‘515 Haşimi, Türk askerinin bilgilerini PKK’ya veriyor’

0 Yorum

Türkiye geçtiğimiz haftaya Suriyeli sığınmacı karşıtı haber ve yayınlarıyla öne çıkan isimlerin erken saatlerde gözaltına alınmasıya girmişti. Sığınmacı konusunda uzun zamandır tartışılan başlıklardan birisi de bazı aşiretlere bağlı Suriyeliler’in 515 Haşimi adıyla Arap milliyetçisi bir çete kurmasıydı. Bu konuyu uzun zamandır takip eden ve haberleştiren Yeniçağ Gazetesi Haber Müdürü Fatih Ergin bu çalışmalarını şimdi de kitaplaştırdı. Ergin ile gözaltı (sonraki günlerde tutuklama) kararlarının olduğu günlerde biraraya geldik, hem kitabını hem sığınmacı karşıtlığı konusunu konuştuk.

 ERCAN KÜÇÜK – BERAT KARAASLAN

515 Haşimi Çetesi nedir? Neden bu kitabı yazdınız?

Fatih Ergin: 515 Haşimi Türkiye’deki Suriyeli Çete kitabı Türk halkının, Türk Devletinin, güvenlik birimlerinin önüne filizlenmiş ve büyümekte olan bir güvenlik tehdidini, bir tehlikeyi ortaya koyan bir dosyadır. Bu kitapta yazılanlar, anlatılanlar eğer önlem alınmazsa yarınlarda karşımıza tıpkı bir FETÖ/PKK gibi çıkacak. 2011’den bu tarafa Suriye’de bir iç savaş var. Bunun sonucunda artık sayısı 10 milyonu bulmuş Suriyeliler göç ediyor. Bununla alakalı şimdiye kadar hep uyarılar yapıldı, Türkiye’de demografi dönüşüyor diye… Asayiş olayları Suriyeli mafyası başlayacak diye… Bu olay ise aslında işin güvenlik yönüne dikkat çekiyor. Düşünün sığındığınız bir ülke var ve o ülkede siz, o ülkenin insanlarına karşı kendi milliyetçiliğinizi yapıyorsunuz. Yani kendi kimliğini yaşatmak, asimile olmama çabaları ayrı bir şey ama burada sığındıkları ülkeye karşı birtakım faaliyetler içerisine giriliyor. 515’te bunun yapılaşmış halini anlatıyoruz. Hakikaten kitap okunduğunda emniyet için bir ihbar, savcılar için de bir iddianame niteliğinde bu kitap. Şimdiye kadar yapılan uyarıların artık gerçeğe dönüşmeye başladığını gösteren bir dosya. 

515 çetesi ile alakalı yapılmış bazı operasyon haberlerine rastlıyoruz. Hatta bunlara dair bazı isimler yakalanıp geri gönderme merkezlerine iletilmişler. Bu operasyonları siz yeterli buluyor musunuz?

Fatih Ergin: Hayır bulmuyorum. Çünkü devletin güvenlik birimlerinin bu çeteyle ilgili bu kitaptaki bilgilerin yarısı kadar bilgisi yok. Bu operasyonu nasıl yaptılar? Devlet bunları izledi tespit etti bunlara şafak operasyonu mu yaptı? Baktığımızda böyle olmadığını görüyoruz. 515 çetesi mensupları Sakarya’da sokağa indiler. Bu sosyal medyada gündem oldu. Polis ondan sonra bunları buldu. Çetenin iki üç tane mensubu alındı ve deport edildi. Sosyal medyada tepki gelmese belki de yapılmayacak. Bugün devletin şu an haberdar olduğu ama hakkında bir şey bilmediği bir yapıdan bahsediyoruz. Bu operasyonları yeterliliği bir yana ben yapıldığını da kabul etmiyorum.

ARAP İSLAM MİLLİYETÇİLERİ

Buradaki tek amaç Arap milliyetçiliği mi? Kitapta ASRİKA örneği de veriyorsunuz. 515 aynı zamanda başka grupların taşeronu mu?

