BSC İle Oyun Sektörünü Konuştuk

0 Yorum

Oyun Sektörü yıllardır teknolojinin de gelişmesiyle uçsuz bucaksız şekilde büyümeye başladı. Bununla birlikte oyuncuların ihtiyaçlarını gidermek, oyunlar hakkında incelemeler yaparak oyunculara bilgiler, öneriler vermek önemli hale geldi. Bu konuda Türkiye’nin en iyi ekibi yıllardan gelen tecrübesiyle Bölüm Sonu Canavarı (BSC). BSC Genel Yayın Yönetmeni Gökhan Yılmaz ile BSC’nin gelecek projelerini, teknolojinin gelişiminin oyun sektörüne etkilerini, Türkiye’de oyun sektörünün durumunu, genç kuşağa önerilerini, ‘bilgisayar oyunları bağımlılık yapıyor’ tartışmalarını ve 2015’ten beklentilerini konuştuk.

RÖPORTAJLIK :  Bölüm Sonu Canavarı (BSC) 2009’dan beri aktif. O günlere baktığımızda BSC nasıl bir ihtiyaçtan doğdu?

GÖKHAN YILMAZ :  Çok fazla oyunla ilgili medya bulunmuyor Türkiye’de. İnsanların bu konuda bir ihtiyacı bulunuyor. Oyunların iyi olup olmadığını, daha tecrübeli ve güvendikleri kişilerden duymak istiyorlar. Bu yüzden BSC, ilk açıldığında videolu incelemeler başta gelecek şekilde insanların ihtiyaçlarını gidermek için kuruldu. O zamandan itibaren aynı şekilde devam ediyor. Konsept biraz daha farklı, çeşitlilik arttırılmış şekilde devam ediyor. Ama aynı vizyonda ilerlemeye devam ediyor.

RÖPORTAJLIK :  İlk günden beri bu işi başarılı şekilde yürütüyorsunuz. Peki gelecekte BSC ekibinin şunu da yapmak istiyoruz-yapabiliriz dediği projeleri var mıdır?

GÖKHAN YILMAZ :  BSC, websitesi üzerinden belli bir kitleye ulaşıyor. Ama tabiî ki de herkese ulaşmak mümkün olmuyor. Gelecekte planlarımız tabiî ki de var. Çok da heyecan verici projeler aslında.  Fakat şimdilik onları açıklamayı düşünmüyoruz. Biraz daha kesinlik kazanmasını bekliyoruz. Daha geniş kitlelere ulaşabileceğimiz farklı platformlar üzerinden de çeşitli çalışmalar sürdürüyoruz.

BSC’nin Farkı

RÖPORTAJLIK :  BSC üzerinden devam edelim. Bir teknolojik ürün çıktığında internet sitelerinde, video sitelerinde video incelemelerini görüyoruz. BSC bunu Türkiye’de ilk yapanlardan birisi. Baktığımızda bugün BSC’nin diğerlerinden artısı nedir şuan itibariyle? bsc22

