldığımda çok sevinmiştim. Çünkü çocukken Moğol halkı ve tarihi hakkında yazılan kitapları okurdum. Türk ve Moğol halkının kültürel ve tarihi bağları mevcuttur. Moğolistan hakkında yazılan kitapları okumuş biri olarak Moğolistan’a gelmekten büyük bir mutluluk duydum. Benim yönettiğim “Kuzu” filmi Türkiye’de henüz gösterilmedi. Dolayısıyla, ilk izleyen Moğolistan halkı oldu. Filmin açılışı yakın zamanda Türkiye’de yapılacaktır.

Moğol filmini izlediniz mi? Özellikle tarihi filmlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye’de bugüne kadar hiçbir Moğol filmi gösterilmemiştir. Bu yüzden herhangi bir Moğol filmini izlemedim. Türkiye’de hem yerel hem yabancı filmler gösterilmektedir. Bu filmleri arasında dünya sinema pazarında önde gelen Hollywood’un Amerikan filmleri daha çok yer almaktadır.

Sinema pazarı aslında zor bir alandır. Yapılan filmlerin film festivallerde yer alabilmesi zor şartları beraberinde getiriyor. Bu festival Moğol filmleri izlememe ve filmin yönetmenleri ile biraraya gelmeme vesile tanımıştır. Moğol sinema sanatçıları ile görüştüm. Onlar bana kendilerinin yaptığı filmleri hediye ettiler. Artık Türkiye’ye dönünce rahat rahat izleyeceğim ve Moğol sinema sanatçıları ile nasıl bir işbirliği yapabileceğimi düşüneceğim. Her ziyaret ettiğim ülke bir hatıra olarak aklımda kalıyor. Ama Moğolistan’ın bıraktığı hatıralar bir başkadır.

 

Son dönemde Moğolistan’da bir sürü filmin “üretilmesi” seyircilerin eleştirilerine yol açmaktadır. Dolayısıyla, seyircilerin olumsuz eleştirilere yol açmamak için nelere dikkat etmelidir?

Sinema alanının ancak sinema sanayisi ve piyasasının katkısı ile geliştiğini asla unutmamalıyız. Bir taraftan sadece gelir elde etmek amacıyla yapılan filmler varken diğer taraftan sadece sanat içerikli film olabilmektedir. Sinema sanatı bazı konuda yüzde yüz tarafsız olmayabilmektedir. Mesela, bir resim sanatı gibi yüzde yüz sanat içerikli olmayabiliyor. Bu yüzden hem sanatsal hem de ticari içerikli olabilmektedir. Önemli olan bu iki hususu bir dengede tutmaktadır. Bu denge her bir film yönetmeni ve yazarı için farklı şekilde tanımlanabilmektedir. Ben de bu iki hususu kendi düzeyimde bir dengede tutmaya çalışıyorum. Benim filmlerim milyarlar gibi bir kar getirmezse de en azından gelir veriyor. Çünkü ben herkes tarafından beğenilsin amacıyla film yapmıyorum. Sade ve doğal olan şeyleri kendime göre anlatmayı tercih ederim.

 

“Kuzu” filmini ne kadar sürede bitirdiniz. Bu film aracılığıyla seyircilere nasıl bir “mesaj” vermek istediniz?

 

Filmin çekimi yaklaşık 5 hafta sürmüştür. Ama 3 yıl önceden planlanmıştır. Bu sürede oyuncuların seçimi, çalışma grubunun kurulması, ses düzeni gibi çalışmalara tamamlandı ve çekime başlatıldı. “Kuzu” filmi genel olarak dramatik bir eserdir.

Ben kamuoyuna herhangi bir “mesaj” vermek amaçla film yapmıyorum. Bu film aracılığıyla Türkiye’nin Güneydoğu bölgesinde yaşayan azınlık hayatının bir parçasını anlatmayı ve onun güzelliğini insanlarla paylaşmayı hedefledim. Dolayısıyla, benim filmlerim herhangi bir mesaj içermemektedir.

 

Moğolistan’da her hafta yeni filmler açılıyor. Kaliteli bir film yapabilmek için ne kadar zaman lazım Sizce?

Daha çok gelir amaçlı film yapmak isterseniz oldukça kısa zamanda çekimini bitirmeniz lazım. Çünkü çekim ne kadar uzun sürerse o kadar harcama gerektirmektedir. Ama bu tür eserlerin uluslararası film festivallerinde yer alması ve uluslararası sahnesinde tanıtılması gibi olanakları mümkün değildir. Bu yüzden yukarıda da bahsettiğim gibi her iki hususu bir dengede tutmalıdır. Sanat içerikli filmin esas temeli senaryosunda yatmaktadır. Her şey ancak senaryodan etkilenmektedir.  Senaryoya göre oyuncular ve çekim şekilleri değişebilmektedir.

 

Günümüzde bütün dünya Hollywood filmlerine hayran kalmaktadır. Sizce, Hollywood’da tanınmak için neler yapılmalıdır?

Hollywood sadece bir Amerikan piyasasıdır. Yanı, Hollywood filmleri daha çok Amerikanlılar tarafından izlenmektedir. Dolayısıyla, dünyanın çeşitli yerlerin kültürüne kapalı kalmaktadır. Mesela, Türkiye’de yapılan bir Türk filminin Hollywood’da gösterilmesi olanaksızdır. Ama Hollywood’ün oyuncu ve sanatçıları ile işbirliği içinde film yapılabilmektedir. Ayrıca, Hollywood filmlerinin konu olarak birbirilerine benzer olduğunu düşünüyorum.

 

Türk sineması dünya sinema sanatı ile karşılaştırıldığında hangi düzeyde olduğunu düşünüyorsunuz?

Türk sinemacıların yaptığı film yerel sinema piyasasının %56’sını tek başına oluşturmaktadır. Bu bir başarıdır bence. Çünkü gün geçtikçe Türkiye’de gösterime sunulan Hollywood film sayısı artmaktadır. Buna rağmen seyircilerin büyük kısmı yerel filmini izlemeyi tercih etmektedir. Türk filmler son dönemlerde uluslararası film festivallere başarılı bir şekilde katılmaktadır. Bu yüzden Türk sinemasının gelişmekte olduğunu değerlendirebilirim. Ama tabii ki eksiklerimiz de vardır. Mesela, tam anlamıyla yüzde yüz sanat içerikli film seyirciler tarafından o kadar da beğenilmemektedir. Çünkü bu filmlere ancak sanatçılar ilgi duyabilmektedir.

İleride hangi konuda film yapmayı düşünüyorsunuz? Bazılar mesela tarihi film yapmak isterler?

Sanat içerikli, mesleki nitelikleri taşıyan ve aynı zamanda içinde bulunduğumuz dönemin piyasasına uyumlu olan bir film yapmayı planlıyorum. Şimdi bahsettiğim bu hususların biraraya getirilip getirilemeyeceğini düşündüm. Başta Güzey Kore, İngiltere olmak üzere Fransa film yönetmenlerinin yaptığı eserleri araştırmıştım. Araştırma neticesinde bu hususların biraraya getirilebileceğini öğrendim.

 

Bir gönderi yayınlayabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir. Giriş