‘4+4+4 Kız Çocuklarını Okuldan Erken Kopartmak İçin Konulmuştur’

0 Yorum

‘Kadınlar Konuşuyor!’ başlıklı röportaj dizimiz kaldığı yerden devam ediyor. Dizi kapsamında 2.röportajımızı Cumhuriyet Kadınları Derneği İstanbul Merkez Şube Başkanı Pervin Öztabağ ile gerçekleştirdik. Emekli Öğretmen olan Öztabağ ve üyeleri bizleri çok sıcak şekilde ağırladılar.

Kadına yönelik en büyük saldırı, Cumhuriyet-laiklik ve kadın, 4+4+4 eğitim sistemi, Anayasa ve Başkanlık Sistemine bakışları,  çocuk gelinler, feminizme bakışları, evlilik programları hakkındaki düşünceleri, ‘kadın mı, bayan mı?’ ve daha bir çok konuda Pervin Öztabağ ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Biz Pervin Öğretmen ile sohbeti çok sevdik, umarız siz de seversiniz.

Röportaj: Sinem Hançerigüzel – Ercan Deniz Küçük

Fotoğraf: Dilek Sarıgül

 

“4+4+4 Kız Çocuklarını Okuldan Erken Kopartmak İçin Konulmuştur”

RÖPORTAJLIK :  Cumhuriyet Kadınları Derneği’nin (CKD) kuruluş amacı nedir?izmirde-kamusal-alanda-turbana-hayir-yuruyusu

Pervin Öztabağ (PÖ) :  CKD, Atatürk Devrimiyle sağlanan kadın haklarının bize sağladığı değerleri kazanımları korumak ve onları daha geliştirmek üzere kuruldu. Yani Atatürk’ün kadın devrimi doğrultusunda onun bize getirdiği yasal ilerlemeler, imkanlar, kazanımları titizlikle korumak ve geliştirmek üzere kuruldu.  Milli Mücadele’yle kazanılan, kadınların da katıldığı büyük çalışmaları her zaman sıcak tutmak ve korumak, kollamak ve genişletmek maksadıyla kurulan bir derneğiz.

RÖPORTAJLIK :  CKD’nin önümüzdeki dönemde ne tür çalışmaları olacak ? Mesela 8 Mart’ta Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde ne yapmayı planlıyorsunuz? 

PÖ :  Kadınlar Günü’nü İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği’yle beraber kutlayacağız. Kadınlar Günü deyince kadınların eğlence günü gibi de yorumlanıyor. Aslında çalışan kadınların toplumda gelişmelerini destekleyen ve onların haklarını savunmak üzere konulmuş bir gün. Zaten günün doğuşu Amerika’da meydana gelen büyük bir faciadan sonra oldu. Ama bugün sadece kadın haklarının korunması, kadınların birey olarak toplumda kabul görmesi için hatırlatılan bir gün. Bilhassa kadınların yeri, değeri konusunda kadınların uyarılması için hatırlanması gereken bir gün.

Siyasi ortam bizleri sürüklüyor. Mesela Anayasa tartışmaları var.  Memlekette meydana gelen karışıklıklar var. Laiklik gününü kutladık. Laiklik cumhuriyet için son derece önemli. Anayasayla ilgili çalışmalarımız olacak. Anayasaya yönelik çalışmaları çok önemsiyoruz. Çünkü anayasa doğrudan doğruya Türkiye Cumhuriyeti’nin bölünmez bütünlüğünün bir teminatı. Gündeme suni olarak getirildiği gerçeği de söz konusu. Memleketin genel durumu hakkında dikkatli olmazsak kadın haklarının savunulması da güçleşiyor. Yeni bir anayasa yapılması hakikaten tartışma konusu. Memleketin bölünmesi ve terörle mücadelede bir çare bulunması anayasanın da önünde olması gereken bir konuyken Başkanlık Sistemi, Anayasa gibi suni gündem yaratıldı.

Okullarda bir kompozisyon yarışması planlamayı düşünüyoruz. 1 yılda 303 kadın öldürülmüş Türkiye’de. Kadın cinayetleri davaları tuhaf bir şekilde ilerliyor. Savcı çok büyük bir ceza talep ediyor. Bir iki celse sonra mahkemede, ‘iyi davrandı’, ‘temiz elbiseler giydi’ derken ceza indirimine sokuyorlar. Böyle suçların ceza indirimi olmaması gerekiyor. Hukuku uygulayanların da kadın hakları konusunda daha duyarlı olmaları gerekiyor.

RÖPORTAJLIK :  Sizce günümüzde kadına yönelik en büyük saldırı nedir?

IMG_9208PÖ :  Kadının birey olarak tanınmamasıdır. Kadın erkek eşitliğine yapılan saldırı, kadının insan haklarına yapılan saldırıdır.

Bizde önceden Kadın Bakanlığı vardı. Şimdi Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı oldu. Kadının birey olarak sorunlarının olup olmamasından çok aile içinde düşünülen kadının yaşamına müdahaleler söz konusu. Giyiminden kuşamından, doğacak çocuğun sayısından sokaklarda gezmesine, kahkaha atmasına kadar kadını istedikleri doğrultuda yönetmeye çalışan bir anlayışın içindeyiz. Önce bu yönetimin laik demokratik bir yönetim olarak düzeltilmesi için çalışmamız lazım.

Cumhuriyet Mücadelesi ve Kadın

RÖPORTAJLIK :  Cumhuriyet mücadelesiyle kadın mücadelesi hangi noktalarda birleşir?

PÖ :  Laiklik demokrasi, eşitlik, kadının insan hakları.. Cumhuriyetin sağladığı haklardır bunlar. Kadın devrimi Atatürk Devriminin bir parçasıdır zaten. Seçme ve seçilme hakkı biliyorsunuz bize Avrupa’dan  önce gelmiştir. En çok laiklik, demokrasi, eşitlik ve kadının insan hakları önemli.

Kadın, Evlilik Programları ve Diziler

RÖPORTAJLIK :  Evlilik programları, kadın programları ve diziler çok tartışılıyor. Bu tür programlar kadına yönelik saldırı olduğu, kadını kültürsüzleştirmeye yönelik, aile bağlarını kopartmaya yönelik olduğu iddia ediliyor. Siz bu programlar hakkında ne düşünüyorsunuz?

PÖ :  Bu programları fazla izlemiyorum. Bana gelen misafirler izlerse onlarla izliyorum. Ama izlediğim zaman hakikaten üzüntü duyuyorum. Belki bunda memleketimizin sosyoekonomik ortamının da etkisi var. İnsanlar sığınacak güvence olarak düşünüyorlar. Sanki marketten alışveriş yaparmış gibi maaşı var mı, evi var mı diye düşünüyor. İnsanların ruhsal şeyleri tamamen ihmal edilmiş, materyalist bir hava içerisinde yöneltiliyor insanlar. Acı ve üzücü.

Kadın Bedeninin Satış Aracı Olarak Kullanılması

RÖPORTAJLIK :  Bir de kadın bir satış ve pazarlama aracı olarak kullanılması söz konusu. Mesela fuarlarda lüks arabaların yanında kadın modellerin kullanılması, satışta kadın bedeninin bir pazarlama aracı olarak kullanılmasını görüyoruz. Siz bu konu hakkında neler söylemek istersiniz?

PÖ :  Kadının kapatıldığı kadar kadının bütün bedeninin ortaya konularak bedeni üzerinden gelir sağlanması da aynı derecede kadını meta olarak, ruhsal yapısını düşünmeden sadece bir şekil ve et kemik olarak düşünmek kadına yapılan büyük bir saygısızlık. Ekonomik ortam bunu da itiyor. İnsanlar kapitalist sistemlerde maddi şeylere daha fazla yöneliyorlar. Sosyalist ülkelerde kadının ruhi yapısı, kendi özellikleri, eğitimi, kişiliği daha öne geçerken diğer ülkelerde kadının bedeni öne geçiyor. Bu sistemin defolarından biridir.

RÖPORTAJLIK :  CKD’nin diğer kadın örgütlerinden farkı nedir?IMG_9274

PÖ :  CKD’nin fikir yapısında memleket gerçeklerine daha yakından takip etmek gibi bir durumu var. Fikir ve düşünce yapısının diğer kadın örgütlerine göre biraz daha ağır bastığını düşünüyorum. Memleketin yarınını planlayacak projelerde yer almak, onları düzenlemek, yanlış olan anlaşmalara müdahale etmek gibi daha güncel olayları daha sıkı takip ettiğini düşünüyorum CKD’nin.