GÖKHAN YILMAZ :  Bugün baktığımızda bireyler bile kendi başına çeşitli incelemeler ve videolu içerikler üretiyor. Girip baktığınızda, video sitelerinde bir oyunun incelemesini araştırdığınızda onlarca video bulabiliyorsunuz. Bizimki biraz daha televizyonvari kurgu ve düzenlemelerle ilerliyor. Bunları yapmak da gerçekten çok zor. Bu aralar biraz daha incelemelerimizi hızlandırdık. Daha kısa tutmaya çalışıyoruz. Ama geçmişe baktığımızda 20-30dk arası incelemeler yaptığımız oluyordu. İnsanlar baktığında “oyun oynuyorlar, ne güzel iş” diyorlar. Ama bu incelemelerin hazırlık aşamasından bahsetmemiz gerekiyor; Bize oyun gelir. Oyunu 1 veya 2 gün oynarız. Belli bir seviyeye geldiğimize kanaat getirdiğimiz zaman ki bu oyunun türüne göre değişir, oynama kısmı biter. Oynadığımız kısımların video kayıtlarını alırız. Ve bunun yazısını yazmaya başlarız. Buna yazılı inceleme de diyebiliriz. Ama tabi ki konuşma dili ve videoya uygun bir metin ortaya çıkartırız.  Bu da yaklaşık 1 gün sürer. Çünkü oturduğumuzda haydi diye yapılan bir şey değil bu. İşimiz olduğu için biraz daha özel bir şeyler yapmak istiyoruz. Fakat bu da bittikten sonra işin bir sonraki aşaması olan video montaj kısmı başlar. Mesela benim bir Hitman incelemem vardı. 400 gb kadar çekmiş olduğum bir video görüntüsü vardı. Saatlerce oynamışım. O görüntüler içerisinde uygun olanları, anlattığımız yere uygun olacak şekilde kesip ayırmaya başlarız. Metin oluştuktan sonra seslendirmeye başlarız.  Arkasından da video montaj kısmına gireriz. O da yaklaşık 1 gün sürer. Ortalama bir oyunda 4-5 gün arası geçen bir süreç oluyor. Özellikle son kısımları yorucu oluyor. Bu sayede ortaya güzel şeyler çıkıyor. BSC ilk açıldığı günden itibaren bu şekilde işliyor. BSC incelemelerini özel kılan şey de bu. Editör alımları için ilan açmıştık. Oyuncular ve pek çok farklı sitede çalışanlar başvuruda bulunmuşlardı. Bizim istediğimiz tek şey bir incelemeyi 2-3 dakikalık bizim konseptimize uyacak şekilde hazırlayıp göndermeleriydi. “O çok kolay iş, niye inceleme gelmiyor?” diye o kadar çok yorum geliyor ki. Ama bize gönderilen video inceleme 200’den fazla başvuru arasından 2-3 taneydi. İnsanlar yapamıyor, “hakikaten de zor işmiş” diyorlar. Bu yüzden de BSC incelemelerinin kaliteli olduğunu söylemelerinin nedeni bu.

RÖPORTAJLIK :  Bir oyunun incelemesi 4 gün sürüyor dediniz. Peki siz 24 saat boyunca oyun mu oynuyorsunuz? Yoksa buradan çıktıktan sonra bitiyor mu?

GÖKHAN YILMAZ :  Eve iş getirme dedikleri oluyor tabi. Oyunlar aslında hayatımızın her yerinde. Bu bizim işimiz olsa dahi otobüse, metroya bindiğimizde, eve gittiğimizde, tuvalet arası verdiğimizde her türlü oyuna ulaşmak kolay oluyor. Ve vazgeçilmez artık bir noktada. Bütün gün oyun oynayıp da sıkıldım diye bir şey yok. Sonuçta aynı oyun değil, çok fazla seçenek var. 5 dakikalık keyif veren anlık oyunlar var, sürekli sürdürdüğünüz oyunlar var. Bunları tabii ki de ev hayatınızda, dışarıda gezerken oynamaya devam ediyoruz.

Atarilerden Tabletlere Teknolojinin Gelişiminin Oyunlara Etkileri

RÖPORTAJLIK :  El atarisi oyunlarından, atariye, bilgisayarlara derken oyunlar artık mobil uygulamalarla tabletlere, ceplere kadar girdi. Teknolojinin bu gelişimini siz nasıl değerlendiriyorsunuz? Oyunların ceplere kadar girmesi sektörü nasıl etkiledi? Sektöre ne kattı?

