“Fenerbahçe’nin Ayağa Kalkacağına İnanıyoruz.”

0 Yorum

Fenerbahçe tv muhabiri Kıvanç Özkök ile gündeminde Fenerbahçe olduğu bir dönemde Fenerbahçe, spor ve muhabirlik üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. İyi okumalar.

Röportaj: Beyza Yalçın

BEYZA YALÇIN(BY): Öncelikle sizi biraz tanıyabilir miyiz?

KIVANÇ ÖZKÖK(KÖ): Ben Kıvanç Özkök. 1979 İstanbul doğumluyum. Kadıköy Anadolu Lisesi mezunuyum, ardından Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesini bitirdim. Fenerbahçe Televizyonunda yaklaşık 15.yılım, kurulduğu günden beri buradayım.

BY: Fanatik bir Fenerbahçeli olduğunuzu biliyoruz. