İYİ Parti’nin üçüncü yol denemesi: Yol yeni ise söylem de yenilenmeli

0 Yorum

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İYİ Partiyi de kapsayan ittifak çağrısına rağmen İYİ Parti Türk siyasetini içine sürüklendiği sıkışıklıktan kurtarabilecek, Türk seçmenine bir üçüncü seçenek sunabilecek hür ve müstakil siyasetinde ısrarlı. 

İçinde riskler barındıran bu ısrarlı tavır ittifak siyasetinden beslenen, Türkiye’nin kutuplaşması üzerinden siyasi varlığını sürdüren diğer siyasi partilerin İYİ Parti üzerinde baskı kurmak istemesine yol açsa da kurulduğu günden bu yana siyasal kimliğini oluşturma fırsatını bulamamış İYİ Parti için önemli bir fırsat.

İttifak sistemi içinde kendi siyasal kimliğini inşa imkânı bulamayan İYİ Partinin kuruluş felsefesi varlığını başka partilerin varlığına armağan etmek, CHP’ye yancı olmak, belediyeleri ve belediye imkanlarını CHP veya AKP’ye sunmak değil kuruluş felsefesi Türk Milliyetçiliği, kurucu kadroları Türk Milliyetçileri olan İYİ Partiyi iktidara taşımaktı. 

Bugün ittifak sistemi içinde yer almaktan kaynaklı bir bedelin ağırlığını omuzlayarak her iki hedefinden uzak düşmüş olsa da İYİ Parti;

Türkiye’nin iki kutup arasına sıkışmışlığını giderecek,

Seçmene kendi dünya görüşü ve çizgisinde temsil niteliği olan adaylara oy atma imkanı verecek,

Kendi siyasal kültürünü ve siyasal kimliğini yeniden inşa edecek,

Hür ve müstakil bir Üçüncü Yol seçeneğini tercih ederek tahterevalli siyasetine başkaldırmış, AK Partiden gelen ittifak teklifini ittifak siyasetinin yarattığı kutuplaşmaya vurgu yaparak reddederek kararlılığını da ortaya koymuş görünüyor.

**

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve 50+1 çarpıklığının Türk siyasetine verdiği en büyük zararlardan birisi kutuplaştırmayı derinleştirmesi ise bir diğeri kurulan iki kutuplu siyaset düzeni içinde partilerin ve seçmenin kimliksizleşmesi, melezleşmesidir.

İttifak düzenine mecbur bırakılan siyasi partiler fikirlerini, ideolojilerini, eğilimlerini geri plana atmak zorunda kalmış, kimliksizleşmiş, ittifaklar içinde erime sürecine maruz bırakılmıştır. Siyasi partilerin dünya görüşleri bulanıklaşırken seçmen de melezleşme eğilimine sürüklenmiştir.

İttifak dayatması içinde her geçen gün kimliğinden uzaklaşan partilerin siyasi söylemlerinin içi boşalırken parti kadroları, parti programları değersizleşmiş, siyasi kimlikler, siyasi gelenekler iki kutuplu siyaset kazanında KAZANMAK-KAYBETMEK denklemine kurban verilmiştir.

Türk siyasetini etkisi altına alan “siyasi melezleşme” partileri için için kemirirken, partilerin savunduğu değerler, fikirler esnemiş, bulanıklaşmış,

Parti kadrolarını da inanmadığı değerleri, yapıları, isimleri savunmak zorunda bırakmıştır.

“Siyasi melezleşmenin” varlığını ve değerlerini tehdit ettiği partilerin başında gelen İYİ Partinin kendisini kuruluş felsefesinden ve iktidar hedefinden uzaklaştıran ittifak sistemini reddetmesi ve kendi ismi, kendi kadroları ile seçime gitme kararı alması kendisi açısından isabetli bir karar, seçmene bir üçüncü seçenek sunması bakımından değerli bir alternatiftir.

