EvinizinOğlu Murat Güloğlu ile Samimi Bir Röportaj

0 Yorum

n babam sayesinde tanıdım. Babam televizyonun sesini sonuna kadar açtığı için, haftasonları sabahın köründe onun sesiyle güne başlamak adettir. Tabi bununla da kalmıyor, babam bir yandan şu çocuk neden doğru dürüst bir takım elbise giyinmiyor diye söylenirken bir yandan da pür dikkat ne diyeceğini dinliyordu. Babam hala aynı durumda, Murat Güloğlu da hala rengarenk, bizi hem görüntüsü hem de haberleri ile aydınlatıyor.

Kendisi ile yaptığım röportaj, kısa, samimi ve öz oldu. Nişantaşı’nda bir kafede buluştuk, önce Sivas’lı olduğundan ve dolayısı ile hemşeri olduğumuzdan, köyüne gidip orada da projeler yapmak istediğinden bahsettik; ben türk kahvesi içtim, o da bitki çayı içti ve hem röportaj yaptık hem de eğlendik.

Umarım siz de eğlenirsiniz.

themervetuncer: Eski fotoğraflarınıza baktığınızda onlar da bugünki haliniz kadar renkli mi? Kıyafet anlamında soruyorum.

Murat G.: Pek renk merakım yoktu açıkçası, beni biraz programın gidişatı da şekillendirdi. Önceleri saatimin renklenmesi ile başladı, devamında gömlekler ve tabi uyumlu olması açısından da çoraplarım. Ama ben bu durumdan son derece memnunum çünkü insanların sabah kalktığında ekranda renkli birisini görmek isteyeceklerini düşünüyorum. Baktığınızda iş anlamında ciddi bir iş yapıyoruz ve benim tarzımda farklı ve renkli giyindiğinizde, sizi izleyenler söyleyeceklerinizle beraber giyineceklerinizi de merak etmeye başlıyor. Bu hem size hem seyircinize heyecan veren bir durum.

themervetuncer: Bir haber programı sunuyorsunuz ancak formatı biraz aykırı. Format çalışılmış mı?

Murat G.: Programın formatı ceketsiz, gömlek kolları kıvrılmış, sadece Murat Güloğlu olmamın istendiği bir formattı ve ben zamanla formatı iyice oturttum. Yani kısaca çalışılan bir durum değil.

themervetuncer: Evinizin oğlu Murat Güloğlu diyorsunuz ve fakat pek Türk ailelerinin kolay kabulleneceği tarzda giyinmiyorsunuz. Mesela babam sizi asla kaçırmasa da muhakkak kıyafetinize laf ediyor. Bunun farkında mısınız? Bir amacınız var mı?

Murat G.: Bunu bana söyleyen başka insanlar da oldu ve genelde anneler sever beni. İlk başlarda benim görüntüm ile her ne kadar barışamasalar da baban gibi olanlar söylenemeyeni söyleyen biri olduğum için de beni izlemekten vazgeçemiyorlar. Kıyafetimden bağımsız olarak tamamen söylediklerimle ilgileniyorlar. Anı anına uymayan biri olduğum için, merak uyandırıyorum ve izleniyorum. Kalıplarım yok programımda, 3 saat boyunca, haberim de, seyircim de, kendim de diri bir şekilde programımı sürdürüyorum. Ben bunu yapıyorum diyorum ve benimle olan İstanbul’dan ve Anadolu’dan benimle olan bir sürü samimi insanla buluşuyorum. Baktığınızda sabahın köründe kalkıp beni izliyorlar, beni 7-8 yaşında izleyen de var 65 yaşında izleyen de var.

themervetuncer: Stil danışmanınız var mı? Yoksa ben olabilir miyim? Özel birgününüzde sizi giydirmek isterim.

Murat G.: Hayır yok. Uğraşırsın. 1 günlük olur. Güzel giyinmek gibi bir kaygım yok, o yüzden normal hayatımda çok ilgilenmiyorum, davetlerde vs. Aslında bu konuda alt yapım var. Anlaştık beni giydirirsin. Olur.

themervetuncer: Oley :)

themervetuncer: En sevdiğiniz markalar nelerdir?

Murat G.: Lise ve üniversite dönemimde marka düşkünlüğüm vardı ancak artık markacı değilim. Sevdiğim marka var ancak paylaşmasam daha iyi, çok fazla para harcamadan güzel giyinmeyi tercih ediyorum desem daha iyi. Markayı saçmalık olarak görüyorum.

themervetuncer: Kadın modasını takip ediyor musunuz?

Murat G.: Hayır.

themervetuncer: Nasıl giyinen kadınlardan hoşlanırsınız?

Murat G.: Rüküş sevmem. Babet giyinsin, basit sade kıyafetini giyinsin gelsin. Sade giyinsin ama yakıştırsın. Herşeyden öte kadının gözleri ile daha alakalıyım. Kendine güvenli, kompleksli olmayan, olsa da kompleksi ile barışmış olmalı.

themervetuncer: Sizi Ladyfaithmood defilesinde Çabagenç Derneği ile beraber podyumda gördük. Bize dernekteki görevinizden ve Çabagenç’ten biraz bahseder misiniz?

Murat G.: Aslında sadece Çabagenç değil farklı derneklerde de varım, Tohum gibi. İlk olarak Çaba Derneği bir tiyatro organizasyonu için bana ulaşmıştı ve o vesile ile ilişkilerimiz kuvvetlendi. Ardından Çaba Derneği kurucularının çocukları tarafından Çabagenç Derneği kurulunca onlarla da hareket etmeye başladık, hepsi ile arkadaşım ve beni de çağırdıklarında destek vermek için organizasyonlarına katılyorum. Bu arada başka dernekler de çağırırsa giderim, gitmek isterim; sadece Çaba ve Tohum değil. Çünkü burada mühim olan ihtiyacı olanlara, çocuklara, eğitime ihtiyacı olanlara, yaşlılara yardımımız olsun, yardımımız dokunsun. Toplum önündeki insanların bunu yapması gerekiyor çünkü herkes eşit şartlarda doğmuyor. Günü kurtarmak için geleceğini düşünemeyenler var, bizim de bu insanlara yardım etmemiz lazım.

Şu son cümlesinin üstüne çok düşündüm. Ya öyle olsaydım dedim.

Gerçekten röportajı bitirdiğimiz son cümlesiydi.

İşte bu son cümle, aslında o ekrandaki renkli adamın gerçekteki tüm renkleriydi.

24.03.2015

THEMERVETUNCER

Bir gönderi yayınlayabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir. Giriş