Feminizm Hakkında..

RÖPORTAJLIK :  Kadın mücadelesinde tartışılan konulardan birisi de feminizm konusu. Siz CKD olarak feminizm hakkında ne düşünüyorsunuz?

PÖ :  Feminizmi savunmuyorum. Kadının kadın olarak saygın olması için feminizmde fazla ileri gitmemesi gerektiğini düşünüyorum. Bence insan ilişkileri saygıya dayanmalı. Saygının olmadığı yerde sürtüşme başlar. Çok ileri giderek, fazla iddialı şeyler kaybettirir diye düşünüyorum.

RÖPORTAJLIK :  AKP iktidarında hükümet yetkilileri “enaz 3 çocuk”, “hamile kadın dışarı çıkmasın”, “kadının o saatte sokakta ne işi varmış?” şeklinde cümlelerle kadının toplumdan uzaklaştırılması söz konusu. Bu konu hakkındaki görüşlerinizi ve çözüm önerilerinizi alabilir miyiz?

PÖ :  Önce bu anlayışa sahip bir yönetimin başımızda olmamasını sağlamak lazım. Çünkü onlar bunları uygulamak istiyorlar. Geri kalmış ülkelere bakın; ilk defa kadınlardan işe başlarlar. Bütün baskı kadın üzerinden kurulur. Bu anlayıştaki insanların, mümkün olduğu kadar yönetimde olmamalarını sağlayacak çalışmalar içerisinde olmamız lazım. Memleketi, Atatürk çizgisinde, onun değerlerine sahip bir hükümete kavuşturmak için hepimizin çalışması gerekiyor.

Kadın Cinayetlerindeki Artış

IMG_9207RÖPORTAJLIK :  Kadın cinayetlerini de konuşmak istiyorum. Özgecan Aslan’ın öldürülmesinin 1. yılında Aksaray’da bir lise öğrencisi kız erkek arkadaşı tarafından okul bahçesinde tüfekle vurularak öldürüldü. Kadın cinayetleri azalmıyor, artıyor. Buradan yola çıkarak sizce kadının toplumdaki yeri ne olmalı?

PÖ :  Kadın cinayetlerinin artmasındaki suç kadında mı yoksa yönetimde mi? Bu önemli. Toplumda kadın üzerinde farklı algılar yaratılıyor. O da bunu yapmasaydı, o da bunu giymeyeseydi, o da haketti şeklinde cümleler kuruluyor. Kadın cinayetlerinin artmasında bence memleketin yönetiminin çok etkisi var. Bunda ekonomik şartlar da çok önemli. Eğitim düzeyi yüksek olan toplum katmanlarında bu tür cinayetler biraz daha az. Bu biraz da eğitimle ilgili bir durum gibi gözüküyor. Toplumun eğitimini geliştirmek lazım. Yetişen nesillerin iyi değerlerle yetişmiş olması lazım. Aile içinde bile farklı eğitim değerleriyle yetiştiriliyor çocuklar. Kız erkek ayrımı yapılıyor. Kız erkek ayrımının aile içinde de kaldırmak lazım. Eğitim çok önemli. Okullara ilgili derslerin konulması lazım. Kadına şiddetin önlenmesinin devlet politikası olarak benimsenmesi gerekiyor. Kabahat ölenlerden öldürenlerden çok devlet politikasında.

“4+4+4 Kız Çocuklarını Okuldan Erken Kopartmak İçin Konulmuştur”

RÖPORTAJLIK :  Eğitim sisteminde de aksaklıklar olduğunu görüyoruz. 4+4+4 uygulaması, başörtüsünün okullarda serbest hale getirilmesi gibi uygulamalar geçti. Bu konuları kadının özgürlüğü ve laiklik ilkesi açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?

