Barkan Tigin “Gazeteci bakan değil görendir”

0 Yorum

Adsız Dünya Çocukları sergisinin de bulunduğu Tepebaşı Belediyesi Atila Özer Karikatür Evi’nde Şubat ayı boyunca her cumartesi ünlü savaş muhabiri Barkan Tigin tarafından düzenlenen Savaş Muhabirliği ve Savaş Sempozyumu etkinliği bu gün itibariyle sona erdi. Biz de Barkan Tigin ile ‘Adsız Dünya Çocukları’nı ve savaşı konuştuk…

Adsız Dünya Çocukları sergisini açmaya nasıl karar verdiniz?

Bu projenin başlangıcı El Salvador’dan ayrılırken şekillenmeye başladı. El Salvador’dan ayrılırken uçakta yazdığım “Adsız Dünya Çocukları” adlı şiir bu projenin başlangıcı oldu. El Salvador’un içinde bulunduğu durumla ilgili haberleri yaparken özellikle çocukların durumu beni etkilemişti. Yıllar süren gazetecilik hayatımda çeşitli ülkelerde, özellikli savaş bölgelerinde, yine aynı manzarayla karşılaştım. Hep çocuk savaşçılar, çocuklar üzerinden yürütülen savaşlar, sömürülen çocuklar, bu bende bir arşiv oluşturdu. Bu fotoğraflar Türkiye ve çeşitli ülkelerde yayınlandı. Dolayısıyla bir dönem sonra karar verdim. Gittiğim tüm ülkelerde, savaş bölgelerindeki çocukların dramlarını çekerken, bunu düşünerek hareket etmeye başlamıştım. Seçme değil bilinçli bir birikimin sonucu oluşturdum.

Fotoğrafçı olmaya nasıl karar verdiniz?

Ustamdan bir makine istemiştim. Makineyi alınca bir portre çektim. Ustam 30 yıldır fotoğrafçıyım böyle portre çekmedim dedi. Ben anlamadım, ustam makineyi bana verdi. Ben değerleri bilmezdim kafama göre çekiyormuşum. Bende keşfettiği şey göz, sonra bana değerleri öğretti. Lise 3’te makine ile okula giderken 80 öncesi siyasi ortam gergindi. Bahçede arkadaşımın fotoğrafını çekerken dışarıda bir olay oluyor. Sağ görüşlüler bir sol görüşlü öğrenciyi dışarıda tabancayla vuruyorlar. O anı ben çekiyorum. Hemen koşup Cumhuriyet’e verdim. Beni işe aldılar. Asıl aktif gazetecilik hayatım Yunanistan’da başladı. İlk yaptığım şey beni bir savaş bölgesine göndermeleri oldu. Savaş muhabirliği hayatım böyle başladı.

Sizin için savaşın anlamı ne?

Savaş anlamı yok. Anlamlı bir savaş olması mümkün değil. Savaş ve anlam çelişen olgulardır.

Savaş alanında fotoğraf çekerken neye dikkat ediyorsunuz? 

Ben kanlı fotoğraflar çekmem. Kan savaşın anlatımında kolay kaçmak görseli indirgemek anlamını gelir. Genç arkadaşlar savaş muhabirliğine ilgi duyuyorlar. Dikkat çekmek istediğim nokta, savaş muhabirinin gittiği bölgenin ön hazırlığını yapmalı savaş kökenlerini incelemeli bunlardan sonra ancak savaşı açığa çıkartabilir.

Onlarca fotoğraf makinesinin olduğu bir yerde Ali İsmail’in babasının Ali’nin pankartına dokunduğu fotoğrafı nasıl çektiniz?

Bunun çok özel bir hikâyesi var. Gazetecilerin cirit attığı bir yerde morgun önünde çekilmiş bir fotoğraftır. Basın mensupları molada ya da başka işlerle uğraşırken etrafı dolaşıyordum. İstem dışı davranıp çektim. Sivil polisler müdahale etmek istedi. Tüm o fotoğraflar belgesel oldu benim için. 100 kişi aynı yere dizersiniz bir kişi farkı görür. Gazeteci bakan değil görendir.

 Bizim Çocuklar Kulübü’nün kuruluşundan bahseder misiniz?

Eskişehir’e yerleştikten sonra buraya değer katan bir zihniyet, belediye başkanı var. Senin dünya bakışın, senin duruşunu belirler. Okuduğun kitaptan, gittiğin sergiden, edindiğin arkadaştan o duruş şekilleniyor. Bizim alt kattaki komşumuzun çocuğu İrem misafir gelebilir miyim? dedi. Eşim İrem’e küçük prens kitabını hediye etti. Sonra bütün mahallenin çocukları gelmeye başladı. Çocuklara verecek yeterli çocuk kitabım yoktu. Sahaftan kitaplar aldım. Sonra kütüphanenin yanına yeni bir raf yaptım. Adını “Bizim Çocuklar Kütüphanesi’’ koyduk. Çocuklar her gün bize gelmeye başlayınca aileleriyle bir açılış kokteyli yaptık. Bizim Çocuklar Kulübü’nün doğuşu buraya dayanır. Edip Akbayram ile bir konser etkinliği gerçekleştirdik.

Yeni projeleriniz  var mı? 

“Adsız dünya çocukları” sergisi son kez Eskişehir’de sergileniyor. Sonra Türkiye’nin tüm şehirlerini dolaşmaya çalışacak. Antalya, Hatay, Mersin ayrıca benim amacım Hakkâri, Tunceli ve Diyarbakır’da açmak çünkü benim kahramanlarım oradan. Karadeniz şehirlerinde, özellikle silahın en çok kullanıldığı, bölgede açmak istiyorum. İstanbul’da noktalamayı düşünüyorum. İstanbul’dan yurtdışına gidecek. Fakat bu proje kitap olarak geri dönecek. Birçok projem var, fakat bu projemden sonra Haziran ayında bir fotoğraf sergim olacak.

Röportaj: Mert Öz

Fotoğraf: Oğuzhan Hacıosmanoğlu 28.02.2015

ESKİŞEHİR HABER AJANSI

Bir gönderi yayınlayabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir. Giriş