‘Üniversiteler Terör Gruplarının Faaliyet Alanı Olamaz’

0 Yorum

Üniversitelerde derslerin başlamasıyla birlikte Üniversite gençlik mücadelesi de kaldığı yerden devam ediyor. Bugün üniversitelerde birçok fikir ve ideolojiden gençlik örgütlenmeleri mevcut. Bu örgütlerden birisi de Türkiye Gençlik Birliği (TGB). Özellikle 29 Ekim’e giderken yoğun bir çalışma süreci geçiren TGB 1-2 Ekim tarihlerinde, kaybettiğimiz Değerli Sanatçı Tarık Akan’ın isminin verildiği Genişletilmiş Genel Yönetim Kurulu’nu (GGYK) düzenledi. Türkiye genelinde yüzlerce öğrencinin katıldığı GGYK’da görev değişiklikleri de yaşandı. TGB Genel Sekreteri Sinan Sungur’un TGB’den mezun olduğu GGYK’da yerine TLB Genel Sekreterliği’ni yürüten Özgür Bursalı seçildi. Röportajlık Ankara Temsilcimiz Merve Gökhan, Özgür Bursalı ile üniversitelerin sorunları, TGB-Vatan Partisi ilişkisi, Milli Bayramlarda getirilen kutlama yasakları, TGB’nin 29 Ekim programı ve daha birçok konu hakkında röportaj yaptı.

Röportaj: Merve Gökhan

MERVE GÖKHAN (MG) :  Özgür Bursalı kimdir? 7863

ÖZGÜR BURSALI (ÖB) :  1992, Konya doğumluyum. Konya’da TGB’nin lisesli mücadelesinde görev aldım. Ardından TGB Muğla başkanlığı ve Bilim Düşünce Topluluğu Başkanlığı yaptım. 2014’de merkezi görev almaya başladım ve TLB Genel Sekreterliği yaptım. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Kamu Yönetimi bölümü mezunu oldum.  1-2 Ekim 2016’da, Ankara’da gerçekleştirdiğimiz Genişletilmiş Genel Yönetim Kurulu Toplantısında da TGB Genel Sekreterliği’ne seçildim ve görevimi yürütmeye devam ediyorum.
TGB’nin 10 Yılı

MG :  TGB 10.yılını doldurdu. Siz bu geçen 10 yılı nasıl değerlendiriyorsunuz?