Fatih Ergin: Bazıları diyor ki “Bu 515’ler Arap milliyetçisi değil İslamcı” Bunlar İslamcı değil. Ama bunları Irak’ta Suriye’deki BAAS Partisi ile karıştırmamak lazım. Bu partiler de Arap milliyetçisi ama sosyalist/seküler Arap milliyetçisi idi. Bunlar ise Arap İslam çizgisi diyeceğimiz bir Arap milliyetçiliğini savunuyorlar. Arap İslam bizdeki Türk İslam gibi değil. Arap İslam, tamamen Arapları diğer Müslüman milletlerden de üstün görüyor. Bunlar zaten Haşimiler, Abbasileri kuran kabiledir. Hz. Muhammed’in de kabilesidir. Hatta ismini de Hz. Peygamberin büyük amcasından alır. Buradan gelerek kendilerini özel görüyorlar. Bunlara bağlı dört beş tane daha aşiret var. Bunlardan bir tanesi “Naimi Kabilesi”dir. Sayın Nebati bu aşirete mensuptur. Bunların SADAT ile benzerliğine dikkat çekmemin amacı şu: bunlar Abbasiler çöktükten sonra yereller dışında hiç iktidara gelmediler. Mesela 1908’de Sultan Abdülhamid meşhur Şerif Hüseyin’i Mekke Şerifi olarak atadı. Sonra İngilizlerle iş birliği yaptı. Hicaz Kralı olup bağımsızlığını ilan etti ve sonra İngiliz ve Fransızların mandasını kabul etmeyip bugünkü Arap ulusunun lideri ilan edince Suudlar İngilizlerle beraber onu indirdi. Bunların amacı peygamber soyunun yeniden Mekke’ye kadar olan, Türkiye’nin güneydoğusunun da yer aldığı coğrafyada yeni bir İslam devlet kurmak ve Mekke-Medine’nin yönetimini ele geçirmek. SADAT ile paralellikleri ise Türkiye’deki İslamcılar Arapları “Kavm-i Necip” görürler. İslamcılar, Türkiye’de Türklere milliyetçiliği kötülerler ama dinde böyle bir şey yok. Irkçılık günahtır İslam’da. Hatta “Kişi kavmini sevmekle kınanamaz” diye bir hadis de vardır. İşte Kavm-i Necip görerek aslında sinsi bir ırkçılık yaparlar Türklere karşı. Ben hep söylerim Türkiye’de asıl ırkçılık Türklere karşı yapılıyor. Bundan dolayı da SADAT’ın projesi ile benzerlik gösterdiğine dikkat çektim. Hatta Türkiye’de bazı tarikatlardan -ki o tarikatların ismi kitapta geçiyor- destek de alıyorlar. Bunlar da tamamen dini saiklerle destekleniyor. Peygamberim kabilesi yeniden iktidara gelmelerinde bir sorun yok motivasyonu ile. Olayın milliyetçilik boyutu budur.

IŞİD’İN SİLAHLARI 515’E

Bunların temelinde yer alan olay Suriye İç Savaşı. 2010’lardan beri Türk milleti bu sığınmacı gündemiyle uğraşıyor. Konuyla ilgili Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ “Bombalandıkları için göç etmediler, göç etmeleri için bombalandılar” diye bir ifade kullanmıştı. Biz bunların ötesinde kökü Körfez Savaşına uzanan bölge ülkelerinin hem demografik hem de sınırlarını değiştirmeyi amaçlayan bir Büyük Ortadoğu Projesini biliyoruz. Siz BOP ile bu sığınmacı meselesinin arasındaki ilişkiyi nasıl görüyorsunuz?

