TKG: Gençlere ‘yurtdışına kaçmak’ pazarlaması yapılıyor

0 Yorum

Dönem başından beri üniversitelerde yapılan zam haberlerini yazdık. Gençlik Cumhuriyet’in ikinci yüz yılına yemekhane ve yurt ücretlerine yapılan fahiş zamlar, barınma sorunu, yurt kalite ve kapasitesinin yetersizliği ve geçinmeye yetmeyen burs ve krediler ile baş başa kalmış bir şekilde girdi.

Gençler mücadele ettikleri sorunların yanında şimdi de can güvenliği kaygısı yaşamaya başladı. KYK yurdunda bir öğrencinin asansörde sıkışarak can vermesi ile kampüslerde, yurtlarda öğrenciler ayağa kalktı. Türkiye’de mayıs seçimleri ile muhalefet geri çekilmiş ve kendi iç kavgasına tutuşmuşken gençlik hareketlerinde son günlerde gözle görülür bir hareketlilik fark ediliyor.

Tüm bu süreçleri ve gençlik hareketinin durumunu Ankara Üniversitesi Arkeoloji öğrencisi ve Türkiye Komünist Gençliği Üniversite Büro Üyesi Zekican Demirçelen ile konuştuk.

YURT BULAMAYAN GERİ DÖNDÜ

Gençlik hareketinde bir geri çekilme duraklama gözleniyordu. Fakat son zamanlardaki yaşanan gelişmelerde bir hareketlenme var. Bu anlamda gençlik hareketinin genel durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Üniversiteler uzun bir aradan sonra açıldı. Açıldığından bugüne kadar geçen kısa süre içinde öğrencilerin bir kısmının barınma sorunu nedeniyle kaydını sildirip geldiği şehre geri döndüğünü biliyoruz. Önemli bir bölümü ise KYK yurtlarındaki kutu gibi odalarda yan yana yığılmış ranzalarda kalıyor. Ayrıca KYK yurtlarının yemekhanelerinde birçok kez zehirlenmeler yaşandı ya da yemeklerden böceklerin çıktığı görüntülere şahit olduk. Bu zehirlenmelerin ve hijyen şartlarının kötüleşmesinin arkasında öğrencilerin beslenme hakkının özel şirketlere teslim edilmesi olduğunu düşünüyoruz. Bu şirketlerin umursadığı tek şey daha fazla kâr etmek. Halkın çocuklarına reva görülen ise insani olmayan barınma koşulları ve böcekli yemekler.

İnsan hayatına yakışan biçimde eğitim almak, barınmak ve beslenmek en temel haklar arasında. Patronlar kârına kâr katarken en temel hakları gasp edilen üniversite öğrencilerinin hakkını aramayacağı, hesap sormayacağı sanılıyordu. Geçtiğimiz hafta bizim de içerisinde olduğumuz eylemler bu hesabın tutmadığını göstermiş oldu.

TKG olarak Eskişehir’de, Çanakkale’de, Aydın’da, Ankara’da ve Türkiye’nin başka birçok kentinde ihmaller ve bu düzenin yarattığı umutsuzluk sonucunda hayatını kaybeden arkadaşlarımız için yurtlarda, kampüslerde ve kent merkezlerinde eylemler düzenledik.

 

TKG’nin dönem başlarken oluşturduğu yurt ve yemekhane koordinasyonları bu eylemlerin birçoğunun öncü rolündeydi ya da doğrudan parçasıydı.

Uzun bir süre sonra ortaya çıkan bu hareketliliğin bir öfke patlamasını aşarak temel haklara sahip çıkmaya dayanan ve bu düzeni tamamen değiştirmeyi hedefleyen örgütlü mücadeleyle birleşmesi gerektiğini düşünüyoruz. Hayatını kaybeden arkadaşlarımıza, geleceğimize, barınma ve beslenme hakkımıza sahip çıkmanın yolu buradan geçiyor.

GENÇER ÖRGÜTSÜZLEŞTİRİLDİ

Türkiye’de her geçen gün ortaya çıkan zamlar, ekonomik zorluklarla boğulan Üniversite Gençliği hala örgütlü bir mücadele tarzına rağbet göstermemekte. Bunun sebebini nerede görüyorsunuz?

Üniversite öğrencileri her geçen gün artan hayat pahalılığın ve diğer sorunların kaynağının farkında. Ancak bu farkındalık kendiliğinden bir mücadele etme iradesi doğurmuyor. Çünkü öğrenciler aynı zamanda yalnız ve yalnız başınıza olduğunuzda bu iradenin ortaya çıkması mümkün olmuyor. TKG olarak duruma bu gözle bakıyor ve arkadaşlarımızı yalnızlıktan kurtarmak için el uzatıyoruz.

