Etyen Mahçupyan ile özel demeç

0 Yorum

 

Son günlerde Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun baş danışmanlığına atanan “Akşam” gazetesi yazarı  Ermeni asıllı Etyen Mahçupyan, atanması, faaliyet alanı,Ermeni-Türk ilişkileri ve “Yeni Türkiye” perspektifleri konusunda Ermenihaber.am’e özel bir demeç verdi:

– Ermenistan’da ve Türkiye’de bazı insanlar atanmanızı Ermenistan- Türkiye ilişkilerinde önemli bir adım olarak niteliyorlar. Bir misyonunuz var diye konuşuyorlar…

Türkiye’de problemlerin sıralaması yapsak Ermeni meselesi ancak ortalarda yer alıyor.

– Ermeniler, doğal olarak, Türkiye’de Ermeni meselesinin çok önemli olduğunu düşünüyorlar. Ama öyle değil. Türkiye’de problemlerin sıralaması yapsak Ermeni meselesi ancak ortalarda yer alıyor. Dolayısıyla, şu an Türkiye’nin önündeki meseleler açısından bakarsak tabii ben Ermeni meselesiyle de muhtemelen uğraşmış olabilirim çünkü 1915 yüzücü yılı hem de birçok Ermeni de beni bulup benim üzerinde bir şeyler yapmak isteyebilecek, ama önümüzdeki yıllara baktığımız zaman şunu söyleyebilirim. Ermeni meselesi Türkiye’nin ne kadar meselesi olursa, ancak benim de o kadar meselem olacak.  Çünkü ben sonuçta Başbakanının danışmanıyım. Başbakanın önündeki meselelerle ilgileneceğim.

– Başbakan ile faaliyet alanınız hakkında görüşmediniz mi acaba?

Ermeni olmasaydım da danışman olacaktım.

– Şu ana kadar, öyle bir görüşme olmadı. Ama Başbakan benimle ilişkisinin herhangi bir tek alanında olmasını istemiyor. Gördüğüm kadarıyla çok daha genel olacak. Türkiye bir inşa döneminde. Cumhuriyetin yeniden kurulması gibi bir mesele var önümüzde. Önümüzdeki 8-10 yılda bütün kurumsal yapısıyla bu olay gerçekleşecek ve bu olayın gerçekleşmesi sürecinde de belirli bir yardıma veya belirli bir danışmaya ihtiyacı olduğunu düşünüyor.  Dolaylısıyla benim rolüm de böyle bir rol. çok muhtemelen Ermeni olmasaydım da danışman olacaktım, Başbakan da bunu söyledi. Ermeni olmam bir avantajdı, ekstra bir olay.

Kaç senedir benim uğraştığım alanlar Ermeni ihtiyacı veya problemlerinden çok daha geniş bir alan, ve ben o alandan daha dar bir alana inmeyi düşünmüyorum.
Benim katkım olabilecek bir ortam olursa ve gerçek siyasi aktörler benden bir şey isterse, tabii ki yaparım. Ama bu başka bir şey, sadece bir görev verirler onu yaparım.

– Ermeni Soykırımı 100. yılı arifesinde atanmanız bir tesadüf mü?

– Davutoğlu’nun Başbakan olmasıyla bağlantı var. Yani Davutoğlu geçen sene Başbakan olsaydı muhtemelen geçen sene danışman olurdum. Ama ona denk geldi.

– Bildiğiniz gibi Ermenistan Cumhurbakanı Serj Sarkisyan, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan
ı 24 Nisan’da Ermenistan’a davet etmişti. Sizce Türkiye Cumhurbaşkanı bu davete nasıl bir cevap verecek?

Erdoğan’ın 24 Nisan’da Ermenistan’a gitmesi ihtimalli görmüyorum.