Fatih Ergin: Organik bir ilişki görüyorum. İktidar çok üstüne gitmiyor ama bu örgütün İngiliz istihbaratı ile bağı var. Kitapta anlattım. Tıpkı PKK/IŞİD/El Kaide/El Nusra gibi birden fazla patronajları olacak bunların. Mesela Suriye’den, Irak’tan IŞİD’in bıraktığı silahlar bunlara geliyor. Mesela İngilizlerle bir antlaşma yapıldı Bulgaristan sınırında bir merkez kurulacak. Orada İngiliz istihbaratçılar da görev yapacak ve kaçakları önleyecekler. Bakın İngiliz istihbaratı bu sayede çok ciddi oyunlar çevirecek. Kitapta ayrıntısı var. Türkiye’den sınır dışı edilme tehdidi ile 515’e üye kazandırılacak. İngilizlerin böyle bir planı var. Türkiye’ye gelmiş, Türkiye’de Türklere karşı Arap milliyetçiliği yapan bir çetenin BOP ile bağlantısı olmadığının, BOP’u hala sürdürenlerin radarına girmeyeceğini söyleyebilir miyiz? Söyleyemeyiz. Kaldı ki Türkiye’nin yaşadığı bu demografik istila BOP’nın süreçlerinden bir tanesi. Zaten orada Türkiye’nin de içerisinde bulunduğu 22 İslam ülkesinin sınırlarının değiştirilmesinden bahseder. Yani siyasi, iktisadi, kültürel, sosyal yapıları ile sınırlarının değiştirilmesinden de bahseder. Ne yazık ki bunun bilincinde olmayan veya bilincinde ola ola bu işlere imkân tanıyan bir iktidar tarafından yönetiliyoruz. 

PKK’YA BİLGİ VERİYORLAR

Peki 515 çetesinin Türkiye’nin birlik ve bütünlüğüne tehdit unsuru oluşturan FETÖ/PKK/IŞİD gibi terör örgütleri ile bağlantısına dair bir bilginiz var mı?

Fatih Ergin: PKK/PYD ile bir kontakları var. Şu an Suriye’den Türkiye’ye geçişler büyük oranda bu çetenin kontrolünde. Sınırı izliyorlar. Bazı videolar yayınlandı. Askerimizin devriye anlarını nöbet değişimi anlarını izliyorlar. Bunlarla ilgili PKK/PYD’ye bilgi veriyorlar ama FETÖ ile bağlarının olduğuna dair bir şey rastlamadım. IŞİD ile organik bağları olmaz. Bu kitabı yazarken çıkmadı ama nereden bakarsanız Türkiye’nin çeşitli illerinde yabancı uyruklu IŞİD mensubu gözaltına alındı diye haberler çıkıyor. Hatta geçtiğimiz süreçte sözde Musul sorumlusu Türkiye’de yakalandı. Bunlar sığınmacı kimliğinde teröristler de Türkiye’ye geliyor. Burada Türkiye’ye karşı ortak bir saldırı içerisine girilebilir ama organik bağ olarak IŞİD ve FETÖ ile bir bağ yok.

Cumhurbaşkanı son ABD ziyaretinde “Sığınmacıları göndermeyeceğiz” diye bir açıklama yaptı. Aynı günlerde Devlet Bahçeli sığınmacı karşıtlığının sabredilemez bir noktaya geldiğini söyledi. Hemen arkasından operasyonlar yapıldı. Hem gözaltı sürecini hem de Cumhurbaşkanı ve Devlet Bahçeli’nin bu açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz? 

Fatih Ergin: Birincisi Devlet Bahçeli’nin beyanatını çok dikkate almıyorum. Çünkü bu konuda aslında Devlet Bahçeli, iktidara en sert muhalefeti, tıpkı çözüm sürecinde yaptığı gibi en sert muhalefeti yapması yeri yerinden oynatması gerekiyor. Neden yapmıyor? Çünkü MHP bugün Siyasal İslamcı üssüne dönüşmüş durumda. MHP için milliyetçilikten bahsedeceksek tabelasında yazan milliyetçilik kelimesinden ibarettir. Aslında Devlet Bahçeli’nin sığınmacılara sahip çıkan, sığınmacılar karşısında endişe duyanlara tahammülsüzlük gösteren açıklamalarından da anlıyoruz ki, aslına rücu etmeyen her hareket zıttına dönüşür. Cumhurbaşkanının açıklamalarına gelince ikinci tur öncesi göndereceğiz diyordu. Çünkü o zaman seçmene ihtiyacı vardı. Onlara oynuyordu şimdi de batıdan destek alabilmesi için, sıcak para alabilmesi için bunları tutması lazım oraya göz kırpıyor. Yani diyor ki ABD’ye “Ben burada sizin hesaplarınıza aykırı hareket etmeyeceğim.” AB’ye de “Rahat olun ben bunların bekçiliğini yapmaya devam edeceğim. Yeter ki ekonomik olarak biraz destek verin” anlamında mesajlar veriyor. 