ÖB :  Türkiye Gençlik Birliği’nin kurulduğu sürece bakmak lazım önce. Hangi süreçte Türkiye Gençlik Birliği doğdu? Biliyorsunuz, 2006-2007 yılları Türkiye’de cumhuriyet değerlerinin ve kurumlarının en çok saldırıya uğradığı dönemlerden biriydi. Atatürk’ün itibarsızlaştırılmaya çalışıldığı, bağımsızlık değerlerine her türlü saldırının gerçekleştirildiği bir dönemdi iktidar tarafından. Fakat 2006’da 40 üniversiteden ve 65 öğrenci kulübünden gelen arkadaşlarla Dil Tarih Coğrafya Fakültesi’nde bir kurultay düzenledik ve orada Türkiye Gençlik Birliği’ni ilan ettik. Bu toplulukların içerisinde Atatürkçü Düşünce Topluluğu da vardı, bilim sanat toplulukları da vardı, radyo-sinema, fikir toplulukları da. Pek çok topluluğun bir araya gelmesiyle Türkiye Gençlik Birliği kurulmuş oldu. Kurulduğundan bu yana da bir an olsun durmadı diyebilirim. “Temel İlkeler Bildirgesi”nde de yazıldığı üzere sağ-sol ayrımı yapmadan Türk Gençliğini Atatürk’te, vatan savunmasında, antiemperyalizmde birleştirerek en geniş mücadele cephesini örmek amacıyla yola koyulduk. Bugüne kadar, vatana ve cumhuriyete karşı, emperyalizmin yüklendiği her cephede Türkiye Gençlik Birliği en öndeydi. 2010 yılında Anayasa referandumu sürecinde Türkiye’de geniş bir “hayır” cephesi örgütlemiştik. Ardından üniversitelerin piyasalaştırılmasına, gericileştirilmesine karşı çok büyük bir mücadele alanı ördük. İstiklal Caddesi’nde büyük bir “Özerk Üniversite, Tam Bağımsız Türkiye” yürüyüşü gerçekleştirdik. 2011’de Amerikan askerlerinin başına çuval geçirdik ve TGB’nin emperyalizme karşı kararlılığını dünyaya da ilan etmiş olduk. Daha sonra milli bayramların yasaklanmasında yine Türkiye Gençlik Birliği en öndeydi. Hatırlarsınız 19 Mayıs, 2012’de yasaklanmıştı ve Cumhuriyet tarihinin en büyük gençlik yürüyüşlerinden birisi gerçekleşmişti. İstiklal Caddesi’nde iki yüz elli bin gençle 19 Mayıs gününü Diriliş günü ilan ettik. 29 Ekim yasaklandı, Ankara’da Ulus Meydanı’nda milyonlar barikatları aşarak TGB ile Anıtkabir’e yürüdü. Milyonların özgürlük ve bağımsızlık talepleriyle, meydanlara çıktığı o haziran sürecini hep beraber yaşadık. Türkiye Gençlik Birliği yine orada en öndeydi ve o eylemlere aslında Türkiye Gençlik Birliği rengini verdi diyebiliriz. Neydi o renk; bağımsızlığımız, cumhuriyetimiz ve Mustafa Kemal Atatürk değerleri. Milyonlarla birlikte, bu değerleri hep birlikte yükselttik. Kumpas dönemlerinde de Türkiye Gençlik Birliği yine hiç geri adım atmadan 6mücadeleye devam etti. O Silivri Muharebelerini hepimiz hatırlarız. Silivri Muharebelerinin komutanlarından bir tanesi Türkiye Gençlik Birliği’ydi. Yani 13 Aralık’ta, 8 Nisan’da, 5 Ağustos’ta yurtseverlerin Türkiye’nin en nitelikli bilim insanlarının, komutanlarının, siyasilerinin özgürleşmesi noktasında Türkiye’nin toplamını harekete geçirerek büyük bir mücadele verdik Silivri’de. Bugün bambaşka bir dönem var. TGB’nin 10 yılda gerçekleştirdiği binlerce eylemi burada anlatsak röportajı bitiremeyebiliriz. Tam da bu yüzden, 10. Yıl çalışmalarımız kapsamında TGB’nin 10 yıllık pratiğini birleştirdiğimiz TGB önderlerinin kaleminden “Şu Çılgın Gençler” isimli kitabımızı çıkarttık. Bu kitapta 10 yıllık mücadelenin bütün özel anlarını ve detaylarını bulabilirsiniz. Bugün açısından da Türkiye’de gençliğin teröre karşı birleşmesinin ve üniversitelerin ve toplam olarak Türkiye’nin özgürleşmesini ve bu noktada teröre teslim etmeyeceğimizi göstermek için döneme hızlı bir giriş yaptık.

TGB Vatan Partisi’nin Gençlik Kolu mu?

MG :  Hiç bitmeyen bir iddiayı soralım. TGB için Vatan Partisi’nin gençlik kolları deniyor. Bu ifade doğru mudur? Bu konu hakkında ne söylemek istersiniz ?
ÖB :
  TGB’nin herhangi bir siyasi partiyle organik bir bağı bulunmamaktadır. TGB çok geniş kesimlerden öğrencilerin buluştuğu bir kurum olduğu için, içerisinde farklı partilere mensup çok sayıda üye var. Elbette şunu belirtelim, Türkiye’nin bugün Türkiye’yi birleştirmede ve bağımsızlık mücadelesinde, vatan savunmasında kim varsa, bu siyasi parti olur, dernek olur, farklı bir kurum olur, hiç fark etmez, biz omuz omuza yürürüz ve yardımlaşırız. Vatan Partisi’yle pek çok konuda bu mücadeleyi birlikte veriyoruz. Yalnız Vatan Partisi’yle değil, CHP ve MHP ile, bazı gençlik örgütleri ile bir araya geliyoruz. Türkiye’nin bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinde en geniş mücadele cephesini örmek hepimizin büyük sorumluluğudur.