GÖKHAN YILMAZ:  Elbette kattığı pek çok şey var. Ama benim bu konudaki düşüncelerim negatif yönde olacaktır. Dediğiniz gibi el konsolları olsun, bilgisayarlar, internet, facebook, sosyal medya, cep telefonları ve diğer akıllı cihazlarda pek çok oyun bulabiliyoruz. Oyun yapımcıları nerede insan varsa oraya yöneliyorlar. İşin özü aslında bu. Eskiden de gameboylar çok fazlaydı. Birinci öncelik olarak yapımcıların tercihi o oluyordu. Şimdiyse akıllı cihazlar ile inanılmaz yüksek kitlelere ulaşabiliyorlar. Bu yüzden de inanılmaz bir artış var. Son 5-6 sene içerisinde ivmenin çok fazla arttığını söyleyebiliriz. Eskiden baktığımızda 1999-98 yıllarında pc oyunculuğunun altın yıllarıydı. O zamanlar ki oyunlarla şimdiki oyunlar arasında inanılmaz fark var. Çünkü o zaman çok daha fazla vaktiniz vardı. Bugün yapacağınız çok şey, dikkatinizi dağıtan çok şey var.  Diziler, sosyal medya, televizyon vs. Ve her şey çok hızlı tüketiliyor.  Mobil oyunlar da bu şekilde biraz. 5 dakikalık. Oturup 8 saat mobil oyun oynamak mümkün değil.  Bu yüzden akıllı telefonlar artıp da yapımcıların oraya yönelmesi yüzünden oyunlar daha basitleştirilir oldu. Artık kimse oturup da saatlerce kafa yormak istemiyor.  Kaç tane oyun türü ortadan kayboldu. Şimdi daha çok sinematik şeylere önem veriyorlar. Benim açımdan baktığımda çok fazla negatif etkisi oldu. Bunları aslında sabaha kadar anlatabilirim. Ama negatif enerji vermek istemiyorum. Pozitif tarafıysa mobil yapımcılar arasında gerçekten çok kaliteli yapımcılar var. Adam sonuçta biraz daha basit oyun yapsa bile yaratıcılığı ile ortaya çok güzel işler koyabiliyor.  Onun dışında Blizzard’in bir kart oyunu çıktı. Kart oyunları inanılmaz derecece ayrıntılıdır. Ama bu oyun daha basit bir kart oyunuydu aslında. Oynadıkça daha derinleşiyor deniyor ama her oyun oynandıkça daha derinleşir, daha yeni stratejiler ortaya konur. Ama bu oyun daha basit bir şekildeydi. Çok daha fazla kitleye hitap etti. Akıllı cihazlarda, pc de ve pek çok yerde boy gösteriyor. Daha da artacaktır.  Ve 5-10 dakikalık oyun sürelerine sahip. Oturuyorsunuz, anında zevkini alıp o ihtiyacınızı karşılayıp olayı bitirmiş oluyorsunuz. Ama eski alışkanlıklara sahip kişiler tabiî ki de hoşlanmıyor. Eskiden daha zordu. Bu bana keyif vermez diyor. Ama verdiğim örnekten yola çıkarsak yaratıcı ve kaliteli bir şey yaptığı için bu da insanlara keyif verebiliyor. Ama çoğunluk kesinlikle böyle değil. Kaliteli yapım oyun oranı yüzde 5 civarıdır.

Türkiye’de Bilgisayar Oyunları Sektörünün Durumu

RÖPORTAJLIK :  Oyun firması demişken Türkiye’ye dönmek istiyorum. Sizce Türkiye’deki oyun firmaları, oyun sektörü şuan ne durumdadır?

GÖKHAN YILMAZ :  Türkiye pek çok sektörde olduğu gibi oyun sektöründe de çok fazla geriden geliyor. Orjinallik zaten neredeyse yok denecek kadar az. Daha çok dışarıda taklit etme, benzerlerini üretebilme aşamasındayız. Ve bunda da gerideyiz.  Çünkü oyun sektörü inanılmaz derecede büyüyor. Şuanda Hollywod’la kafa kafayalar, kapışıyorlar. Bazı yapımlar Avatar’dan daha fazla para getirebiliyor. Ve böyle olunca adamların firmalarında 200-300 kişi çalışıyor. İnanılmaz motion capture stüdyolarında Hollywood ünlüleriyle birlikte çalışıyorlar. Tabiî ki Türkiye’nin bunları yakalaması çok zor. Bu seviyeye gelmesi bilmiyorum mümkün müdür? Bunu ayrıntılı bir şekilde istatistiklere bakarak tartışmak lazım. Ama kaliteli yapımlarımız birkaç tane var. Özellikle ben her yerde söylüyorum. Mount & Blate diye dünya çapında beğenilen ve gerçekten de çekirdek oyuncuyu tatmin etmeyi başarmış başarılı bir oyunumuz var. Ve yurtdışında da adı geçen bir oyunumuzdur. Onun dışında çok fazla başarıyı elde etmiş yapım olduğunu söyleyemeyiz.  Zaten Türkiye’de de oyun sektörü ücretsiz dediğimiz free to play modelleriyle dolmuş durumda. Pek çok MOBA oyunu, pek çok online fps oyunu Türkiye pazarının çoğunluğunu oluşturuyor. Yapımcılar konusunda da daha önce de bahsettiğimiz gibi mobile yönelik oyunlar geliştiriyorlar. Çünkü yapımı daha kolay. Hem tecrübe de kazandırıyor firmaya. Bir sonraki aşamada belki pc ya da konsol oyunu üretebilme durumuna geliyorlar. Para kazanıyorlar aynı zamanda. Bu çok önemli bir konu. Çünkü yatırımcı çok yok oyun sektöründe. Son dönemlerde ortaya çıkan bir şeyler var. Özellikle devletin bir desteği olursa neden olmasın, daha hızlı bir şekilde gelişebilir. Ama şuan için daha çok mobil sektörde başarılı ve yurtdışını yakalayabilen oyunlar geliştirebiliyoruz.