PÖ :  Bu bizim için büyük bir yara. Ben her kademede toplam 37 yıl çalışmış bir eğitimciyim. Cumhuriyetin kurduğu müfredat sistemi ve programlarla yetiştim. Bu bahsettiğiniz sistemleri yadırgıyorum ve maksatlı olduğunu düşünüyorum. 4+4+4 sistemi doğrudan doğruya kız çocuklarını okuldan erken kopartmak için konulmuştur. Son derece hatalı bir uygulamadır. Kadın erkek eşitliğine mani olan adımları yuvalarda atıyorlar. Ben bunların hepsinin zararlı olduğunu düşünüyorum. Önce iyi bir yönetim sahibi olacağız bunları da derece derece düzelteceğiz. Gayretimiz onun için.

Anayasa ve Başkanlık Sistemi Tartışmaları

RÖPORTAJLIK :  Gündemdeki konulardan birisi de yeni anayasa. Anayasa Uzlaşma Komisyonu oluşturuldu. Sivil, demokratik anayasa adı altında bir anayasa yapma çalışmaları var. Sizin CKD olarak çalışmalarınız da var. Sizin bu yeni anayasa ve Başkanlık Sistemi hakkındaki görüşleriniz nelerdir?

PÖ :  Ben bu konu hakkında bir yazı hazırladım. Anayasa Uzlaşma Komisyonu kuruluşu da yasal olarak hatalı. Öyle bir komisyon kurma yetkileri de yok. Yani yetkileri olmayan bir komisyon kuruluyor, yetkileri olmayan bir konuya uzanılıyor. Bunlar böyle toplu bir görüntü yaratarak isteklerini gerçekleştirmek ve yasal bir zemin hazırlamak istiyorlar. Milletvekilleri anayasaya bağlılık yemini etmişlerdir. Şimdi anayasayı değiştirmeye çalışıyorlar. Biz CHP’nin bu komisyonda bulunmasını hatalı buluyor ve komisyondan çekilmelerini istiyoruz. (Pervin Öztabağ’ın yazısı röportajın sonundadır.)IMG_9237

Yeni Anayasa ve Başkanlık Sisteminin hedefi Türkiye’yi bölmektir. Wilson Prensiplerine kadar dayanıyor temelleri. Anayasada Türk Milleti kavramını kaldırıp yerine acayip Türkiyeli kavramını getirmeye çalışıyorlar. Türkiyeli diye bir kavram olmaz. İngiltereli, Fransalı deniyor mu? Türkçe ifade bakımından da yanlış. Memleket çok büyük bir saldırı altında.

Çocuk Gelinler

RÖPORTAJLIK :  Bu toprakların kanayan yaralarından birisi de çocuk gelinler. Bu acı durum hakkında neler söylemek istersiniz?

PÖ :  Onların hem biyolojik, hem ruhsal ve bedensel, sosyal gelişmelerine mani olan bir olay bu. Çocuğu bir meta olarak görmek çok acı ve çirkin bir olay. Bu 4+4+4 sistemi de bunun alt yapısını hazırlayan bir sistem olarak düşünüyorum. Ben ilk görevimi Kastamonu’nun bir kazasında başladım. Ev sahiplerinin bir konuşmasına tanık oldum. 2 komşu birbirleriyle “kızını sattın mı? -Sattım. -Kaça sattın? – Şu kadara sattım. -Hadi iyi gitmiş” diyordu. Onların kızları küçük değildi. Ama şimdiki facia yaşlarının da çok küçük olması. Hem çocuğun gelişmesi bakımından hem de sosyal anlamda çok büyük bir yara.

RÖPORTAJLIK :  Son olarak eklemek istediklerinizi alalım.

PÖ :  İyi yetişmiş, meraklı, araştırmacı gençleri tanımaktan mutlu oldum. Çünkü gençlik konusunda insanlarımızda tereddütler, korkular var. Ciddiye almıyorlar. Onun için sizin bu konudaki uyanıklığınız, dikkatiniz, araştırma hevesiniz benim çok hoşuma gitti. İleride de ömrümüz oldukça da takip edip sizin nerelerde olduğunuzu görmek isterim. Biz de elimizden geldiği kadar çalışıyoruz. Ben 2007’de İstanbul’daki Cumhuriyet Mitingleri’nde Türkan Saylan’la beraber 9 kadından birisiyim. 2007’de O enerjiyi kullanamadık o zaman biz. Ama umutsuz değilim. Çünkü ümidini kaybeden insan her şeyini kaybeder. Ben gene de ümitliyim. Bu memleket hiç belli olmaz. Öyle bir şey yapar ki birden, toparlar hepsini. Ama zor bir coğrafyanın sahibiyiz. O kadar çok düşmanımız var ki bu coğrafyada. Herkes bir an önce buralara uzanmak, ele geçirmek istiyor. Bizi bu topraklardan kovmak, Asya bozkırlarına sürmek isteyenlerle karşı karşıyayız. O yüzden çok daha uyanık olmamız gerekiyor.