MG :  Ankara Üniversitesi’nde AKP Gençlik Kolları üyesi Dilara Sina Tabak’a TGB üyelerinin soda şişeleri ile saldırdığı ve olayla ilgili açılan davada yargılanıp beraat ettikleri yazıldı medyada. Bu doğru mu?
ÖB :  Bu olay tamamiyle asılsızdır. Biz zaten bu olayın üstüne bir açıklama gerçekleştirdik. Yeni Şafak gazetesinin temsilcileriyle özel olarak görüştük. Olay sırasında kesinlikle orada bir Türkiye Gençlik Birliği üyesi bulunmamakta. Başka bir grupla orada yaşanan tartışma var, ardından başka bir gruba açılan dava var. Ne dava sürecinde ne olay esnasında hiçbir Türkiye Gençlik Birliği üyesi yok. Zaten olamaz da. TGB, üniversitelerde şiddet ortamının yaratılmasına karşı da büyük bir mücadele veriyor. Elbette fikirler çarpışabilir, ancak bunlar bir hoşgörü ve saygı ortamında gerçekleşir. Fiziksel şiddet boyutunda harekete geçmemiz mümkün değil. Bizim böyle bir tarzımızın olmadığını o haberi yapanlar da çok iyi bilmektedir zaten. Kaldı ki Yeni Şafak o günden sonra bir düzeltme yayınladı ve haberini düzeltmiş oldu.
Milli Bay5ramlarda Getirilen Kutlama Yasakları..

MG :  Ankara Valiliği 30 Kasım’a kadar bütün yürüyüş, eylem ve kutlamaları iptal etti. Gelen tepkiler üzerine bu yasağın 29 Ekim’i kapsamayacağını belirtti. Milli bayramlara yönelik sürekli iptal etmeler son bir kaç yıldır arttı. Siz bu yasaklamaları ve geri adımları nasıl değerlendiriyorsunuz?

ÖB :  Konunun başında da belirttiğim gibi Türkiye Gençlik Birliği olarak, milli bayramlarımız en değerlilerimiz. Onlardan vazgeçmemiz, kutlamamamız, anmamamız mümkün değil. Yürüyüşlerin güvenlik gerekçeleriyle yasaklanmasını, bir noktaya kadar anlayabiliyoruz elbette. Ancak Ankara üzerinde ilan edilen OHAL ve yasak kapsamıyla ilgili fikirlerimizi açıklamamızda belirttik. Ankara Valisi’ne ve İçişleri Bakanlığı’na şunu söyledik: “Kendi bayramını kutlayamayan bir millet yaratmaya çalışıyorlar. Bu en çok terör örgütlerinin işine gelir.” dedik ve hatta Ankara Valimizi de yürüyüşümüze çağırdık, Türk Milleti Türk Gençliği olarak teröre ve emperyalizme karşı, Türkiye’yi terörle kuşatmak isteyenlere karşı 29 Ekim’de en güzel cevabı verelim dedik. Ardından İçişleri Bakanı çok olumlu bir açıklama yaptı “bu yasak 29 Ekim ve 10 Kasım’ı kapsamıyor” dedi. Biz zaten planlarımızda hiçbir değişiklik yapmamıştık. Yine 29 Ekim günü 13.00’de Güvenpark’ta olacak şekilde bütün hazırlıklarımız devam ediyor Ankara’da. Aynı zamanda Türkiye Liseliler Birliği bütün illerden merkezi olarak Ankara’da buluşacak.

 

TGB’nin 29 Ekim Programı Ne Olacak?

MG :  TGB 29 Ekim’de ne yapacak?
ÖB :  Türkiye Liseliler Birliği dediğim gibi merkezi olarak Ankara’ya gelecek. Türkiye Gençlik Birliği 29 Ekim’i  örmeye başlamıştı. 1 aydır üniversitelerde özellikle FETÖ ve PKK terörü, Türkiye’nin geleceği, Cumhuriyet değerleri, 15 Temmuz öncesi ve sonrası gibi pek çok etkinliklerle, bu terör örgütleri ile fiilen mücadele etmiş komutan, siyasetçi, bilim adamı, milletvekili vs pek çok değerli isimle biz bu süreci örmeye başladık. Yaklaşık 40 kampüste 29 Ekim etkinliklerimiz halen gerçekleşmeye devam ediyor. 29 Ekim günü, tüm meydanlarda genç-yaşlı hep birlikte güzel bir mesaj vereceğiz. İllerde buluşma bilgilerini tgb.gen.tr’den öğrenebilirsiniz.