**

Ortaya koyduğu kararlılık takdire şayan olsa da İYİ Parti girdiği yeni yol da eski söylemler ve siyasal iletişim dili ile başarılı olamayacağını bilmeli. Madem yol yeni söylemde, siyasal dil de yenilenmeli.

Cumhuriyet tarihinin en derin ekonomik buhranı yaşanırken benimsenen siyaset çizgisi ve siyaset dili İYİ Partiye bir şey kazandırmadı. İYİ Partinin “Güneş’i Türk Milletinin üzerine doğmadı.

İYİ Partinin üzerine karanlık çökmesi, Güneş’in batması istenmiyorsa, İYİ Parti kuruluş felsefesi ve tabanı ile örtüşen yeni bir siyasal dil inşa etmeli ve toplumu aydınlık yarınlara taşıyacağına ikna etmeli.

Ömer’in Yolu ile başlayan ama Üçüncü Yol ’da karar kılan İYİ Parti mevcut potansiyelini hayata geçirmek, kendi tabanını yeniden heyecanlandırmak ve topluma umut sunmak adına;

Kendisini diğer partilerden ayıran ve tabanının benimseyeceği bir siyasal kültür, mensuplarına karşılaştığı meseleleri yorumlamasını kolaylaştıracak ve çelişkileri ortadan kaldıracak bir siyasal tutum ve kuruluş felsefesine uygun yeni bir siyasal dil oluşturmalı, 

Partinin sosyolojik tabanını genişletmeli, Türk Milliyetçileri başta olmak üzere, vatanseverlerin, ulusalcıların, Cumhuriyet değerleri ile barışık mütedeyyin seçmenin çekim merkezi haline gelecek politik adımları bir an evvel atmalıdır.

Hür ve müstakil olmak hiçbir ittifakta yer almamak değil güvenli, tutarlı bir siyasal çizgi ve kendinizi diğerlerinden ayıran bir siyasal dil ile mümkün olabilir.

Türk Milliyetçilerini iktidar yapmak amacıyla kurulan İYİ Parti yeniden kuruluş eksenine, Türk Milliyetçilerinin, Cumhuriyetçilerin, Atatürkçülerin, Vatanseverlerin gönül rahatlığı ile oy atabileceği bir siyasi adrese dönüşmelidir.

Bunun yolu;

Milliyetçi-merkez bir çizgide bütün Türk Milliyetçilerini, Cumhuriyet değerlerini sahiplenmiş Atatürkçüleri, demokratları bünyesinde toplayacak milli politikalar üretmek, 

Milleti merkezine alan eşit, adil siyasal, sosyal, ekonomik bir düzen önermek,

Türk Milliyetçiliği ekseninde ve yeni toplumsal merkezin değerleri etrafında parti kimliğini, parti kültürünü güçlendirmek, 

Parti yönetimi içindeki çeşitliliğin sağlıklı yönetilmesini sağlayacak bir eko sistem oluşturmak, 

Parti içi barışı ve söylem birliğini sağlamak, 

Partinin sosyolojik tabanını genişletmek, 

Oligarşik yapılara müsaade etmemek, 

Kamuoyu araştırmalarını, teşkilatlarının görüşlerini de dikkate alarak bölgesinde kabulü olan doğru, nitelikli adaylar çıkarmaktır. 

Türk Milletinin değerlerini sahiplenen, birikmiş ekonomik sorunları çözmeye aday Cumhuriyet değerlerine sımsıkı bağlı birleştirici, demokratik milliyetçilik yaklaşımını esas alarak milli bir merkez oluşturmaktır. 

Türkiye’nin içinde bulunduğu çöküşü yükselişe, gerileyişi ilerleyişe çevirecek atılım;

Türk Milleti merkezli, Türk dilini, Türk kültürünü esas alan demokratik, milliyetçi bir merkezdir. Cumhuriyetin İkinci Yüzyılını Türk Yüzyılına, Türk Çağına dönüştürecek siyasi istikamet, Hür ve milli siyaset budur.

Müjdat ÖZTÜRK

Bir gönderi yayınlayabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir. Giriş