AK PARTİ İHVANCI KODLARLA KURULDU

Fakat bütün bunların dışında Cumhurbaşkanının bütün yaklaşımı bunları göndermemek üzerine kurulu. Yani AB’ye ABD’ye, kendi iktidarının devamı için mesaj verme ihtiyacı olmasa da Cumhurbaşkanına bunu söyleten motivasyonu anlayabiliyoruz. Zaten AK Parti İhvancı kodlarla kurulmuş, İhvancı siyasetleri izlemiş, Suriye’de Esad İhvancıları iktidara ortak etmediği için arası bozulmuş, Sisi ile keza aynı. Yani Tayyip Erdoğan aslında kendi ideolojik çizgisine uygun bir söylem içerisinde ama Devlet Bahçeli öyle değil. Şunu da söyleyelim aslında Erdoğan, ABD’de bu sözleri söylemeden önce de Türkiye’de sığınmacı tehlikesine dikkat çekenlere yönelik tabiri caizse cadı avı başlatılacağının sinyalini vermişti zaten. Batı standartlarında nefret suçu yasası çıkartalım demişti. Burada yapılmak istenen şu, bu gözaltılar bu mesajlar, Türkiye’de uzun bir süredir kutuplaşmış, ayrışmış, yıllardan beri bu iklimde olan Türkiye’de Suriyelilerin, Afganlıların bu millete sağlamış olduğu bir fayda oldu. O da bu toplumun büyük oranda birlikte olduğu tek konu bu konu. Herkes gitmesini istiyor. Ben geçen gün bir Sosyolog ile konuştum. Son araştırmada %90 oranında Suriyelilerin gitmesinin istendiğini söyledi. AK Partili seçmenin de büyük çoğunluğu gitmelerini istiyor. AK Partiyi kendisine yakın bulduğu için oy verenlerden ziyade kemik AK Parti tabanından bahsediyorum. Onlar da rahatsız. Belki bizim kadar keskin konuşmuyorlar ama gitmesini istiyorlar. Böyle bir durumda ne olması gerekiyor. Kamuoyunda iktidar olarak rıza üretemiyorsunuz. Sağcısı gitsin istiyor, Solcusu gitsin istiyor, İslamcısı gitsin istiyor. Kamuoyunda rıza üretemiyorsanız korku üreteceksiniz. Korku üretmeye yönelik bir operasyon yapılıyor. Kamuoyunda bu konuda aktif olan öne çıkan medyada, siyasetteki isimlere yönelik operasyonlar yapılıyor. Beni cezaevine alsalar ben oradan da mücadeleme devam ederim. Şunu da ekleyeyim burada bu kamuoyunu korkutarak sığınmacı karşıtlığını sindirmek istiyorlar. Artık sessiz istiladan çıkıp gümbür gümbür istila haline gelen bu duruma karşı bir sessizlik oluşsun istiyorlar ama bu realist bir politika değil. Bunu sağlayamazlar yani sen bu konuda ses çıkaran, tepki gösteren siyasetçileri alabilirsin cezaevine, aynı şekilde hareket eden gazetecileri, yazarları, aydınları da alabilirsin ama milyonlarca vatandaşı nasıl alacaksın? Çünkü günlük hayatında bunlara sağlanan imtiyazları görüyor. Halkı kin ve isyana teşvik diyerek sığınmacı karşıtlarını buna sokmaya çalışıyorlar ya Suriyelilere ve Afganları kendi vatandaşına göre el üstünde tutuyorsun, kendi vatandaşına sağlamadığın ayrıcalıkları bunlara sağlıyorsun, senin halkın geçim derdinde boğuşurken onları ekmek elden su gölden yaşatıyorsun ama halkı kin ve nefrete teşvik edenler, sığınmacılara karşı tehlikeyi görenler ve bu istila oyununu gören bizler oluyoruz. Hiç inandırıcı değil.

Sizde son zamanlarda sosyal medyada tehdit aldınız. Üzerine bu gözaltı süreci yaşandı. Sizin bu noktada bir çekinceniz var mı?