“Üniversiteler Terör Gruplarının Faaliyet Alanı Olamaz”

MG :  Bugün üniversitelerdeki en önemli sorunlar neler?

ÖB :  Bugün en kritik mesele, üniversitelerin her alanda özgürleşmesi meselesidir. Türkiye’de uzun dönemdir üniversitelerde bir gericileşme piyasalaşma söz konusu. Üniversiteler en özgür ve özel şekilde bilim üretildiği, Türkiye’nin önünü açan, Türkiye’nin geleceğini yetiştiren nesillerin o  birikiminin yansıdığı cumhuriyet kurumlardır. Fakat  bu kurumların, bu önemli niteliklerine ciddi darbeler geldi. TGB, bu konu özelinde de önemli çalışmalar yaptı, üniversite içinde ve dışında. “Demokratik Üniversite Mücadelesi” adı altında bu gericileşme ve piyasalaşmaya, üniversitelerin bilim yuvası olmaktan çıkarılmasına karşı bir alternatif yarattık. Üniversitenin özerk yapısının korunması noktasında pek çok somut refleks geliştirdik. Niteliksiz eğitime ve bilim düşmanlığına karşı üniversitelerde bir üretim içerisine girdik.  Bugün açısından toplam olarak üniversitelerin özgürleşmesi konusunun altını çizmek lazım. Kimden özgürleşecek üniversiteler? En başta bu Fetullahçı kadrolardan. Zaten büyük bir temizlik başladı. Türkiye Gençlik Birliği’nin 10 yıldır üniversitelerde en çok önüne dikilen sorun Fetulahçı akademisyenler, rektörler, dekan yardımcıları vs. “Atatürk’ten görev alamazsınız, üniversitelerde size çalışma yaptırmam” 1diyen  bir rektör bugün tutuklu örneğin. Bunun gibi onlarca örnek var. Fetullahçı kadroların yanı sıra yine bazı terör örgütlerinin üniversite içerisinde yerleştirdikleri kadrolardan da üniversiteler temizlenmelidir. Üniversiteler terör gruplarının faaliyet alanı olamaz. Bugün TSK, PKK terörüne karşı büyük bir mücadele veriyor. Emin olun o teröre karşı verilen mücadele bizim üniversitelerde önümüzü açıyor, bizi özgürleştiriyor. Üniversitelerde Atatürkçü gençliğin, vatansever gençliğin sesi daha gür çıkıyor. Türkiye Gençlik Birliği bugün üniversitelerde en kuvvetli gençlik örgütü diyebilirim. Üniversiteler bu terörden temizlendiği süreçte diğer sorunları da aşama aşama üzerine giderek çözebileceğimize inanıyoruz.

Bu süreçte, biz derinleşen bir üretim faaliyeti içindeyiz demiştim, onu açmak lazım. Bugün bizim aylık olarak çıkardığımız Kırmızı Beyaz dergimiz var. Türkiye Liseliler Birliği’nin çıkardığı bir TaLeBe dergisi var ve düzenli bir şekilde çıkmaya devam ediyor. Aynı zamanda farklı üniversitelerde 45 tane yerel yayınımız var. Bunlar üniversitelerdeki topluluklar aracılığıyla arkadaşlarımızın çıkardığı edebiyat, siyaset, sanat pek çok alanda uzmanlaşan, derinleşen yayın organlarımız. Bu anlamda da üniversiteleri bilime, üretime sevk eden bir görev üstleniyoruz. Bu yayınlarla pek çok nitelikli öğrenciye ve çevreye ulaşıyoruz. Akademisyenlerle bir araya geliyoruz, etkinlikler düzenliyoruz.

MG :  Ankara Üniversitesi Cebeci Kampüsünde 29 Ekim çalışması yapan TGB’liler saldıraya uğradı. Bu konu hakkında ne söylemek istersiniz?

