Başarılı Halk Müziği Sanatçısı Murat Hasgün İle Röportaj

0 Yorum

Röportaj : Ercan KÜÇÜK

Siyasi gündemden biraz uzaklaşıp usta Halk Müziği yorumcusu başarılı sanatçı Sayın Murat Hasgün ile sanatı ve Türkiye’de sanatın durumu hakkında röportaj yaptık.

Kemalist Gençlik (K.G.)   : Murat Bey merhaba.  Genç yaşınıza rağmen sanatsal anlamda büyük bir geçmişe sahipsiniz.  Sürekli konserler veriyorsunuz. Biraz bize bahseder misiniz?

Murat Hasgün (M.H.)   : Merhabalar… Konserler çok coşkulu geçiyor. Her yaz doğu turnesine çıkıyorum. Oradaki halk, halk müziğine çok aşina. Bunun için alanlara sığmıyorlar, çoşkuyla dolduruyorlar alanları. Karşında seni anlayan bir kitle varsa yaptığın işe daha bir sarılıyorsun. İşte benim konserlerime gelen kitle de böyle. Gerçekten beni anlıyorlar, türküleri anlıyorlar ve bana sahip çıkıyorlar. Aslında bu büyük talep ve sevgi türkülerimize… Çünkü benim hitap ettiğim kitle halk müziğini benimsemiş, özümsemiş bir kitle. Böyle bir durumda, bir de doğru işler yapmaya uğraşıyorsanız sevilmeniz, desteklenmeniz kaçınılmazdır. Tabi bir de bu türküleri yakan ozanlarımız var. Bak şöyle bir örnek vereyim sana; konserlerimde insanlar türkülerin mahlas bölümünde, yani türkünün son kıtasında o türküyü yakan ozanın ismi geçtiğinde coşkuyla alkışlıyorlar. Yani ozanı alkışlıyorlar. Demek istediğim ben bir aracıyım ve insanlar bu aracının doğru işler yaptığını ve türkülerimizi doğru şekilde aktardığını biliyorlar. Bu yüzden seviyor ve destekliyorlar. Sevgilerini de konserleri hıncahınç doldurarak gösteriyorlar. Başarı dedin; eğer ortada bir başarı varsa bunu bana başarılı diyenlere borçluyum.

K.G.  : Bu ilgiyi neye bağlıyorsunuz?

M.H.  : Bu ilginin tek sebebi türkülerimiz. Halk müziğinin omuzlarıma yüklediği ciddi bir sorumluluk var ve ben bu sorumluluğu tam anlamıyla yerine getirmeye çalıştıkça, insanlar bunun farkına varıyor ve ilgilerini esirgemiyorlar.

K.G.  : Sanat hayatınızda kimlerle çalışıyorsunuz?

M.H.  : Aslında çalışmak demeyelim de feyz almak, etkilenmek diyelim.

Ben hep dinledim… Ustaları dinleyerek onlardan feyz aldım. Çünkü halk müziğinde usta-çırak ilişkisi çok önemlidir. Ben de bu önemi bildiğim için Arif Sağ, Ali Ekber Çiçek, Neşet Ertaş, Sabahat Akkiraz gibi daha ismini sayamadığım bir çok ustayı dinleyerek büyüdüm diyebilirim. Arif Sağ müzik merkezine gittiğim yıllarda Arif Sağ, Erdal Erzincan ve Tolga Sağ’la tanışmam, onları yakınen takip etmem bana çok şey kattı. Düşünebiliyor musun önceleri televizyon ve radyolardan dinlemek için can attığın Arif Sağ gibi bir idolü onun yanında oturup birebir dinleyebiliyor, birikimlerinden faydalanabiliyorsun. Harika bir şeydi bu benim için. Hepsinin de emeğine sağlık.

K.G.  : Okullardaki sanat eğitimi hakkında neler düşünüyorsunuz? Sizce yeterli mi?

M.H.  : Özellikle ilk okullarda müzik eğitimini yeterli bulmuyorum. Nasıl yeterli olsun, çocuklar müziği doğru düzgün nota dahi bilmeden sadece flüt çalarak öğrenmeye çalışıyorlar. Onların eğilimli oldukları çalgı ve öğrenmeleri gereken nota bilgisi ikinci plana atılıyor, önemsenmiyor. Buda altyapıyı çürütüyor. Oysa köy enstitülerinde durum böyle miydi? Bağlamadan piyanoya, mandolinden kemana tüm çalgılar öğretiliyordu orada. Daha sonra bu eğitimler öğrencilerin sahneledikleri etkinliklerle teşvik kazanıyordu. Sadece bu da değil, değişik tiyatral etkinliklerde yapılıyordu. Örneğin Shakespeare’in, Gogol’un, Sofokles’in oyunları sergileniyordu. Böyle bir sistem hayal etmişimdir hep. Neden günümüz ilk okulu, günümüz lisesi böyle olmasın? Üniversiteler de de durum farklı değil. Örneğin çoğu konservatuar da halk müziği alanında ki çalışmalar yetersiz… Karamsar bir tablo çizdim ama durum bu, eğri oturup doğru konuşmak lazım.

