Kerkük Krizi’nin Dünü Bugünü

0 Yorum

Kerkük gündemi son zamanlarda tekrardan alevlendi. 2017 sonrası Kerkük’te kaçan Peşmerge güçlerinin Kerkük’e yeniden dönmesi ile alakalı karar Bağdat tarafından onaylanması ile özellikle Kerkük-Erbil karayolu olmak üzere şehrin farklı kesimlerinde çıkan olaylar oldukça büyük bir krize dönüştü.

BERAT KARAASLAN

Irak Federal Mahkemesinin Ortak Operasyon Merkezi’nin KDP’ye devrinin ertelendiğini duyurması ile bölge yeniden sakinleşmeye başladı. Peki Kerkük gündeminin detaylarında neler var? Kerkük’te çoğunluk kimde?
Bu sorunun yanıtını vermeden önce tarihe bakmamız gerekmektedir.

Yıl 1991…
ABD öncülüğünde müttefiklerin Irak’a yaptıkları saldırılar sonucu Irak ordusunun bir kısmı çözülmüş ve dağılmıştı. Ülkenin bazı kesimlerinde otorite boşluğu meydana gelmişti. Saddam Irak ordusunun elde kalan kısımlarını Bağdat’ta toplamıştı. Kuzey’de Kürtler güney bölgelerde Şii’ler otorite boşluğundan faydalanıp ayaklandılar. Artan kargaşa Bağdat’ın durumunu tehlikeye soktuğundan Saddam tüm şehirlerdeki askeri otoriteyi temsil eden güçleri Bağdat’a çekti. Kerkük de bu şehirlerden birisiydi.

18 Mart 1991’de Kerkük, peşmergenin açık işgaline uğradı. Şehir boşaltıldığı için mukavemet gösterecek bir kuvvet de yoktu. Kerkük bir hafta boyunca yağmalandı. Bu yağmalama da Nüfus ve Tapu dairesindeki veriler tümüyle yakıldı ve tahrip edildi. Birçok bina, ev, iş yeri yağmalandı.

Toparlanan Irak Ordusu 26 Mart 1991’de Tuzhurmatı, Tavuk ve Tazehurmatı’dan sonra Kerkük şehrine girdi. Peşmerge kaçmaya başladı.28 Mart 1991’de Altunköprü’de binlerce Türkmen Irak Ordusu ve Peşmerge arasında kalarak can verdi.

Kerkük tarihi benzeri katliamları çokça yaşamıştır. Gelelim sorumuzun cevabına… Sırasıyla Telafer, Musul, Erbil, Altunköprü, Kerkük, Tazehurmatu, Tuzhurmatu, Kifri, Karatepe, Hanekin, Diyala, Mendeli ve Bedre bölgelerine tarihte Türkmeneli denirdi. Buralar Türkmenlerin yaşadığı yerlerdir.
İngiliz işgali döneminde bölge valisi olan W. R. Hay, Türkmenlerin Irak’ta dağınık olarak değil, bölgesel şekilde yerleştiklerini tespit etmiştir ve şu ifadeleri kullanmıştır:

“Belli bir şerit üzerinde bazı şehirler vardır. Bu şehirlerde yerleşik vatandaşlar Türkçe konuşurlar. Bu şerit, çoğunluğu Kürt olan bölgeyle çoğunluğu Arap olan bölgeyi birbirinden ayırır. Kerkük, Türklerin yoğun olduğu merkezdir. I. Dünya Savaşı’ndan önce nüfusu 30.000 idi. Şehrin etrafında da Türkçe konuşulan birçok köy vardır.”
2003 yılında Saddam devrilmesiyle ABD, Irak’ı işgal etti. Bölgenin demografik yapısının esas değişikliği işte bu dönemde meydana geldi. Bu müdahale bugün Araplaştırma şeklinde devam ediyor.
Veryansın TV’de Eray Çelebi’nin yaptığı haberde konuşan Kerkük Gazetesi Türkiye Temsilcisi Şemsettin Kuzeci, Kerkük’ün 2017’den önce Kürtleştirildiğini, sonrasında ise Araplaştırıldığını vurgulayarak, “Kerkük’te Türkmen toplumunun, kendi refahı ve özgürlüğü için anlaştığı tek bir konu vardır. O da Kerkük Valisi’nin Türkmen olmasıdır.” dedi. Kuzeci, Türkmen kentini Araplaştıran Kerkük Valisi Rakan Said el-Cuburi’nin T.C. vatandaşı olduğuna dikkat çekti. Bugün Kerkük şehrinin yarısını Kürtler, diğer yarısını ise Arap ve Türkmenler oluşturmaktadır.

