Bir Şehir, Bir Deprem, Bir Festival ve Bir Gazeteci

0 Yorum

Bu yıl 5 şubatı 6 şubata bağlayan gece hepimiz bir haberle yatağımızdan kalktık. Kahramanmaraş merkezli bir deprem hem Maraş’ı hem de çevresindeki 9 ili daha etkilemiş, binlerce bina yıkılmış, onbinler hayatını kaybetmiş bir o kadar insan yaralanmış milyonlar evsiz kalmıştı. Aylarca enkazlar kazıldı, insanlar kurtarıldı ya da kurtulamadı. Hükümet eleştirildi, yardımlar yetersiz kaldı, insanlar mağdur oldu eleştirildi ya da eleştirdi. Bugünlerde bu elim olayın üzerinden tam 8 ay geçti ve neredeyse 9 ay olacak. Bütün Türkiye bu afete topyekün cevap verdi yardıma koştu. Peki 2023 geride kalmaya başladığı şu günlerde deprem bölgesi hakkında ne kadar haber gördünüz? Ya da bölgeyi ne kadar takip ettiniz? İnsanlar iyileşebildi mi sorguladınız mı?

SANATLA İYİLEŞME…,

Bu yıl 11. düzenlenen ve 13-19 Ekim’de bizi Antakya’ya davet eden Uluslararası Antakya Film Festivali hem sanatı hem Antakya’yı bize göstermek için bu sene bu kadar zorluk ve imkansızlığa rağmen ertelenmedi ya da iptal edilmedi. Depreme rağmen yapılma kararı alındı. Ben de davet edildim ve gideceğim için çok heyecanlandım. “Antakya Varsa Bizde Varız” mottosu ile düzenlenen festival için Antakya’ya giderken Genel Koordinatör Atakan Metin bize sürekli konfor beklemeyin diye uyarılarda bulundu. Depremde neredeyse tamamen yıkılan koca bir şehirde konfor beklemek zaten Antakyalılara haksızlıktı.,

Antakya’ya vardığımda fark ettim ki Antakya gerçekten dümdüz. 10 binadan 8’i yıkılmış ayakta kalan 2 binadan biri de zaten ağır hasarlı. Kaldığımız yer NATO’nun depremzedeler için açtığı bir çadırkent idi. Bütün muhabirler depremzedeler gibi çadırdaki ranzalarda kaldı, karavana yemeklerden yedi. İnternet yoktu, kahve bulsan sıcak su, sıcak su bulsan kahve yoktu ama festivalde çabalayan insanları ya da etkinliklere gelen halkı gördükçe bu kadar zorluğa değdiğini oradaki insanları anlamak için bu şekilde kalmamız gerektiğini daha iyi anladım. Festival sürekli aksilikler ya da eksikler ile ilerliyordu fakat herkes ana temayı anlamış, gösterilen filmleri, yapılan etkinlikleri takip etmiş ve konteyner kentlerin durumunu yakından görmüştü. 2. gün yapılan kukla tiyatrosunda çocukların kahkahalarını görmüş onlarla konuşmuş biz de onlarla beraber gülmüştük. Ünlü Arpist Zeynep Öykü büyük amfi tiyatrolarda smokinler eşliğinde dinlenen konserlerinden farklı olarak ufak bir çadırda insanlara moral olmak için buradayız diyerek 50 kişiye belki de en güzel konserlerinden birini vermişti. Çocukların etrafta koşturması, gülümsemesi bize, “abi tiyatro saat kaçta?” diye sorması bile festivalin amacına ulaştığının bir kanıtıydı.

PEKİ HALK ?

Antakya’ya ilk indiğim itibaren hem festivali takip ederken hem de sürekli halk konuşmaya çalıştım ve konuştum da.

Hiçbir röportajda isim vermeyeceğim ama dediklerine kulak vermekte fayda var:

“TOPLANAN TEK ŞEY MOLOZLAR”

“Toparlanan tek şey etrafta gördüğünüz molozlar başka toparlanan bir şey olduğunu düşünüyorum. Ekonomik durumumuza değinmeden söylüyorum, hafriyat araçlarının gürültüsünü duymaktan bile psikolojimiz bozuldu. Burada kalıcı bir çözüm yok. İyileştirilen hiç birşey yok.