K.G.  : Günümüzde sesi güzel olsun olmasın birçok kişinin albüm yaptığını görüyoruz. Sizce başarı için yetenek mi daha önemlidir eğitim mi?

M.H.  : Yetenek olmadan eğitim olmaz… Tabi müzik için söylüyorum bunu. Eğer belli bir yeteneğin varsa bu işe profesyonel anlamda yönlenmelisin. Yoksa ne bu işe gir, ne de bu işi layığıyla yapanların önünü kes. Yetenek önemli yani.

K.G.  : Peki Murat Hasgün ne zaman albüm çıkartmayı düşünüyor?

M.H.  : Bu konuda hiç aceleci olmadım. Apar topar bir şeyler çıkarıp yanlışını doğrusunu ölçmeden işe kalkışmak istemiyorum. Daha önümde uzun yıllar olduğunu düşünüyorum. Elbette böyle bir çalışmam olacak. Ancak doğru zamanı bekliyorum ki yaptığım iş de doğru olsun.

K.G.  : Bir de kültür emperyalizmi konusu var. Sizce popüler kültür Anadolu Kültürünü öldürüyor mu?

M.H.  : Evet kültür emperyalizmi günümüzün önemli sorunlarından biri. Bunu yıkmakta biz genç kuşağın elinde. Çünkü kendi kültürünü bilmesi, tanıması gereken kuşak gençlerdir. Bilinçli bir oyun oynanıyor bu konuda. Bu oyunun farkına varmak gerek. İnsanlar kendi müziklerinden, kendi giyim kuşamlarından, kendi dillerinden hatta kendi yaşamlarından uzaklaştırılıyorlar. Bilinçli olmak gerek diye düşünüyorum. Kültür bir ülkenin hayat damarıdır. Bu damar koparsa ortada ülke diye bir şey kalmaz…

Anadolu kültürü konusuna gelince; uygarlıklar bütünü Anadolu kolay kurulmadı ki kolay yok olsun. Binlerce yıllık köklü bir gelenek bu. Bağrından Yunus Emre’ler, Pir Sultan Abdal’lar, Hacı Bektaş Veli’ler, Mevlana’lar ve daha nicelerini çıkarmış bir geleneği kim öldürebilir, kim susturabilir…

K.G.  : Sanatınızdaki başarılarınızın yanında muhalif kişiliğinizle de tanınıyorsunuz. Diğer aydınlarımıza baktığımızda sanatçıların muhalifliğini görüyoruz. Sanatçı neden muhaliftir?

M.H.  : Aslında her sanatçı muhalif olacak diye bir kural yok. Ancak her sanatçı ülkesinin sorunlarına duyarlı olmalı, bu sorunlara eğilmeli, söz sahibi olmalı, eleştirmeli. Tabi bu eleştiriler yıkıcı değil yapıcı olmalı. Ben böyle düşünüyorum ve böyle olmaya çalışıyorum; Eleştiriyorum, ülkemde ki sorunlara sessiz kalmamaya çalışıyorum, düşüncelerimi dile getiriyorum… Tabi tüm bunları yaparken de yapıcı olmaya çalışıyorum.

K.G.  : Baktığımızda Kars’ta İnsanlık Anıtı’nın “ucube” denilerek yıkılmasını, Can Yücel’in mezarına saldırılmasını, Topkapı Sarayı’nda piyano resitalinde alkol tüketildiği gerekçesiyle bir grubun konseri basmasını görüyoruz. Bu saldırıların sebebi sizce ne olabilir?

M.H.  : Sanata ve sanatçıya verilen tırnak içinde değerin açık bir göstergesi bu. Öyle fazla söze gerek yok, sorunda yaşanan çirkinlikleri açıkça söyledin zaten. Şimdi o anıtın ne günahı vardı orda? Doğuda, en doğuda bir sanat abidesi olarak ayakta durması mıydı günahı? Ucubeymiş, ne ucubeler var aslında yerle bir edilmesi gereken… Neyse…

Beni en çok yaralayanda Can Yücel’in ki ben ona Can baba diyorum, anıtına yapılan çirkin saldırıydı. Ben bu saldırıyı Sivas’ın, Maraş’ın ve Çorum’un günümüz hali olarak yorumluyorum. Bir zulümdü Sivas, Maraş ve Çorum’da yaşananlar. İşte buda aynı zulüm, aynı işkence. Kaldı ki yaşarken de saygı görmedi Can baba; Hasım görülüyordu çünkü, sesi çıkıyordu, haksızlığa tahammülü yoktu. Ancak bu mudur insanlık ki yaşarken saygı göstermediğin birine öldükten sonra da saygı göstermiyorsun. Birde konseri basmak var tabi… Çok çirkin şeyler bunlar. Mide bulandırıcı… Ama oluyor işte.

K.G.  : Çeşitli site ve dergilerde yazılarınızın yayınlandığını da öğrendik?