Fatih Ergin: Benim çekincem yok. Ben bu kitap öncesinde de Suriyeli ve Afganlarla ilgili yazılar yazdım. Skandalları ortaya çıkardım. “Suriyeliler SGK’yı Hortumluyor” yazısı bunlardan biriydi. Türkiye’nin gündemine oturdu. Burada da ben tehditler aldım ama bu kitapla ilgili bana yapılan tehdidin farklı bir boyutu var. Tehdit bana klasik troller üzerinden yapılmadı. Bu sığınmacılarla ilgili milli direnci milli bilinci açık tutan insanlara yönelik açılmış hesaplar var. Dertleri tamamen bu kişiler. Bu hesaplardan geldi bana tehdit. Aslında bu yüzden tehdit edilmem gündem oldu. Trollerin özel trolleri çıktı. Sığınmacı istilası ile mücadele edenlere yönelik birtakım hesaplar tüneyeme başladı. Beni takip eden hesap özel bir hesap takipçi sayısı 100 Binin üzerindeydi. Tehdit etsinler, canları cehenneme diyorum ben. En kötü bir canımız var onu alabilirler ama birileri çıkar bu istilayı Türk Milletine anlatmaya devam eder.

‘BURASI ARAP YURDU DİYECEKLER’

Kitapta toprak talebi ile isyan ederler diyorsunuz. Bu yakın süreçte olabilecek bir şey mi? Aynı şey soykırım yalanı ile ilgili söyleniyordu. Hala gündeme gelmiş değil. Türkiye buna karşı bir direniş sergiliyor ama Ermeniler de bu gündeme gelmedi. Aynı şey 515 Haşimi Çetesi için ne kadar mümkün?

Fatih Ergin: Ermeni meselesi ile aynı değil. Toprak talebi derken bunlar uluslararası hukuk mücadelesine girişecekler demiyorum. PKK gibi bir terör örgütü karşımıza çıkar diyorum. PKK hangi motivasyon ile karşımıza çıktı? Güneydoğu’da sözde bir Kürdistan kurmak. Bunlar da Türkiye’nin Urfa, Antep Suriye sınırı illerimizde toprak talebi ile bir kalkışma başlatabilirler. Birincisi Türkiye’de bu kalkışmaya destek verebilecek kadar Suriyeli var mı? Var. Devletin elindeki rakamlardan devletin bile emin olmadığını biliyoruz. 10 milyonun üzerinde sığınmacı ve kaçak var. Bunların çoğunluğu Suriyeli. Bir taraftan siz sürekli kaçaklar alıyorsunuz çetenize adam topluyorsunuz. Suriyelileri ile çetenizi büyütüyorsunuz. Ne olacak bu çeteler büyütülürken silahlandırılırken karşınıza bir terör örgütü çıkacak ve bunun bir varlık sebebi bir motivasyonu olacak. Ne olacak işte “Kardeşim ben şu illeri koparmak istiyorum buralar Arap yurdudur” Şimdi Kilis’te Türk nüfusunu geçmişler, Reyhanlı’da geçmişler. Buna benzer yerlerde ayaklanmışlar veya ayaklandırılacaklar. Emperyalizm böyle bir fırsatı kaçırmaz. Tıpkı iddia ediyorum böyle giderse eğer nasıl ki Ukrayna’da ayrılıkçı bölgeler oluştu ve Rusya onları bahane edip oraya girdi. Türkiye’de de böyle giderse ayrılıkçı bölgeler oluşturmak için ayaklanmalar olacak. He Türk devleti bunu bastırabilir o ayrı bir şey ama sizin ülkenize ümmet diye, din kardeşi diye, ümmet diye aldığınız beslediğiniz insanlar size karşı ayaklanmış veya ayaklandırılmış olacaklar ben bunu anlatıyorum.

