Rıza Türmen, Perinçek Davasını Değerlendirdi

0 Yorum

Türmen: Düşünce özgürlüğünün inkârı

CHP İzmir Milletvekili ve AİHM eski yargıcı Rıza Türmen 28 Ocak’ta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Dairesi’nde görüşülecek Perinçek davasını değerlendirdi. İsviçre’de Ermeni soykırımı iddialarını reddetmeyi suç sayan yasal düzenlemenin ifade özgürlüğü ile bağdaşmadığını belirten Türmen, “Bu düşünce özgürlüğünün inkârı” dedi.

İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek İsviçre Ceza Kanunu’nda kabul edilen ve tartışılan “Ermeni soykırımı iddialarını reddetmeyi suç sayan” maddesi gerekçe gösterilerek mahkûm edildi. Bu dava Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) gündemine taşındı. AİHM’de ikinci daire İsviçre mahkemesinin kararını ‘düşünce özgürlüğünün ihlali’ olarak değerlendirdi. İsviçre’nin itirazı üzerine dava 28 Ocak’ta AİHM’de Büyük Daire’de görüşülecek.

28 Ocak’ta yapılacak duruşma öncesinde CHP İzmir Milletvekili ve AİHM eski yargıcı Rıza Türmen bu davayı Al Jazeera‘ye değerlendirdi. Sorularımızı yanıtlayan Rıza Türmen İsviçre’nin kabul ettiği yasayı düşünce özgürlüğünün inkârı olarak niteledi. Türmen’e göre bu yasa Avrupa’nın temel değerleriyle çelişiyor. Büyük Daire’de görüşülecek davaya ilişkin süreci de anlatan Türmen Büyük Daire’den çıkacak kararın bağlayıcı olacağını da belirtti. Türmen kararın açıklanmasının 2015 yılının ikinci yarısını bulabileceğini söyledi.

İsviçre’nin “Ermeni soykırımı iddialarını reddetmeyi suç sayan” yasası ifade ve düşünce özgürüğü ile bağdaşıyor mu?  AİHM Büyük Daire’de görüşülecek olan Perinçek davasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu davaya bundan önce AİHM İkinci Dairesi baktı ve tamamen düşünce özgürlüğü açısından ele alındı. Sorun ifade özgürlüğü sorunu. Doğu Perinçek İsviçre’de “1915 olaylarının soykırım teşkil etmediğini” söylemişti. Bu söylemi İsviçre Ceza Kanunu’nda yer alan soykırımı inkârı suç olarak gören maddesini ihlal ettiği gerekçesiyle mahkûm oldu. Sonra Federal Mahkeme’ye gitti, Federal Mahkeme bu kararı doğruladı. Bunun üzerine AİHM’e gitti. AİHM İkinci Dairesi böyle tarihi gerçeklerin araştırılmasını engelleyen kanunu ve Perinçek’in cezalandırılmasının düşünce özgürlüğünü ihlal ettiği sonucuna vardı. AİHM İkinci Dairesi bu kararında Fransa Anayasa Mahkemesi’nin kararını göz önünde bulundurdu. Fransa Meclisi’nin de kabul ettiği benzer bir düzenleme vardı ama suç olarak görülmemişti. Fransa Anayasa Mahkemesi’nin söylediği şey tarihi gerçeklerin araştırılmasını engelleyen bir kanunun, ifade özgürlüğü ile bağdaşmadığı yolundaydı. İkinci Daire ayrıca şu hususlar üzerinde de durdu: soykırım olduğu konusunda konsensüs yok, öyle söyleyen de var, böyle söyleyenler de var.

Ayrıca Yahudi soykırımının inkârı ve bunun suç olarak cezalandırılmasını AİHM ihlal olarak görmemişti. Ama burada Yahudi soykırımından farklı olarak üzerinde konsensüs yok ve üzerinde bir mahkeme kararı yok. Yahudi soykırımı ile ilgili mahkeme kararı var savaş sonrasında. Bu nedenle bunu farklı bir yere koydu. İspanya Anayasa Mahkemesi’nin kararını da göz önünde bulundurdu ve ifade özgürlüğü ihlaline karar verdi.

Sizin görüşünüz nedir? İfade özgürlünün ihlali olarak görülen bu düzenlemeler Avrupa’nın temel değerleriyle çelişmiyor mu?

Evet bence de böyle. Tabii ki çelişiyor. Böyle bir tartışma imkânını ortadan kaldırıyor. Böyle bir yasanın bulunması ve bunun suç olarak kabul edilmesi tartışmanın yapılmasını engelliyor. Oysa kamuyu ilgilendiren konularda serbestçe fikirlerin ileri sürülebilmesi lazım. Bunlar rahatsız edici düşünceler de olabilir, toplumun beğenmediği düşünceler de olabilir. Bunların serbestçe dile getirilmesi ifade özgürlüğünün temeli. Ceza Kanunu’na böyle bir madde koyarsanız tartışmayı engellemiş oluyorsunuz, bu ifade özgürlüğünün açık bir inkârı. AİHM İkinci Dairesi kararında şunu da söyledi, “Tarihi konular üzerinde değerlendirme yapma yetkisi yargı organında değildir elbette, bu konuda kararı verecek olanlar tarihçiler olmalıdır” dedi.

Büyük Daire’de süreç nasıl işleyecek?

İsviçre hükümeti bunu Büyük Daire’ye götürme talebinde bulundu ve 5 kişilik bir komite var, Büyük Daire’ye gitme taleplerini inceleyen. Her “Büyük Daire’ye gitmek istiyorum” diyen gitmiyor. 5 kişilik komite Büyük Daire’ye gitme talebini yerinde gördü. Dava şimdi burada yeniden görülecek. İfade özgürlüğü davası olarak taraflar sunuş yapacak. Doğu Perinçek ve İsviçre hükümetinin avukatları… Bir de müdahil olanlar var; Türkiye , Ermenistan ve sivil toplum örgütleri gibi. Onlara da söz hakkı verilebilir. Ondan sonra yargıçlar taraflara soru sorarlar. Ondan sonra Büyük Daire’nin 17 yargıcı bir müzakereye çekilir, müzakereye çekildikten sonra istişari oylama yapılıyor. Bunun sonucuna göre karar yazılır. Yani istişari oylama ifade özgürlüğü ihlali yönünde çıkmışsa ona göre karar yazılır, aksi yönde çıkmışsa ona göre yazılır. Karar yazımı için komite kurulur, o komitede İsviçre yargıcı da olacaktır. Bu birkaç ay tutar.

Yani 28 Ocak günü karar belli olmaz mı? Açıklanmaz mı?

Karanın ne olacağı bellidir, ne yönde gideceği. Ama bunu kimse bilmez, gizli tutulur. Karar yazıldıktan sonra Büyük Daire tekrar toplanır ve nihai oylama yapılır. Azınlıkta kalanlar muhalefet görüşünü yazarlar, onlara bir süre daha verilir. Ondan sonra karar açıklanır. Büyük Daire’nin duruşmayı yapması ile kararın açıklanması arasındaki süre tamamen gizlidir. Bizdeki Anayasa Mahkemesi kararında olduğu gibi gerekçesiz karar açıklanmaz. Gerekçesi yazıldıktan sonra karar açıklanır, bu da yılın ikinci yarısında olur.

Büyük Daire’nin vereceği karar bağlayıcı mıdır?

Evet. Büyük Daire’nin kararı bağlayıcıdır, orada biter.

Peki kararın etkileri ne olur? Mesala Perinçek lehine karar verilirse ve ‘bu düşünce özgürlüğünün ihlalidir’ denirse ne olur?  

O zaman İsviçre’nin Ceza Kanunu’ndaki maddeyi değiştirmesi lazım. İsviçre Ceza Kanunu’nda değişiklik yapma yükümlülüğü altına girer. AİHM kararlarının bütün taraf devletler için etkili yanı var. AİHM Avrupa’da 60 yıllık içtihatlarıyla ortak hukuk dairesi yarattı. Herkes uyumlu hale getirmeye çalışıyor kararlarla. Bunun etkisi şu olur: AİHM’e taraf hiçbir devlet ceza kanununa böyle bir madde koymaya cesaret edemez.

Aksi yönde bir karar alınırsa etkisi ne olur? Türkiye böyle bir kararı tanımıyorum derse..

Soykırım iddialarına ağırlık veren yasalar yaygınlaşabilir. Mahkeme kararı bağlayıcıdır ve taraflar uymak zorundadır. Tanıyıp tanımamak söz konusu değildir. Kararın tanınmaması anlamsız bir laftır.

Büyük Daire’nin alacağı kararda siyasi bir etki olabilir mi?

Hayır, tam tersine siyasi bir karar alınamaz. Bu daire siyasi argümanlardan hiç hoşlanmaz. Orada yapılabilecek en büyük yanlış, bunu düşünce ve ifade özgürlüğü dışına çıkarıp, siyasi bir tartışmaya girmek olabilir. Oradaki yargıçlar siyasi tartışmalardan hiç hoşlanmazlar. Onların duymak istediği siyasi tartışmalar değildir. Soykırım mıdır, değil midir?  Bu tartışmaların yapılması yanlış olur.

AİHM’de buna benzeyen davalar ve sonuçları ne oldu?

Holokostla ilgili davalar var. Yahudi soykırımını inkâr etmek ve bunun suç olarak kabul edilmesini AİHM kabul etti ve dedi ki, Yahudi soykırımı o kadar belirgindir ki, herkes bunu kabul etti. Başta Almanya kabul etmektedir. O nedenle holokostun inkârı başka bir şeydir. Her zaman 17’nci madde meselesi var. Holokost kararında AİHM bunu kullandı, “Düşünce özgürlüğü burada başka amaçlı kullanılmaktadır” dedi ve 17’nci maddeden ihlal buldu. Yani düşünce özgürlüğü hakkının kötüye kullanılması olarak gördü. Tabii burada böyle bir şey söz konusu değil. Davaya ilk bakan daire burada 17’nci maddeyi de inceledi ve 17’nci madde burada kullanılamaz dedi.

Sibel Demirci Erdem 27.01.2015

Kaynak: Al Jazeera 

Bir gönderi yayınlayabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir. Giriş