ÖB :  Cebeci Kampüsünde, 29 Ekim Çalışmaları sırasında bir grup PKK sempatizanı sopalarla arkadaşlarımıza bir saldırı gerçekleştirdi. Arkadaşlarımız saldırıyı hızla puskürttü. Türkiye’de terör örgütlerinin aldığı büyük darbeler, yaşadığı tıkanıklık, onları çaresizleştiriyor. Bu yüzden okullarda bilinçli olarak şiddet ortamını yaratacak işlere girişiyorlar. Bu, ögrencilikle hiç bir ilgisi olmayan şehir eşkıyaligina soyunan gruplara üniversitelerimizi teslim etmeyeceğiz. Ankara Üniversitesi öğrencisi vatanseverdir, Atatürkçüdür. Olup bitenin de farkındadır. Biz bu terör gruplarına geçit vermeyiz. Sadece biz değil, okul yönetimi, emniyet müdürlüğü bu terörün üzerine gitmelidir ve gereken hukuki, yasal işlemler hızla yapılmalıdır.
Herkesin içi rahat olsun, TGB olarak söz veriyoruz, birer cumhuriyet kurumu olan üniversitelerimizi terörle açılmaktan kurtacağız, el birliği ile bilimin, sanatın, üretimin, aydınlanmanın ve vatanseverliğin kalesi yapacağız.

Akademisyenlerin Görevden Alınmaları

MG :  Yüzlerce akademisyen FETÖ’cü, PKK’lı olduğu gerekçesiyle görevden alındı. Bu görevden alınmalara tepkiler devam ediyor. Bazı gençlik örgütleri “Hocalarımızın Yanındayız” eylemleri yapıyor? TGB’nin bu konudaki tavrı nedir?

ÖB :  Bizim bu konudaki tavrımız çok açık. Herhangi bir terör örgütüyle bir bağı olan tüm “görevlilerin” kesinlikle temizlenmesi lazım. Biz burada Türkiye’nin ve üniversitelerin yararını gözeten bir çizgi izlemek zorundayız. Türkiye’yi teröre teslim etmeyeceğiz, üniversiteleri teröre teslim etmeyeceğiz diyorsak bu kararlığı gösteren bir tutum sergilemek hepimizin görevi.


TSK, Terör Koridoruna Müdahale Etti

9596MG :  Fırat Kalkanı ardından Musul operasyonu. Türkiye bugün Irak ve Suriye topraklarında operasyon yürütüyor. Ne düşünüyorsunuz? TGB bu süreci nasıl okuyor?

ÖB :  Fırat Kalkanı operasyonunun kodları 1 sene öncesine dayanıyor. 24 Temmuz 2015’te Türk Silahlı Kuvvetleri’nin PKK’ya karşı başlattığı mücadele aslında hem bölgede hem Türkiye’de denklemin değişeceğinin göstergesiydi. 15 Temmuz daha farklı evreye yöneltti süreci. 15 Temmuz’dan sonra başlayan Fırat Kalkanı operasyonu bölgede Türk Silahlı Kuvvetleri’nin emperyalist oyunu bozmasının Türkçesidir. Türk Silahlı Kuvvetleri Cerablus’a girdi ve bir terör temizliği başlattı. Çünkü ABD’nin orada bir koridor oluşturma çabası var. Buna bir terör koridoru da diyebiliriz. Türk Silahlı Kuvvetleri Fırat Kalkanı Operasyonuyla esas bu koridora müdahale etmiş oldu. Emperyalizm kendine alanlar açmak için bugün pek çok farklı yöntemler deniyor. Tekrar Musul’a yöneliyorlar. Çünkü bölge ülkeleri Suriye’nin kuzeyinde büyük bir işbirliği içinde. Rusya, Çin, Suriye, Türkiye, İran, terörü temizlemek noktasında kararlı. Amerikan hegemonyası Suriye’de çöküyor. 2011 yılında başladılar bu işe. Fakat yıl 2016 çok açık bir şekilde Suriye’de kaybettikleri için kendilerine yeni alanlar açmaya çalışıyorlar. Aslında bugün büyük bir çaba gösteriyorlar. Musul’u bölerek Irak’ı parçalayarak koridoru oradan açmaya çalışacaklar. Bize burada düşen görev Amerikan planlarına karşı kararlı tavrımızı sürdürmek, bölgede hem PKK’sıyla, PYD’siyle hem IŞİD’iyle yoğun mücadeleye devam etmek ve emperyalist manevralara alan açmamak. Bu anlamda ordumuz başarılar kazanıyor. Mücadele sadece Türkiye’nin kuzeyinde ve Musul’da yürümüyor. Aynı zamanda iç cephede Çukurca’da, Hakkari’de, Silopi’de, Van’da PKK’ya karşı büyük başarılar kazanılıyor. PKK ve diğer terör örgütleri tarihlerinin en büyük darbesini yemiş durumdalar. Türk Gençliğinin görevi de cephe gerisini örmek. Üniversitelerden Mehmetçiğe, polise, mücadele eden tüm kurumlara olabildiğince destek vermek.

