Bir Kuşak Yazıyor – Yeni İnsan Yayınevi ile röportaj

0 Yorum

Röportaj talebimizi kabul ettiğiniz için teşekkürler. Her yayınevi kendini ifade eden isimler bulmaya çalışır. “Yeni İnsan” adı da aslında bir milat belirtmiş oluyor. Yeni! yani bir eski var. Hangi kırılmadan sonrası yeni insan oluşuyor? Yeni insan tam olarak neyi ifade etmektedir? Gelecekte olması beklenen bir insan mı söz konusudur? Yoksa yeni insan bugün var mıdır? Gelecek mi, bugün mü? 

Öncelikle yayınevimize göstermiş olduğunuz ilgiye teşekkür ederim. Yeni İnsan Yayınevi, yüzyılın hemen başında artık antroposen olarak adlandırılan yeni çağın en büyük sorununa, nedir o; doğayla savaşa giren insana, kaybedeceği bu savaştan çekilmesi için açılan bir çağrıdır. Metinleri bir yandan bu savaşı betimler, çözümler ve değerlendirir öte yandan çıkış yoluna meşale tutar. Ana akımı değil patikaları över, o patikalara methiyeler düzer. Bunu kimi zaman kurgu dışı, bilimsel ya da sezgisel kitaplarla yapar kimi zaman edebiyat ile bu yola soyunur. Örneğin iklim krizi mi söz konusu, Sular Altında romanı koca bir şehri su bastığında neler olacağına odaklanır. Ya da Permakültür Bahçeleri başka bir üretim tarzına odaklanır ve okuru heveslendirir. Perspektif oluşturmaya gayret eder; yazarları, editörleri, çevirmenleri ve emekçileri ile çağın dilini kullanır, onun üzerinde farkındalık yaratmaya gayret eder.

Yeni İnsan Yayınevi belki de bir risk alarak ekoloji gündemli yayında ısrar ediyor. Belki de yayıncılığı gelişmiş olan Türkiye’de ekoloji gündeminde en çok çalışma yapan yayınevisiniz. Bu yayın çizgisi nasıl oluştu, gelecek planı nedir, bu yayın politikasının avantaj ve dezavantajları nedir?

Ekoloji yayıncılığı bizim için bir iş değil;; bir duruş, bir tavır alma ya da başka bir deyişle antikapitalist politik bir tutum anlamına geliyor. Yayınevimizde kolektif bir farkındalığı hep birlikte yazmaya çalışıyoruz. Burada yanlış yapmaya da yol veriliyor. İçinde yaşadığımız şehirleri, kır hayatını, birlikte bir yaşam kurmak ve bunu insanlığın geçmişte yaptığı hatalardan ders çıkararak, sömürüyü durdurarak, çağın geldiği yeni duruşu anlayarak ya da anlamlandırarak var olma çabası diye de okuyabiliriz. Hâl böyle olunca sürdürülebilir şehirler, kentte ekolojik yaşam, temiz enerji, alternatif eğitim, vegan bir kültür, başka bir okul mümkün diye üst üste koyarak, dayanışarak gıdasından sanatına kadar geniş bir çerçeveye oturtup hatta taşırabiliriz diye umuyorum. Deneyimin önemi ise bizim için çok büyük. Okulsuzluğun El Kitabı’nda mesela, hayatında hiç okula gitmemiş ve sadece evde kendi kendi eğitmiş insanların birebir deneyimi anlatılır. Neler yaşamışlar, hangi problemleri kendileri çözmüşler gibi. 

Ekoloji ve sürdürülebilirlik dışında yayınevinin öncelikli gündem başlıkları nelerdir?

Hiç aklımızda yokken üç dört senedir çocuk ve genç kitaplarına okurlarımız bizi iteledi. Öylesine ötekileştirici bir dil bu yaş grubu kitaplarına yerleşmiş ki belki yazanlar da farkındalığını yitirmiş, bir alışkanlığa dönüşmüş. Yeri geliyor bir mülteci, başka bir resimde boşanmış bir çiftin çocuğu, kırda yaşayan bir çiftlik çocuğu ya da ormanda yalnız kalmış bir kurt. Hayatta ne varsa, bu yaş grubu okurlar için de satırlarımızda bunlar var. O vakit bu yeni başlıkları yeni önermelerle sunma kaygısı var içimizde. Sonra estetik kaygılarımız var. Kitaplarımızı sunduğumuz yeni neslin elinde tabletler, bilgisayarlar ve yeni nesil telefonlar var. Hepsi görsel şölen sunuyor. Kitaplarımız bunların gerisinde kalamaz. Dünyanın en iyi çizerleri görsel olarak zihnimizi alıp alışık olmadığımız mekânlara, yerlere ve düşlere götürsünler bizi istiyorum. Kalıplar kırılırken, yeni kalıplar değil özgürlük yeni nesle ilham olsun istiyorum. Okurlar bizi buraya iteledi, şimdi onların çocukları ile Yeni İnsan Fide kitapları arasında yeni bağlar kuruldu. Durdular mı, bu kez biz onları ittik; ortaokuldan, liseden ve üniversiteden yazarlarımız aramıza sızdı. Bu yeni neslin sızdığı yeri dönüştürme gücü ile başladığımız yerden başka bir yere biz bir kez daha itildik. Ama üzüldük mü; hayır, yüzümüzde güller açtı.

Sürdürülebilirliği çocuklara anlatmak gibi zorlu ancak çok değerli bir çalışma yapıyorsunuz. Bu çalışmanızı okuyucularımıza anlatmak ister misiniz?

Yeni nesil çok zeki ve talepkâr. Bunu doğrudan değil kıvrak bir zekayla ve göndermelerle yapıyorlar. Yayınevimizin etkileşimsel öğrenme tavrı sayesinde ilginç bir bağ kuruluyor. Bence onlara bir şey öğretmeye, ukalalık taslayıp parmak sallamaya gerek yok, hatta bunlar saçma. Yeni nesilden öğrenmeye ihtiyaç var. Yetmiş yaşındaki dedesinin telefonda yapamadığı çok basit bir işi, on yaşındaki okumayı yeni öğrenmiş torunu beş saniyede yapıyor. Daha fazla düşünmeye gerek var mı sizce?

Yayıneviniz süreli yayın çalışması da yapıyor. Yayın çizgisi ve yazarlar için bilgi vermeniz mümkün mü?

Süreli yayın olarak Alternatif Eğitim Dergisi‘ni çıkarıyoruz. Dünyanın mevcut sorunlarını yirminci yüzyıldan kalma bir eğitim sistemi ile çözemeyiz. Bu sistem ezberci, çerçeve çizen, imtihana sokan ve öğrenmeyi değil direnmeyi gerektiren bir sistem. Peki eğitimin alternatifi nedir? Dergimiz bu sorunun peşinde, elinde bir fener dünyanın dört bucağına bakıyor. Çeviriyer ve özgün metinlerle sorular soruyor. Sonuçta ne çektiysek elinde hazır reçeteler sunan büyük teorilerden çekmedik mi ?

Bir gönderi yayınlayabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir. Giriş