Mevcut düzenle ve iktidarla bağı kopan üniversite öğrencilerinin sayısı artsa da bunlarla hesaplaşmaya dair bir irade örgütsüzlük nedeniyle henüz kendini göstermedi. Bunun arkasında üniversitelerin uzun bir süredir maruz kaldığı saldırılar var. Buradaki toplumsal dinamik yani gençler örgütsüzleştirildi. Aslında Türkiye toplumunun genel tablosuyla paralel bir durumdan söz ediyoruz. Çünkü aynı süreç toplumsal hayatın diğer alanlarında da yaşandı.

Hala her yerde örgütsüzlük propaganda ediliyor. Toplumsal kurtuluşun karşısına bireysel kurtuluşun, dayanışmanın karşısına bencilliğin konulduğu ve mevcut düzenden kurtulmanın mümkün olmadığı yönündeki siyasi ve ideolojik kuşatma gençliği sarmış durumda.

Çözüm olarak ise yurt dışına kaçmak ya da köşe dönmeci bireysel kurtuluş hikayeleri pazarlanıyor. Ancak artan hayat pahalılığı ve yoksullaşmayla birlikte bu sahte çözümlerin öğrencilerin gözünde gerçekliğini yitirdiğini görüyoruz. TKG, bu duruma karşı bulunduğu her alanda toplumsal kurtuluş fikrini güçlendirmek için çalışıyor.

DEVRİMCİLER VE MİLLİYETÇİLER YANYANA GELEMEZ

Türkiye’de son zamanlarda milliyetçi bir dalga yükseliyor. Özellikle gençlik içerisinde yayılan seküler milliyetçi tavrı nasıl değerlendiriyorsunuz? Devrimci ve Milliyetçi gençler yan yana gelebilir mi?

Milliyetçilik değil bizim için esas olan yurtseverliktir. Biz milliyetçi değiliz. Ülkemize ve dünyaya sadece bir etnik kimliğin çıkarları gözünden bakmıyoruz.

Milliyetçilik, özünde patronlar ve emekçiler arasındaki çıkar çatışmasının üstünü örtüyor ve hedef saptırıyor. Şu anda yükselen milliyetçi dalganın anti emperyalizmle ya da bağımsızlıkçılıkla hiçbir alakası yok. Her ne kadar seküler olduğu söylense de ortada tutarlı bir laiklik savunusu da yok.

Bu anlamıyla devrimcilik ve milliyetçilik yan yana gelebilecek şeyler değil. Birbirine zıt iki farklı dünya görüşü söz konusu. Sermaye sınıfına karşı emeğin yanında olmak, devletçilik, laiklik, antiemperyalizm birbirinden ayrılamayacak ilkeler. Birinin yaşadığı toprakları sevmesi içinse milliyetçi olması gerekmiyor. Hatta tam tersi geçerli…

Üniversitelerde yemekhane ve yurt zamlarına yapılan fahiş artışlar dönem başında gündeme gelmişti. Geçtiğimiz günde de Antalya’da yaşanan ve bir öğrencinin hayatını kaybetmesi ile sonuçlanan bir hadise yaşandı. Bu durumlara karşı TKG’nin sistematik çözümü nedir?

Üniversite yemekhanelerine dönem başında yüzde yüzden fazla zamlar yapıldı aynı şekilde Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK)’na bağlı yurtlarda zam haberleri aldık ve kalınmayan ayın ücretlerini de öğrencilerden istendiğini gördük. Bu tablo aslında gençlerin ilk defa yaşadığı bir durum değil. Dönem başında ülkemizin birçok yerinde yurt ve yemekhane koordinasyonları aracılığı ile üniversiteli gençlerin yaşadığı sorunları birer mücadele başlığı haline getirmek, dayanışma kültürünü arttırmak ve kazanımlar elde etmek için bu ağları oluşturduk. Bu ağları daha fazla genişletmek için adımlar atıyoruz. Aynı zamanda yaşadığımız bu sorunların temel nedeni olan barınma ve insanca beslenme haklarımız için de daha geniş örgütlenme kanalları oluşturuyoruz.

TKG ve benzeri gençlik örgütlerini sadece üniversite ve liseler gibi eğitim kurumlarında görüyoruz. Okumayan semt gençliğine yönelik faaliyetleriniz var mı?

TKG olarak üniversitelerde, yurtlarda yaşadığımız sorunlara karşı mücadele ediyor bir çıkış yolu arıyoruz. Bu çıkışın kendisi düzenin iktidarıyla ve bütün organlarıyla ondan kurtulmakla olacaktır. Toplumsal kurtuluşumuz için olabildiğince fazla arkadaşımızla aynı saflarla buluşmak için semtlerde bulunan semt evleri aracılığıyla arkadaşımızla bir araya geliyoruz.

Bir gönderi yayınlayabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir. Giriş