Uğur Hoca Yazıyor: HARRY POTTER, KURŞUN DÖKTÜRDÜ!

0 Yorum

Gerginliğini ve stresini atan Kerem, takıma oyun ve skor anlamında daha çok katkı verecek gibi gözüküyor.

UĞUR TEMEL

Ve asasını eline aldı, Kerem Aktürkoğlu… Ligin başladığı gün den bu yana, gerek performans düşüklüğü, gerekse son tercihlerindeki isabetsizliği yüzünden bir hayli eleştiriliyordu genç oyuncu. Kendini ispatlama, başarılı olma kaygısı skora katkı verememeyle de birleşince Kerem’in stres düzeyi devamlı yükseliyordu. Kasımpaşa karşısında bulduğu iki golle, “şeytanın bacağını” kırdı. Kerem, attığı ilk golde, ofsayta düşmedi, ikinci golde de çevre kontrolünü yapıp çataldaki örümcek ağlarını aldı. Gerginliğini ve stresini atan Kerem’in, takıma oyun ve skor anlamında daha çok katkı verecek gibi gözüküyor.

Futbol, fena halde hayata benzer aslında. Elinize imkân geldiği anda, kullandınız kullandınız… Heba etme şansınız olmaz. Sezon başında Fiorentina ile oynanan hazırlık maçında Leo Dubois sakatlanmasaydı, Sacha Boey’i Fransa’da bir takımda seyrediyor olacaktık muhtemelen. Geçen sezona çok iyi başlayan, ardından menajerler tarafından kafası karıştırılan ve formasını kaptıran, sezon başı kampına götürülmeyen Boey, bence Galatasaray adına sezonun en büyük transferi. Kendi işini yapmakla kalmıyor, sağ kanadı Kuzey Marmara Otoban’ına çeviriyor…

Söz yeni transferlerden açılmışken bir başka yeni transfer (!) Gomis’i unutmak olmaz. Her ne kadar çok kötü penaltı atsa da, tam bir son vuruş üstadı. Üzerine iki kuma- Seferoviç ve İcardi- gelse de; “forma rekabetine var olduğunu” gösteriyor.
Abdülkerim’in cezası sebebiyle oynamadığı maçta genç stoper Emin Bayram oynadı. Cim-Bom’da, Emin ile Bayram olur mu, soru işareti var kafamda. Yenilen iki gol de genç stoperin hatası. Futbol her ne kadar ayaklar için yazılmış bir oyun olsa da, kafanın da kullanıldığı pozisyonlar oluyor… İlk golde sıçrayamayan, ikinci golde rakibinin arkasında kalan Emin, Galatasaray puan kaybetseydi günah keçisi olurdu.

Torreira, Galatasaray’da yıllardan beri sıkıntısı çekilen orta sahanın çözümü olmuş. Geride tüm “pis işleri” yapıyor. Pasları “ince” görüyor. Akılcı, risksiz ve sade oynuyor. Gomis’in attığı ilk golde, tek pasla Yunus’u görmesi futbolun aslında ne kadar basit bir oyun olduğunun göstergesiydi. Az süre alsa da, Yusuf Demir bu takımda direkt oynar. Haftaya kimi keser derseniz, bu maç sallanan Mertens, yedek kulübesinin yolunu tutar, diye düşünüyorum.

Kasımpaşa’ya gelince… Ligin ilk haftalarındaki “krem peynir” değiller. Teknik direktör değişikliği takıma yaramış. Maçın, ilk yarısının ortalarına kadar oyunu forse de ettiler. Ancak karşılarında, çok istekli ve forvet hattı çok istekli bir Galatasaray vardı.

Kerem ile başladık, Harry Potter sözü ile bitirelim: “Asanı sakın bırakma evlat.”

Bir gönderi yayınlayabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir. Giriş