Akran Zorbalığı nedir?

0 Yorum

Yıllar var ki eğitim sistemimizin eksikleri veya yanlışları üzerine eleştiriler getirmişizdir. Okuldaki eğitimi sadece akademik olarak düşünmek ise bu yanlışların başını çekmektedir. Çocukların gerek kültürel gerekse bireysel farklılıklarını göz ardı eden, dahası okul ortamının onları toplum içindeki sosyal hayata adapte etme ve görgü kurallarını içselleştirmeyi öğreten, bir ülkenin kaliteli toplum temellerinin atıldığı yer olduğunu unuturuz. Çok mu abartı geldi?

O halde şöyle basit bir matematiksel hesap yapalım; beş yaşında okul öncesi ile başlayan eğitim hayatımız, üniversite eğitimini de düşünürsek yirmi yaşında tamamlanıyor. Bu yaş aralığının en büyük zamanı ise ev ve aileden çok, okul yaşantısı ile geçiyor…

Bu anlamda okul ortamındaki sosyal yaşantının; kişinin tüm hayatına, çevresine etki eden psikolojik alt yapısında önemli temellerin atıldığı yer olduğunu söyleyebiliriz. Ve maalesef okul ortamları; akademik gelişimi geçiyorum; kişinin yara almadan, değişime uğramadan çıkabileceği, koruyucu ruh sağlığından bi haber yerler halindedir.

Bir anne, çocuk gelişim uzmanı ve aynı zamanda bir sosyolog olarak, yaşayarak öğrenmek ve gözlemlemek zorunda kaldığım uzun soluklu bir sürecin tecrübesi ile kuruyorum bu cümleyi.

Okul ortamında psikolojik gözlem ve buna bağlı olarak okul aile işbirliği, hatta sosyal hizmetlerle birlikte çalışmak büyük önem arz etmektedir. Fakat bu sistem ülkemizde var mı? Varsa da doğru düzgün işliyor mu? Büyük tartışma konusudur.

Son günlerde gündeme düşen akran zorbalığı konusunda okulların çözüm geliştirme de zayıf kalması da bu yüzdendir. ‘Akran zorbalığının temel nedenleri nelerdir?’ başlangıç olarak bunu iyi anlamak ve koruyucu ruh sağlığı çalışmaları için kararlı bir çalışma gerçekleştirmek zaruridir.

Okul sıralarından geçip de akran zorbalığı yaşamamış veya şahit olmamış kişi sayısı çok azdır. ‘Ülkemizde ve başka ülkelerde yapılan çalışmalar, okul zorbalığının oldukça yaygın olduğunu göstermektedir.’(Pişkin.2002;Yöndem ve Totan, 2008)

             ZORBALIK TÜRLERİ VE STATÜLERİ

             ZORBALIK TÜRLERİ

FİZİKSEL ZORBALIK: Vurma, itme, dövme, yaralama…

SÖZEL ZORBALIK: Hakaret etme, alay etme, küçümseyici sözler söyleme, isim takma

İLİŞKİSEL-SOSYAL ZORBALIK: Sosyal ortamlarda dışlama, hakkında söylenti yayma, dedikodu yapma

SİBER ZORBALIK: Bilgisayar, telefon gibi teknolojik araçlarla sanal ortamda yapılan zarar verici eylemler.

CİNSEL ZORBALIK: Taciz, tecavüz, istismar gibi cinsel içerikli rahatsız edici söz ve eylemlerde bulunma.

        ZORBALIK STATÜLERİ

ZORBA : Zorbalığı yapan, zarar veren

KURBAN: Zorbalığa uğrayan, zarar gören, mağdur

ZORBA\KURBAN: Zorbalığa uğramış ve aynı zamanda zorbalık yapan

İZLEYECİLER : Zorbalığa tanık olanlar

 

Birkaç aklı evvel, akran zorbalığını çağın getirisi bir sorun olduğunu söyleyen boş bir savla ortaya çıkıp şımartılmış ‘Z kuşağı’ diye korkunç ve boş bir suçlama dile getirse de ‘akran zorbalığı’ dünün bugünün problemi değildir. Ya da teknolojinin getirisi hiç değildir. Bu söylem sorunu küçümsemek, hafife alıp konuyu saptırmaktan başka bir şey olmayacaktır. Teknoloji, akran zorbalığı için yeni bir alan olabilir ama temel nedenidir demek büyük yanılgı içerir.

Akran zorbalığı ‘okul zorbalığı’ çok hassas ve şayet istenirse çözümü mümkün bir konudur…

Unutmamalıdır ki hiçbir çocuk; zorba olma hayali ile gelmez dünyaya…

Genelde bu konuya zorbalığa uğrayan kurban açısından bakarız fakat bu bizi çözümden uzaklaştıran büyük yanılgıdır. Biz zorbanın tarafına geçip, o çocuğu bu duruma getiren etkenleri irdelemekle başlamalıyız. Kimi zaman doğuştan gelen organik ve çoğu zamanda aile ve çevre ilişkilerine bağlı etkenler yüzünden gelişebilmektedir. Bu etkenleri bir sonra ki yazı da anlatmaya devam edeceğim…

Bir gönderi yayınlayabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir. Giriş