BSC, Oyun Yapacak mı?

RÖPORTAJLIK :  Peki BSC ekibi sektörün bu dalına atılmayı düşünür mü? Oyun yapımına girer mi?

GÖKHAN YILMAZ :  Ben BSC’ye katılmadan önce kişisel olarak uğraşıyordum. Çeşitli çalışmalarım olmuştu.  Ama BSC kariyerim başladığı için yarım kaldı. Onun dışında olsa da BSC adı altında olmaz. Bundan 10 sene sonrasını tahmin edemiyorum. Belki farklı yerlerde olursak birden bire kafamıza esip de bir işe başlarsak neden olmasın. Çünkü çok hayranlık duyduğumuz işimizin özünde oyunu geliştirmek var. Eleştiriyorsun ama ortaya yıllarca yaptığın eleştirilerle fikirler oluşuyor. Ve bunları gerçeğe dönüştürmek güzel olurdu.

RÖPORTAJLIK : Bahçeşehir Üniversitesi bu sene ‘Oyun Tasarım Yüksek Lisans Programı’ açtı. Siz bunu yeterli görüyor musunuz? Ne tür çalışmalar yapılması gerekir?

GÖKHAN YILMAZ :  Tabiki de yeterli değil. Bugün bizlere bile onlarca mail geliyor. “Ben oyun geliştirmek istiyorum, ne yapmam gerekir? Hangi alanlara yönelmem gerekir, nasıl bir oyun olsun? Sence güzel fikir mi?” şeklinde sorular geliyor. Bu işi yapmak isteyen çok fazla genç nüfusumuz var. Ama bu olanağı sağlayacak yapımız yok. Bu yüksek lisans programı tabiî ki de çok faydalı olacaktır. Ama o yaşa gelmiş değil de daha öncesinde lisede, lisans programlarında bolca ve saygı görülebilir şekilde bölümler olmalı. Bugün oyun geliştirmenin bilgisayar mühendisliğinden düşük bir yönü yok. Benzer seviyedeler. Orada da programlar yazıyorsunuz. Ve orada da görsel tasarımcı sanatını, yaratıcılığını konuşturuyor. Animasyoncusundan ses sanatçısına kadar hepsi teknolojinin son seviyelerindeler. Gerçekten de çok kaliteli insanlara ihtiyacımız var. Saygın derken şunu kastettim. “Oyun mu? Oyun oynayıp ne olacaksın?” Mantığıyla ilerlediği için yeterince bölüm açılsa bile insanlar çekinecekler. Gitmek isteyenler gidemeyecek. Tek bir dalda değil de pek çok dalda bir şeyleri değiştirmek gerekiyor. Ama bu da zamanla olacak bir şey.  Biz çok geç atıldık, çok geç ilerlemeye başladık. Daha yavaş şekilde ilerliyoruz. Mutlaka olacak, mutlaka son derece iyi oyunlar yaratıyor olacağız.

Genç Kuşağa Öneriler

RÖPORTAJLIK :  Gökhan Yılmaz gibi bu sektörde çalışmak isteyen genç kuşağa ne önerir?

GÖKHAN YILMAZ :   En önemli şey belli bir oyun kültürüne sahip olmak, her şeyi bitirmiş olmak. Çünkü ortasından girip de bir şeyler yapmaya çalışırsanız başarılı olamazsınız. Eski oyunlardan tutun da günümüz oyunlarına, BSC gibi siteleri takip etmek, bununla ilgili kaliteli içerikler tüketmek gerekli. Biz mesela sadece oyun incelemesi yapmıyoruz. İnsanlara oyun kültürü anlamında da bir şeyler aşılamaya çalışıyoruz. Eski oyunlar neden daha iyiydi? Neden sadece fps oynamamalısınız? Bu tip şeyleri tüketip iyi bir kültür oluşturmak ve bunun arkasından da bilinçli bir şekilde ben bu yapmak istiyorsam yapacağım deyip istikrarlı ve iradeli bir şekilde kafa yormak. Bugün internette bulamayacağınız hiçbir şey yok. Tek başınıza olsanız bile çok kaliteli bir yapım ortaya koyup zengin olabilirsiniz. Bu sizin ne kadar iyi olduğunuzla, bu kültüre ne kadar sahip olduğunuzla ve iradenizle ilgili bir şey. Bunun dışında internette araştırma yapıp kendilerini geliştirebilirler. Her türlü eğitim kaynağına ulaşabilirler. Özel ders almaya, eğitim almaya gerek yok. Her şeyi orta ve üstü seviyeye taşıyacak kadar bilgiyi internette bulabiliyorsunuz. Kaynakların çoğu İngilizce olduğu için iyi bir şekilde İngilizce bilmek de gerekiyor. Belli başlı oyuncu toplulukları da var. Onlarla iletişim içerisinde düşüncelerini başarılı şekilde devam ettirebilirler.