YIKILAN ÇARŞI YIKILAN EKONOMİ

Antakya aynı Adana gibi çarşıları ile ünlü şehirlerden bir tanesi bu kadar yıkımın ardından dağılan çarşıda dükkanı sağlam kalanlar müşteri sayısının düşmesi, çarşıda hala yıkıntıların olması sebebiyle kimsenin gelmediğinden dert yanarken dükkanı yıkılanlar ise uzak köşelerde yapılan prefabrik dükkanlarda geçinmeye çalışıyor.

“Çarşı yıkık dökük, çarşının yolları da hala yıkık dökük kimse girmiyor elektrikler kesiliyor. Yollar bozuk, Ancak masraflarımızı karşılayacak kadar kazanabiliyoruz. Yeteri kadar yardım görmüyoruz ilk zamanlarda yardımlar ve destekler geliyordu ama aylar geçtikçe günden güne azaldı. Molozların toplanması, binaların, çarşının yeniden tamiri bizim eski günlerimize dönmemiz en az 5 yılımızı alacak”

“Şimdi havalar güzel evet her zamankinden daha az müşteri geliyor ama geliyor. Yağmurlar başladığında burada biz çamur içinde kaldığımız zaman işte o zaman kimse gelmeyecek. Burada herkes bir arada çalışırdık depremden sonra burada o eski hava da kalmadı kimsenin yüzü gülmüyor herkesin derdi başından aşkın. Nasıl toparlanacağız bilemiyorum”

“Burada gelirimiz büyük oranda düştü. Elektrikler sık sık kesiliyor gelen müşteri azaldı. Kendi kendimizi zor idare ediyoruz ancak masraflarımızı karşılayabiliyoruz. Ürünlerimizi malzemelerimizi getirmekte de büyük sorunlarla karşı karşıyayız.

“HEP DAMAR HEP DAMAR”

Röportaj veren bu isimlerin yanı sıra kiminle konuşsam yardımların azaldığından dert yanarken bir yandan da sosyal hayatlarını toparlamaya çalışıyorlar. İnsanlar gülmeye çalışıyor ve sizin de kendileri ile konuşurken gülmenizi istiyorlar. Bir yerde dertli bir müzik çaldığında “Yeter kardeşim damar da damar biraz hareketli müzikler çalın da derdimizi unutalım” dediklerini her zaman duyarsınız.

ÇOCUKLAR?

Burası Umut Konteyner Kenti. Antakya’daki belki en iyi ve en düzenli konteyner kentlerden biri. Özel bir şirketin girişimleri sonucu açılmış. Kente ilk girdiğinizde sizi etrafta koşturan çocuklar karşılıyor. Ben tek başıma yürürken bir tanesi arkamdan bağırdı. 11 yaşındaki Fatmanur bana, “Abi biz kaç aydır buradayız biliyor musun?” dedi. Dönüp, “Anlat bakalım” dediğimde başladı. “Bende bilmiyorum çok aydır buradayız. Herşey güzel ama arkadaşlarımızdan ayrıldık, ailelerimizden ayrıldık. Bir amcam burada fakat bir amcam Kilis’de aylardır görmedik birbirimizi. Bazı komşularım burada ama bazılarından hiç haberim yok. Sular çok sık kesiliyor belki 2 günde bir. Elektrikler de kesiliyor.Küçük kardeşimin oyuncakları yıkılan evimizin altında kaldı çok fazla ağladı. Önceden yiyecek, çikolata çok dağıtılırdı ama artık dağıtılmıyor.

 

İşte Antakya bu halde bir yandan iyileşmeye çalışırken bir yandan da hayattan kopmamaya çalışan bir kent. İnsanlar çok cana yakın ve bu kadar zorluğun içinde bile çok mİsafirperver kiminle konuşsam artık depremi arkasında bırakmak istediğini söyledi ve elini kalbine koyarak bir kelime ile bana veda etti. “Baş tacısın”

 

 

Bir gönderi yayınlayabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir. Giriş