– 24 Nisanda Ermenistan’a gitmek çok önemli bir jest. Ondan önce karşılıklı bir sürü jeste ihtiyaç var. Eğer o jestler yapılabilirse o zaman durum belki de olgunlaşabilir ve Cumhurbaşkanın oraya gitmek ihtimali ortaya çıkabilir ama geçekçi olarak bakarsak ben böyle bir ihtimal görmüyorum. Çünkü bu sene Ermeni tarafının da olabileceğinden daha sertlik gösterme ihtimalini düşünüyorum. Ermeni tarafı daha sert olduğu sürece de Türkiye’nin böyle bir jest yapmak ihtimali yok.
Önce çok başka şeyin yapılması gerekiyor.  Bunların da Türkiye yarısını yapacaksa, yarısını da Ermenistan  yapacak. Ermenistan sadece davet edip beklerse ben Cumhurbaşkanın oraya gideceğini sanmıyorum.

– O kadar çok konuşulan “top” nerede?

– Top burada ve top veya şurada diye bakmamak gerekiyor. Top dolaşıyor, top ortada ve kimse topa girmiyor.  Topu ortada bırakmışlar. Burada birlikte topun etrafında bir halka oluşturmak lazım ve birlikte düşünmek lazım.

– Bazı insanlar sizin daha önce de hükümete gayriresmi olarak danışmalık yaptığınızı söylüyorlar…

– Şu konuşmalar gerçeği yansıtmıyorlar. Benim AK partide tanıdığım insanlar var, ilişkim var. Fakat hiç bir zaman danışmanlık olmadı. Şöyle bir teklif de olmadı.

Ermenistan-Türkiye ilişkilerinin bugünkü durumuna bakarak , yarın için ne diybiliriz?

– Gerçekçi bakarsak bu yıl Ermeni-Türk ilişkilerinde büyük bir ilerleme olacağını sanmıyorum. 2015 geçtikten sonra ihtimalin artacağını düşünüyorum. 2016’yla beraber bir rahatlama olacak. Yani bu yüzücü yılın bitmesiyle beraber daha gerçekçi ve daha uzun vadeli bakış, birbirine anlamaya dönük daha fazla enerji muhtemelen çıkacak. Zaten şu anda toplumlar arasında ilişkiler giderek gelişiyor, çok fazla sayıda sanatla kültürel projeler oluyor. Bir sürü Türkiyeli insan Ermenice öğreniyor, bir sürü Ermenistan`lı insan Türkçe biliyor ve Ermenistan’da sokaktaki insanın Türkiye’ye bakışının epeyce olumlu olduğunu da biliyoruz. Ve Türkiye’de de bakış süratle değişiyor. Mesela şu anda kendi ailelerinde Ermeni olup olmadığını merak edenler büyük sayılara ulaşmış durumda. Ve kendi ailesinde bir Ermeni bulduğu zaman da artık kimse üzülmüyor, aksine hoşuna gidiyor. Bunu bir zenginlik olarak algılıyor. Başka bir toplumsal yapı var ve bu enerji muhakkak siyasete yansıyacak ve siyasetçileri zorlayacaktır. Ama bu hemen olmayabilir çünkü Azerbaycan’dan petrol var, Karabağ meselesi var. Tabii ki bütün bu meseleler olduğu sürece bir ayak bağlanır.

– Siz AK Partinin 10 yıl daha iktidarda kalacağı ihtimali hakkında bahsettiniz. Sizce “Yeni Türkiye” nasıl bir Türkiye olacak?

AK Partisi kendini değiştimezse islami kesimini yönetemez.

– AK Parti gelecek seçimleri kazanırsa ben Türkiye’deki ortamının epeyce değişeceğini, yumuşacağını düşünüyorum. Böyle bir adım atılmazsa AK Parti İslami kesimi de yönetemez. Türkiye öyle bir noktaya geldi ki, bu kavga var olduğu için İslami kesim AK partinin yanlışlarına razı oluyor. Yanlış yaptığını görmezden gelmiyor ama haklı buluyor, ama eğer bu dönem biter ve bir sürü insanın söylediği gibi AK Partisi otoriterleşir ise o zaman Türkiye’yi yönetemez. Onun için kendini değiştirecektir, o zaten öyle de istiyor.

Astghik Igityan 04.11.2014

ERMENİHABER.AM

Bir gönderi yayınlayabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir. Giriş