RÖPORTAJLIK :  Siz bir oyun tasarlasaydınız nasıl bir oyun olurdu?

bsc3GÖKHAN YILMAZ :  Bunun üzerinde uzun bir süre düşünmem gerekirdi. Ama daha önce yapılmamış olanı yapmaya çalışırdım. Benim oyunumda olmazsa olmaz şey yaratıcılık olurdu herhalde. Diğerlerinden farklı ve yeni bir şey ortaya koyardım herhalde. Onun dışında tür olarak emin değilim. Mutlaka birkaç türü karıştırırdım. Biraz fps olabilir, biraz strateji olabilir. Bulmaca vs olurdu. Basit bir oyun olabilirdi. Bugün mesela pek çok rakamla çözülen mobil oyunlar var. Basit oyunlar olmalarına rağmen son derece bağımlılık yaratan oyunlar bunlar. Onon var mesela. Bu tarz bir oyun olabilir giriş için mesela. Çünkü bu tarz bir oyun yaptıktan sonra ondan belli bir gelir elde ederken aslında kafanızda olan şeyi onun geliriyle daha uzun vadede geliştirebiliyorsunuz. Gelir olmadan bu işleri uzun süreli yapmak çok zor. Bugün mesela FEZ. Fez’in yapımcısı tek başına oyun geliştirdi. Veya Braid. Braid’in yapımcısı da yine aynı şekilde bağımsız yapımcıydı. Ben de yine aynı şekilde tek başıma yaratıcı bir oyun yapmaya çalışırdım.

Hangi Oyunun Filmi, Hangi Filmin Oyunu Yapılmalı?

RÖPORTAJLIK :  Keşke bu filmin oyunu olsa, ya da bu oyunun filmi olsa dediğiniz yapımlar var mı?

GÖKHAN YILMAZ :  Oyunun filmi olsa dediğimiz World Of Warcraft var. Zaten onun da filmi çekiliyor. Çünkü World Of Warcraft daha önce bahsettiğim kart oyununun yapımcısı tarafından geliştiriliyor. Ve inanılmaz sadık bir hayran kitlesi var. Blizzard’dan ne çıksa yerim modundalar. Gerçekten de yenir yapımlar üretiyorlar zaten. World Of Warcraft’ın sinemateklerinden tutun hikayesine kadar çok muhteşem bir dünyası var.  Yüzüklerin Efendisi’ne benzer orta dünyası var.  Ve onun filmi olsa gerçekten de sürükleyici olur. Onu merakla bekliyoruz. Onun haricinde benim favorim High Life’ın resmi yapımcısı tarafından bir filmi gelse tadından yenmez olur. Unutulmaz bir yapım olurdu. Bugün bile internette arattığınızda onlarca hayran filmi bulabilirsiniz. Filmlerin oyunu olmasa daha iyi. Genelde %90-95 başarısız yapımlar ortaya çıkıyor. Oyuncuyu memnun edemiyor. Matrix’in oyunu olsa keyifli oynanabilirdi.

RÖPORTAJLIK :  Siz oyun incelemelerinizde neleri daha çok ön planda tutuyorsunuz?