TGB’nin ABD ile Derdi Ne?

MG :  Amerika askerlerine karşı çuval eylemi gerçekleştirdiniz, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ı çuvallarla protesto ettiniz. Şimdi de TBMM önünde ABD’nin Savunma Bakanı Ashton Carter’ı protesto ettiniz TGB’nin ABD ile derdi ne?2
ÖB :  Amerika ile derdi olan sadece Türkiye Gençlik Birliği değil. Türkiye ve bütün Ortadoğu hatta bütün dünya. Dünyanın her yerinde jandarmalığa soyulmuş bu haydut devletle hepimizin derdi var. Esas olarak emperyalizmle derdimiz var. 2011 yılından beri Çuval eylemlerimiz devam ediyor. En son İncirlik’te, kendi üslerinde Amerikan askerleri arkasına bakmadan kaçtılar. Dönem dönem Türkiye’yi ziyaret etmek isteyen ABD’li yetkililerin karşısına dikildik. Çuval eylemlerinin ise esas itibariyle sembolik bir değeri var. Ama Türk milleti’ne ve Ortadoğuda’ki mazlum insanlara hissettirdikleri çok daha derin. Çünkü çuvalın bizim için bambaşka anlamları da var. 2003 yılında Ortadoğu ilk şekillenmeye başladığı zaman Amerikan emperyalizmi tarafından Süleymaniye’de 11 askerimizin başına çuval geçirildi. Aslında o Türkiye’ye bir mesajdı. Elbette bizim de her eylemimiz onlara mesaj. Çuval geçirdiğimiz kafa sıradan bir kafa değil. Bunu daha önceden de belirttik. O kafa 15 Temmuz’da darbeyi tezgahlayan, Türkiye’yi yıllardır terör örgütleriyle kuşatmaya çalışan kafa. Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren, milyonlarca insana işkenceler, tecavüzler eden kafa. Bizim bir vicdanımız bilincimiz var. Tüm bunlar, Türkiye’de ve bölgemizde, gözlerimizin önünde yaşanmaya devam ederken,  Amerikalı yetkililer, askerler utanmadan bu topraklarda rahat rahat gezip şımarıklıklar yapamaz. Karşılarında TGB’lileri bulurlar. Türkiye Gençlik Birliği’nin emperyalizmiyle derdi bitmez. Ne zaman Amerikan emperyalizmi bu topraklardan silinir, bizim derdimiz de o zaman biter.