Kerkük’e Çekilen Operasyon
ABD Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında bölgeyi kontrol altına almak için bir Kürt devleti kurma operasyonu yaptı. Bu operasyonun temelleri Körfez savaşına kadar gitmektedir. Bu devletin ilk ayağı Kuzey Irak’ta idi. Barzani ailesinin eskiden İngilizlerle süren beraberliği şimdi ABD ile devam ediyordu. ABD bölgede Kürtleri önce bir araya getirip otonom bir bölge oluşturdu. Daha sonra peşmergeyi destekleyerek bölgenin güvenliğini devretti.
Saddam sonrası Irak’ta, Saddam’ın Araplar lehine nüfusa müdahale ettiği (Kürt nüfusa yönelik katliamlar gerçekleştirildi iddiaları) iddiasıyla bazı bölgelerde normalleşme çalışmaları yapılması kararlaştırıldı. Bu kapsamda 2005’te Irak Anayasası 140. Maddesi ile Kerkük, Musul, Diyala ve diğer tartışmalı bölgelerin 1968-2003 arasındaki demografik değişimlerinin önce normalleştirilmesi sonra nüfus sayımı yapılması ve ardından referandum yoluyla kaderinin belirlenmesini amaçlanıyor. Anayasa’nın geçici maddesine göre 140. Madde’deki demografik düzenlemeler 2007’ye kadar yapılmalıydı fakat bu çalışmalar o dönemde yapılamadı. 2019 yılında Irak Federal mahkemesi bu süreci anayasaya aykırı şekilde tekrardan başlattı. İşgal sonrası Türkmenlere karşı yürütülen sindirme ve Türkmen bölgelerine Kürtlerin yerleştirilmesi ile demografik yapı bu sefer açıkça IKBY lehine işletilmektedir. Ancak bu şekilde zengin petrol bölgelerine sahip Kerkük, Bölgesel Yönetim kontrolüne verilebilir.
İşte Kerkük’e çekilen operasyonun esas nedeni da budur. Kerkük petrolü Ortadoğu’nun en değerli petrollerindendir. ABD enerji güvenliği için Kerkük’ü kontrolü altında tutmak istiyor. Bunu da en iyi Kürt devleti ile yapacağını biliyor. Bu sebeple ABD Büyükelçisi her fırsatta 140. Madde sorununun çözülmesi ile barışın geleceğini söylüyor.

Kerkük’e PKK Sokuluyor ve Suikastlar Yapılıyor
2017 Bağımsızlık referandumuna kadar IŞİD tehlikesi sebebiyle Peşmerge Kerkük’te bulunuyordu. Fakat 2017 referandum sürecinde Irak Ordusunun ve bölge ülkelerinin direnci sebebiyle Peşmerge gene silahları atıp Kerkük’ten çekildi. Şimdi son yıllarda tekrardan Kerkük’te varlık göstermek isteyen Barzani’nin Peşmergesi bu sefer PKK’yı araç olarak kullanıyor.

Geçtiğimiz sene önce Irak Başbakanlığı tarafından Kerkük’te resmi yazışmalarda Arapça ve Kürtçe kullanılması kararı alarak Türkmen Şehrinde Türkçe yasaklandı. Yasak kararından 1 gün sonra ise Kerkük’te Türkmen Cephesi’nin Güvenlik Şefi Ahmet Tahir, evinin önünde park halinde bulunan aracına yerleştirilen bombanın infilak etmesi sonucu hayatını kaybetti.