M.H.  : Ben sanatın çok yönlü olması gerektiğini düşünüyorum. Yani kendi konunuzun eksenini bozmamak koşuluyla başka dallarda da söz sahibi olabilmelisiniz. Yazmak benim için farklı bir tutku. Kendimi ifade konusunda önemsiyorum yazı yazmayı.

K.G.  : Müziğin yanında ilgilendiğiniz başka sanat dalları da var mı?

M.H.  : Fotoğraf’a ilgim var. Amatör çekimler yapıyorum ve halada öyleyim. Çünkü alanım olmayan bir konuda profesyonelim demem doğru değil. Ancak çevrem çektiğim fotoğrafları böyle yorumluyor. Güzel bir tutku, güzel bir uğraş fotoğraf çekmek. Tavsiye ederim.

K.G.  : Son olarak Kemalist Gençlik okurlarına söylemek istedikleriniz nelerdir?

M.H.  : Ben bu tür çalışmaları önemsiyorum. Özellikle gençliğin bu tür çalışmalar içinde bilinçli uğraşlar vermesini önemsiyorum. Savunulan düşünce, eğer üstüne gidiliyorsa düşüncedir. Ne olursa olsun site ekibine savundukları düşüncenin üstüne gitmelerini öneriyorum. Yerinde bilgi için takip edilmesi gereken bir site ve ben sürekli büyüyeceğine inanıyorum. Bu söyleşi keyif verdi bana. Bunun için sana ve senin nezdinde tüm site emekçilerine teşekkür ediyorum. Başarılar.

MURAT HASGÜN KİMDİR?

– – –

Murat HASGÜN 16.05.1990 yılında İstanbul’da doğdu. İlk Öğrenimini Faruk Timurtaş İlk Öğretim okulunda, lise öğrenimini Bahçelievler Erkan Avcı Endüstri Meslek Lisesi’nde tamamlayan HASGÜN, lisans eğitimini Haliç Üniversitesi Türk Müziği Konservatuarı’nda sürdürmektedir.

Müziğe olan ilgisi küçük yaşlarda başlayan HASGÜN, yeteneği ve sesinin güzelliğiyle daha ilkokul sıralarında kendini belli etmiş,birçok okul içi etkinlikte görev almıştır. Halk Müziği’ne büyük ilgi duyan HASGÜN, müziğe ilk profesyonel adımı 1999 yılında Vural Müzik Kursu’nda Vural ÖDEMİŞ’ten bağlama dersleri alarak atmıştır. Murat HASGÜN burada iki yıl eğitim aldıktan sonra 2002 yılında Şişli ASM Arif Sağ Müzik Merkezi’ne geçti. Bu kursta Arif SAĞ, Tolga SAĞ ve Pınar SAĞ yönetiminde üç yıl şan ve solfej (ses ve nota) eğitimi alan HASGÜN, daha sonra kendi kendisini geliştirerek yurtiçinde bir çok proje ve konsere katıldı. 2004 yılında bir dershanenin Türkiye çapında düzenlediği ilgi yetenek yarışmasında “Halk Müziği Türkiye Üçüncüsü”seçildi. Zeytinburnu Anadolu Teknik Lisesi Teknik Lise ve Endüstri Meslek Lisesi’nde okuduğu dönemlerde bu okulda Halk Müziği Müzik Kulübü korosunun kuruculuğunu üslendi.

Murat HASGÜN aynı zamanda Yücel PAŞMAKÇI, Prof. Dr. Alaeddin YAVAŞÇA, Yrd Doç. Çetin KÖRÜKÇÜ gibi usta isimlerin birikimlerinden yararlanma imkanı bulmuştur.

Murat HASGÜN bütün bunların yanında söz yazarlığı kimliğiyle de tanınmaktadır. Ortaokul dönemlerinden bu yana bir çok şiire imza atmış olup, şiirlerini okul çapında düzenlenen müsamerelerde okumuş,büyük beğeni toplamıştır. HASGÜN halen şiirsel çalışmalarına devam etmektedir.

HASGÜN ayrıca fotoğraf sanatıylada yakından ilgilenmektedir. Fotoğrafa ilgiside şiire olduğu gibi ortaokul dönemlerinde başlayan HASGÜN, fotoğraflarında belli bir konu takip etmemekte olup genel konulu fotoğraflarla ilgilenmektedir.

Makale yazarı da olan HASGÜN’ün çok sayıda makalesi bulunmaktadır. Yazı ve makaleleri murathasgun.com.tr ‘ de, Milliyet Blog’ta, Kemalist Gençlik’te ve facebook sayfasında yayınlanmaktadır.

Murat HASGÜN kültürümüz adına doğru uğraşlar vermenin mutluluğu içerisinde olduğunu,ileri dönük yaşantısında da Halk Müziği alanında doğru çalışmalar verebilecek öğrenciler yetiştireceğini ve bunun ana ilkesi olduğunu açıkladı.

Murat HASGÜN’ün Halk Müziği çalışmaları sürüyor..

KEMALİST GENÇLİK

Bir gönderi yayınlayabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir. Giriş