Deprem sonrası bölgedeki demografik yapı tartışılır hale geldi. Bir yandan binlerce yurttaşımızı kaybettik. Bir yandan da şehirlerimiz yıkıldı. Kentleşme meselesi de büyük bir olay halinde duruyor. Hem maddi hem de sosyolojik olarak… Burada demografik yapı da tartışıldı. Bazı kesimler Suriyelilere dikkat çekti. Siz bu endişeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Fatih Ergin: Bu endişeler haklı endişeler. Çünkü bizim Hatay’daki insanlarımızın gidebileceği yerler var. Ülkenin çeşitli yerlerinde akrabaları var. Oraya gidip orada kalabiliyor. Yeni bir hayata başlayabiliyor. Oradaki vilayetlerimizin ayağa kalkması baya bir zaman alacak. Hala sorunlar yaşanıyor. Burada da Suriyeliler fırsattan istifade buraya geliyorlar ki zaten Hatay yerlileri Batı şehirlerine doğru göç ettikçe bunlar orada sayı olarak daha da çoğalıyorlar. Bir taraftan da zaten kaçaklar hala gelmeye devam ediyor ve daha da üstün hale geliyorlar. Bu endişeler yersiz değil. İkincisi zaten iktidar da demografik dönüşümünü istiyor. Çünkü Türklerle yapamıyor. Kendisine oy veren Türklerle de yapamıyor. Erdoğan %50+1 oy aldı ama Erdoğan’ı destekleyen onların ajandalarını destekleyen, ideolojik gündemlerini destekleyen %15’tir. Belki bu bile fazladır. Erdoğan’a oy verenlerin büyük çoğunluğu dahi Atatürk ile Cumhuriyet ile ulus devletle ile sorunu olan insanlar değil. Hani Erdoğan’ın “sosyal iktidarı, kültürel iktidarı ele geçiremedik” diye zaman zaman çıkıları oluyor. Bunu nasıl yapabilirsiniz ithal etnik unsurlarla yapabilirsiniz. Buna da Suriyeliler, Afganlar uygun. Ben kitabımda da belirttim, sığınmacı meselesinde, bu iktidar onları göndermek istemiyor, istememesinin sebebi de, Türkiye’nin laik sosyolojisini değiştirecek demografik dönüşümün anahtarı olarak görüyor.

Sizin son olarak eklemek istediğiniz var mıdır?

Fatih Ergin: Türkiye’nin sığınmacı ve kaçak sorunu üç ihtimalli olarak karşımızda durmaktadır. Sorulması gereken soru şu üç sorudur:

-Türkiye Cumhuriyet Devleti bundan sonraki varlığını laik ve ulus devlet olarak mı sürdürecektir?

-Çok uluslu bir ümmet devleti olarak mı sürdürecektir?

-Topraklarının bir bölümünde ayrılıkçı bölgeler oluşmuş bir devlet olarak mı sürdürecektir Ukrayna ve Suriye gibi?

Bu meselede kim neyi savunuyorsa hangi motivasyonla hareket ediyorsa bilerek veya bilmeyerek bu üç noktadan birine hizmet ediyor. Biz diyoruz ki, Türkiye Cumhuriyeti Devleti Laik Cumhuriyet ve Ulus Devlet olarak devam etmelidir. Neden? Çünkü Türkiye asırlardır karışık olan ve durulduğunda bile karışmaya çok müsait olan üç alt kıtanın ortasında bulunmaktadır. Kafkaslar, Balkanlar ve Ortadoğu… Sizin böyle bir coğrafyada ayakta durmanızın püf noktası devletin eyaletlere, milletin etnisitelere, cemiyetin cemaatlere, toplumun da tarikatlara bölünmemesinden geçer. Ama bu sorun şu an bunu tehdit ediyor. Atatürk der ki, “Cumhuriyetimizin temel dayanağı Türk topluluğudur. Bu topluluğun fertleri ne kadar Türk kültürü ile dolu olurlarsa o topluluğa dayanan cumhuriyette o kadar kuvvetli olur” işte bugün emperyalizm, batı emperyalizmi ve onların işbirlikçisi olan İslamcı zihniyet Atatürk’ün belirttiği Cumhuriyet’in temelini hedef alıyorlar. Türk kültürünü hedef alıyorlar. Bizim dikkat çekmemiz gereken nokta budur. Dikkat çektiğimiz nokta budur. Verdiğimiz mücadele budur. Bu mücadeleye de devam edeceğiz. Herkesin safı demin de belirttiğim bu üç noktadan da belli. Korkmadan yılmadan bu mücadeleyi sürdüreceğiz.

Bir gönderi yayınlayabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir. Giriş