MG :  Proje okulları ile bir çok öğretmen zorunlu tayine mecbur bırakılıyor. TLB bunun için bir basın açıklaması düzenledi. Ben size tekrar sormak istiyorum. Proje okul projesinin eğitime ne gibi etkileri olacaktır?
ÖB :  Proje okul meselesi özellikle Türkiye’nin en köklü liselerini, en köklü okullarını hedef alıyor. Başta bunu görmek lazım. İstanbul’da, İzmir’de, Konya’da, Muğla’da ve Türkiye’nin pek çok yerinde en köklü, en derin liselerini hedef alıyor. Köklü liselerdeki öğretmenlerimiz de, sıradan öğretmenler değil. Üstün başarılar sergileyerek önemli aşamalardan geçerek oraya gelen öğretmenler ve çoğu cumhuriyete Türkiye’ye, Atatürk devrimlerine bağlı, bu değerleri hayatıyla ve eğitimiyle yansıtan öğretmenler. Geçen dönemin sonunu hatırlarsanız, İstanbul Erkek Lisesi’nin müdüre karşı gerçekleştirdikleri eylemin ardından TLB önderliğinde 365 lise ayağa kalkmıştı. Türkiye 2 hafta liselerin bu isyanını konuşmuştu. Elbette bu ayağa kalkış, bir birikimin sonucu şekillendi. Uzun yıllardır Türkiye’de liselere, müfredata, eğitime ciddi bir saldırı var. Yine geçen dönem Talim Terbiye Kurulu tarih kitaplarından Atatürk’ü silme kararı almıştı. Yeni dönem tarih kitaplarında Mustafa Kemal Atatürk, Kurtuluş Savaşı, bağımsızlık, Türk Milleti gibi kavramlar yoktu. Toplam olarak cumhuriyete ve vatana bir saldırı vardı. Aslında bu proje okul meseleleri de bunlardan ayrı değerlendiremeyiz. Türkiye’nin en köklü okullarına saldırarak aslında bizim Kemalist devrimin temel eğitim değerlerine saldırmış oluyorlar. Burada aynı zamanda keyfi uygulamalar da söz konusu. Biz bunların hepsine karşı en önde mücadele etme kararlılığı ortaya koyuyoruz.
TLB bu mücadelenin merkezi. Türkiye Liseliler Birliği, örgütleriyle, arkadaşlarla aynı zamanda başarılı bir profil çizilmesi anlamında büyük bir örnek. Mücadelede olduğu gibi, derslerinde de üst düzey başarılar yakalıyorlar. TLB’de, Türkiye’nin önünü açacak bir kuşak yetişiyor.

“Vurduğumuz Yerden Ses Geliyor”

MG :  TGB birçok eyleme imza attı bugüne kadar. Peki TGB yaptığı eylemlerde ne kadar başarılı? Yaptığınız eylemlerin sonuçları sizi memnun ediyor mu? İstediğiniz sonuca ulaşabiliyor musunuz?

4ÖB :  Bu soruya şöyle yanıt verebiliriz, vurduğumuz yerden ses geliyor, vurduğumuz gol oluyor. Toplam olarak Türkiye’nin yakın dönem mücadele tarihine baktığımız zaman, TGB’nin etkisi rahatlıkla görülebilir. Türkiye’nin bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinde büyük kazanımlar elde ettik. Silivri zindanları yıkıldı, cumhuriyet değerleri korundu, anayasa saldırıları püskürtüldü… Türkiye’nin çehresini değiştirecek bir kuşak yarattı TGB. Bütün bunlar aslında büyük başarı ve sonuçtur. Mücadele devam ediyor. Üniversitelerde, liselerde Atatürkçü gençlerin, TGB’nin TLB’nin rüzgarı esiyor. Önümüzdeki dönemde çok daha büyük işler başaracağız. Biz yaptığımız eylemlerin başarılı olduğunu düşünüyoruz. Doğru siyasi çizgi ve doğru yöntem bu başarıyı getiriyor. Ama tabi, eksiğiyle fazlasıyla her eylemlerimizden ders çıkarıyoruz. Çıkarmamız da lazım. Hem geçmişte hem bugün Türkiye’nin geleceğinde Türkiye Gençlik Birliği’nin etkisinin önemli rol oynadığını tespit ediyoruz.


MG :  Eklemek istedikleriniz, röportajlık okurlarına söylemek istedikleriniz?

ÖB :  Röportajlık 2. yılını doldurdu. Yayın hayatına başladığından beri ilgiyle takip ediyoruz. Röportajlık çok başarılı ve özgün bir fikir. Aynı zamanda bugün özellikle bu alana ilişkin eğitim gören gençlerin yararlanacağı bir okul olma yolunda ilerliyor. Keyifle okumaya devam edeceğiz Röportajlık’ı. Bu röportaj fırsatını verdiğiniz için ayrıca teşekkür ederiz.

 

Bir gönderi yayınlayabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir. Giriş