“Bana göre MHK, Sınıfta Kalmıştır”

0 Yorum

Kaynayan Kazan : Hakem Camiası isimli röportaj dizimizin ilk bölümünde Üst Klasman Yardımcı Hakemi Arkın Akgöl ile hakemliği bırakmasını, yaşadıklarını konuşmuştuk.

Merkez Hakem Kurulu Başkanı Yusuf Namoğlu, üst klasman hakemi Abdullah Yılmaz’ı, görevli olduğu maç öncesi arayarak “mesleki kariyeri ” açısından tehdit etmesiyle başladı herşey. MHK başkanın bu davranışını, eski MHK başkanlarından Ertuğrul Dilek ile konuştuk. Duayen başkan, Yusuf Namoğlu’nu ve MHK’sını Roportajlik.com için değerlendirdi. Bu röportaj dizisi için, MHK Başkanı Yusuf Namoğlu’nu da aradığımızı ve Yusuf başkanın ısrarlı aramalarımıza cevap vermediğini de belirtmek isterim. 

Uğur Temel (UT): Hocam A Klasman Hakemi Abdullah Yılmaz, tebliğ edilen maçına 48 saat kala Merkez Hakem Kurulu (MHK) Başkanı Yusuf Namoğlu’nun arayarak kendisini “hakemlik geleceği açısından tehdit ettiğini” kamuoyuna açıklayarak hakemlik yaşamını noktaladı. MHK eski başkanlarındansınız. Maç öncesi hakemi aramak prosedürlere uygun mudur? Hakem hangi durumlar halinde aranabilir?

Ertuğrul Dilek (ED): 10 sene MHK’de görev yaptım, maçtan önce hiçbir hakemi aramadım. Böyle bir şey yok. Görevi verirsin, bir daha aramazsın. Hakem seni arar; mazeret bildirmek için o müracaat eder. Hakem maça atandıktan sonra MHK’nin hakemi araması yanlış. Ne demek “Bu maçı iyi idare et?” İyi idare etmeye gidecek tabii hakem, kötü idare etmeye mi gidecek? MHK görevi verir, hakem maça giderken en ufak bir şey konuşmaz.

UT: Abdullah Yılmaz açıklamasında, MHK Başkanı Namoğlu’nun yöneteceği maçtaki ev sahibi takımın kendisine tepkili olduğunu belirttiğini ve dikkatli olması gerektiğini söylüyor. Yıllarca hakem ataması yaptınız. Hakem atamasındaki kriterler nelerdir?

ED: Bizim dönemimizde “kara kaplı” bir defter vardı. Hakem, hangi takımın maçında önemli bir hata yapmışsa o hakemi, o takımın maçına uzun süre vermezdik. Verecek olursak, hakemin de takımın da moralini bozmuş olurduk. Onun için bizim “kara kaplı” defterimiz vardı. Abdullah Yılmaz, daha önce Menemen maçı yönetmiş ve Menemen şikayette bulunmuş. Şikayet edilen bir yere o hakemi göndermenin maksadı nedir? “Daha önceki hatalarını telafi et.” diye mi gönderiyorsun, yoksa başka bir düşüncen mi var? Bu tayin bana göre yanlış. Düşünün; şikayet edilen hakemi, aynı takımın kritik bir maçına gönderiyor MHK. Bu tayin çok yanlış. Bu tayin ile hem hakemi hem de takımları müşkül vaziyette bırakıyor MHK. Takımın aklına şu gelmez mi: Biz bu hakemi kötü yönetiminden dolayı şikayet ettik, şimdi MHK bize bu hakemi niye yolluyor? Hakemi kazanmak için maça verirsiniz, kaybetmek için değil. Bakın şu olur: Takım deplasmanda o hakemin yönettiği maçı kazanmıştır, birkaç hafta sonra o takımın maçına yine gönderirsin. Takım der ki “Biz bu hakemle deplasmanda kazanmıştık, sağlam bir hakem, objektif bir hakem.” diye düşünür. Bu tayin, hakemi kazanmak için olabilir. Ama burada, bu tayini hakemi kaybetmek için yapıyorsun. Üstüne üstlük diyorsun ki “Bu maçı kötü yönetirsen seni bitiririm.” Böyle bir şey olmaz. Bu tayin uygun değil, konuşma tarzı uygun değil. Bana göre MHK, sınıfta kalmıştır.

UT: Kulüpler istemedikleri hakemleri, Federasyona ya da MHK’ye söyleyebilirler mi? Böyle bir istek olabilir mi?

ED: Böyle bir isteğin Federasyon ya da MHK tarafından kale alınmaması gerekir. Ben size bir örnek vereyim; benim tayin yaptığım sezonlarda bir kulüp, Ankara bölgesi hakemi Yılmaz Dinçel’i “İstemiyoruz.” dedi. Aradan üç ya da dört hafta geçti, o takımın maçına ben Yılmaz Dinçel’i verdim. Federasyon başkanı da Yılmaz Tokatlı Paşa. Dedim ki “Paşam bu kulüp ‘Bu hakemi istemiyoruz.’ diyor. MHK’yi kulüp mü yönetiyor, biz mi yönetiyoruz? Ben bu takımın maçına, aradan sürede geçti, bu hakemin tayinini yapıyorum.” Neticede Yılmaz Paşa da – Allah uzun ömürler versin- disiplinli bir askerdi, “Verelim o hakemi maça.” dedi. Ancak hakem mazeret bildirdi, bu yüzden maçı veremedim. Bu örneği “Şunu isteyiz, bunu istemeyiz.” diyen kulüplere kesinlikle taviz vermediğimizi anlatmak için verdim.

UT: Namoğlu MHK’sı bu kadar tartışılırken, görevde kalmaya nasıl devam ediyor?

ED: Benim MHK başkanlığım sırasında benim haberim olmadan, Futbol Federasyonu başkanı, bir hakemin yerini değiştirdi, derhal istifa ettim. Tarihte ilktir o. Benden sonra Zekeriya Alp, Antepspor Başkanı aleyhinde konuştu diye istifa etti. İstifa diye bir müessese var. Aleyhimde bir oluşum varsa, beş dakika durmam. Bakın; başarılı geçen sezon sonrası Cumhurbaşkanlığı kupası için bir hakem tayin etmiştim, Federasyon Başkanı değiştirmiş. Herhalde verilmiş sözler vardı, öğrendim ve istifa ettim. Ne var bu koltuklarda, çözebilmiş değilim. Bu kadar eleştiri alıyorsan, istenmiyorsan burada durmanın anlamı yok.

Bir gönderi yayınlayabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir. Giriş