GÖKHAN YILMAZ :  Vereceğimiz puan olarak insanlara bu oyunun insanlara alınıp alınmaması gerektiğini aktarmayı öncelikte tutuyoruz. Görsellik. Görsellik aslında estetik başlığı altında. Çünkü görselliği zayıf olsa bile oyun bir sanata sahip olarak yüksek estetikle sunuluyor olabilir. Bizim eskiden kategorilerimiz vardı. Grafik, ses, oynanabilirlik gibi. Bunların harmanlanışı. Oyunun görselliği azdır ama oynanabilirlik o açığı kapatıyordur. Mesela Minecraft. Minecraft’ta görsellik yok denecek kadar az ama saatlerce başından kalkamayacağınız bir dünyası var. Bu yüzden bunların harmanlamasını kafamızda oluşturuyoruz.  Ve sonrasında oyunun fiyat-performans hesaplamasını yapıyoruz. 40 dolarlık oyunla 60 dolarlık oyunu aynı kategoride tutmamaya çalışıyoruz. Çükü insanlar satın alma konusunda tereddütte oldukları, bilmedikleri için izliyorlar bizi. O yüzden de insanların almasına değip değmeyeceğini videolarda eleştirip sunuyoruz.

‘Bilgisayar Oyunları Bağımlılık Yapıyor’ Tartışmaları

RÖPORTAJLIK :  Uzmanlar bilgisayar oyunlarının çok fazla oynanmasının özellikle genç yaşlardakiler için bağımlılığa neden olabileceğini söylüyorlar. Siz de sektörde çalışıyorsunuz. Siz bu tartışmalara nasıl bakıyorsunuz?

GÖKHAN YILMAZ :  Aslında bilgisayar oyunlarının değil de bazı eğlenceli işlerin tabiî ki de bağımlılık haline dönüşebileceğine ben de katılıyorum. Çünkü bilgisayar oyunu, internet, film veya gezmek tozmak bir aktiviteyle bağlantılı bir şey değil. Daha çok bireyde biten bir olay. Birey eğer bağımlı olmaya müsaitse, kendini kontrol etmiyorsa bir şeylere mutlaka bağımlı olur. Ufak çocuğunuzu yönlendirmezseniz sigaraya da bağımlı olabilir. Bazıları da ders çalışmaya bağımlı olabiliyor. Bunu bilgisayar oyunları böyle böyle yapıyor şeklinde yorumlamıyorum ben. Aynı şekilde benzer bir tartışma konusu da “bilgisayar oyunları insanı şiddete yöneltir mi?” şeklindeydi. Karakter zaten şiddete yönelebilecek karakterse bilgisayar oyunları değil haberleri izlerken de etkilenebilir. O yüzden bilgisayar oyunlarının kötü yönde etkilediğini düşünmüyorum.

2015’te Oyun Sektöründen Beklentiler

RÖPORTAJLIK :  2015’te oyun sektöründen beklentileriniz nedir?

GÖKHAN YILMAZ :  2014 çok kötü geçti. En kötü oyun senelerimizden biriydi. 2015’te yeni nesile geçtik. Yeni nesile geçerken de bizlere ağzımızın suyunu akıtan pek çok oyun tanıtıldı. Ama onların bir kısmını görebildik. Onların da birçoğu hayal kırıklığı yarattı. Diğer kısmı ise 2015 ya da ertelenirse daha sonra çıkacak. Bu oyunların bizi memnun edecek şekilde gelmesini bekliyoruz. 2014 gibi olmamasını bekliyoruz.

RÖPORTAJLIK :  Son olarak eklemek istedikleriniz varsa alalım.

GÖKHAN YILMAZ :  İnsanların her oyuna aynı şekilde özveriyi vermemeleri gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bazı yapımlar var ki kendinizi vererek oynadığınızda kalitesini ortaya çıkarıyor. Bu bizim en çok başımızı ağrıtan noktalardan birisi. “Bu oyunu niye oynuyorsunuz ya?” şeklinde yorumlar geliyor. İnsanlar daha hızlı tüketilen yapımlara alıştıkları için belli bir çizginin olmasının farkına varmaları gerekiyor. Bu, hem oyun yapımında nereye doğru ilerleyecekleri, ne yapmaları gerektiği, hem de oyunun insanları şiddete ya da bağımlılığa sürükleyip sürüklemediği gibi bu konularda aslında insanın bilinçlenmesi yatıyor. Siz yeterince bilgiye sahip olursanız en doğru yolu bulursunuz. Bu noktada bol bol okumak ve izlemek gerekiyor. Sadece oynamak değil sektör hakkında bilgili olup, bilinçli bir birey olmaları hayatında ve oyunlarda başarılı olmalarını sağlayacaktır.

Röportaj: Ercan KÜÇÜK – Sevgi GÜL

Bir gönderi yayınlayabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir. Giriş