IMG_9285

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Pervin Öztabağ’ın Yazısı:

CHP Milletvekili;

Yaşadığımız son ortamda Cumhuriyetimiz çok ağır, ciddi soranlarla karşı karşıyadır. Terör, ekonomik ortam, dış politika, sınırlarımıza dayanan can derdinde günahsız binlerce göçmen. Her gün, bu vatanın pırıl pml yetişmiş evlatları, anlaşılmaz, pis, kalleş bir savaşın içinde hayattan koparılıyor. Vatandaşlarımız, yanlış politikalar yüzünden yerlerinden, yurtlarından sürgün ediliyor.

Bütün bu ağır sorunlar içinde, kurtuluşu TBMM’den beklerken, ortaya daha ağır, gereksiz, zamansız bir rejim sorunu eklendi

“Yaptıklarım, yapacaklarımın teminatıdır.” diyen Sayın Cumhurbaşkanımız, bu sorunlar için ‘Başkanlık Sistemini’ öneriyor. Bu isteğini gerçekleştirme yolunda hemen harekete geçiyor. Altı aylık bir süre veriyor. Mecliste “Anayasa Uzlaşma Komisyonu” kuruluyor. Bu çağrıyı meşrulaştırmak için “12 Eylül Darbe Anayasasından kurtulalım.” sloganlarını kullanıyor.

Bilindiği gibi bu anayasa TBMM tarafından 18 kez değiştirilmiş, 3 defa halkoyuna sunulmuştur. Kendi lehlerine olan maddelere dokunulmamış, YÖK Yasası, Siyasi Partiler Yasası, Seçim Yasası gibi olan yasalar kullanılmış, bunlara dokunulmamıştır. Demokrasi yararına olan bu konularda, yine de anayasada gerekli düzenlemeler TBMM’ce yapılması mümkündür.

Aslında Sayın Cumhurbaşkanımızın, politikaya atıldığından beri, yasalarla ciddi sorunları olmamıştır. Yasaların varlığı, yürekli hukukçularımızın da himmetiyle, kendi kişisel iradesi için mania teşkil etmemiştir.

Sayın Cumhurbaşkanımızın, Cumhuriyetimizin yasalarına uyumu, bağlılığı, her ortamda denenmişken “Anayasa Uzlaşma Komisyonuna” katılımın da temel muhalefeti temsil eden CHP’nin nasıl bir güven içinde, ne türlü bir katkı sağlayacağı merak konusudur!

Çağdaş Cumhuriyet değerlerimizin sigortası olarak gördüğümüz CHP’nin, bu komisyonda yer almasının izahını yapamıyoruz.

Cumhuriyetin nimetleri ve değerleri ile yetişmiş Türk Kadınları olarak çok kaygılıyız.

Laik, Üniter Cumhuriyet yapımız için kaygılıyız.

Cumhuriyetimizin eşit bireyleri olarak, son zamanlarda bizlere biçilen yer, değer için kaygılıyız.

CHP, yasalara bağlılığı, saygısı denenmiş bu yönetimden ne bekleyebilir?

Evet! Sayın vekilimiz, istediği başkanlık için altı ay zaman öngören, kendi çıkarlarını, Türk ulusunun çıkartan üstünde gören, yurdumuzdan birçok hayati gerçekleri gizleyen, emperyalistlerle işbirliği içinde olan, yurdumuzu bölünmeye götüren bu oyunun içinde olmama yürekliliğini gösterin.

Bu masadan çekilin!…

 

 

 

 

Bir gönderi yayınlayabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir. Giriş