Türkmen Cephesi, bölgenin otoritesizlik ve kaos içinde olduğu izlenimi vermek ve 140. Madde tartışıldığı bu süreçte Bağdat ve Erbil’in işini kolaylaştırmak için Peşmergenin PKK’yı bölgeye soktuğunu düşünüyor.
Veryansın TV’den Eray Çelebi’nin yaptığı haberde konuşan saha yetkilisi yaklaşan seçimlere dikkat çekerek şunları söylüyor:
“Barzaniler; 2005 yılından önce valilik, asayiş, belediye başkanlığı ve devlet dairelerini kontrol ediyordu. Bu, seçimlerde birinci parti çıkmalarına olanak sağlıyordu. 2017 yılından sonra bölge kontrollerinden çıktı. Seçimler, Kerkük’ün özel durumundan dolayı 2005’ten beri yapılmıyordu. Uzun bir sürenin ardından seçim kararı çıktı. Kent kontrolleri dışında… O yüzden 7 maddeyi de hayata geçirmeye çalışıyorlar. Seçimleri kazanmak için Kerkük’ün kritik merkezlerinde kontrol sağlamak hedefindeler.“ dedi.

Kerkük’te Son Durum
Bugün Kerkük’te durum sakinleşmiş durumda. Kerkük’te Türkmen partiler yapılacak olan seçimlere tek liste halinde girme kararını yinelediler. Bununla beraber Irak Federal Mahkemesinin aldığı erteleme kararı ise devam ediyor. IKBY lideri Barzani ise “Kerkük’ün Kürt toprağı olduğunu ve akan Kürt kanının hesabını soracaklarını ifade ederken ABD Bağdat Büyükelçisi de Bağdat ve Erbil’in 140. Maddeyi uygulamaları gerektiğini söylüyor.

Irak Türkmen Cephesi ise tehlikenin devam ettiğini ifade ediyor. Veryansın TV’ye konuşan ITC Yönetim Kurulu Üyesi Mardin Gökkaya Kerkük’te tehlikenin henüz geçmediğini, Irak mahkemesinin Bağdat’ın talimatını iptal etmediğini vurgulayarak, “Barzani 2017’nin rövanşını almak istiyor. Peşmergeye ‘16 Ekim’den önce Kerkük’e girmemiz şarttır’ diye talimat verilmişti.” dedi.

Gökkaya, “Bağdat ve Erbil üzerinde daha fazla bası yapılması gerekiyor Yerel seçimler 18 Aralık’ta yapılacak. Peşmerge Kerkük’te güvenlik güçlerinin karargahına dönerse kendi tabanlarını motive ederler. Bizim tabanı ise baskı altına alırlar. Bu bizi etkiler. Kerkük’te yerel yönetim eskisi gibi olmayacaktır. 2005’ten beri seçimler yapılmadı. Şimdi seçimlerin yapılması çok kritik. Bölgedeki kuvvetlerin kendini göstermesi açısından belirleyici. Zira Meclis Başkanı da Vali de bu seçimlerin sonucunda atanacak.“ dedi.

Konu hakkında konuşan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ise “Kerkük’ün huzur ve istikrarı, Irak’ın bütününün huzur ve istikrarına doğrudan etki etmektedir. Kerkük’ü barış içinde bir arada yaşama kültürünün sembolü olarak görüyoruz” dedi ve şehirdeki PKK varlığının sona erdirilmesi için Bağdat’a bir çağrıda bulundu.

Gene konu hakkında sorulara cevap veren Cumhurbaşkanı Erdoğan ise “Bölgenin barış ve huzuru için Kerkük’ün yapısını bozacak faaliyetlerden uzak durulmalı. Kerkük’ün yapısını bozacak her eylem, Irak’ın bütünlüğünün bozulması demektir. Türkmen yurdu Kerkük, yüzlerce yıldır farklı kültürlerin bir arada barış içinde yaşadığı coğrafya olmuştur. Bu coğrafyanın huzurunun, bütünlüğünün bozulmasına izin vermeyeceğiz.” dedi.

Bir gönderi yayınlayabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir. Giriş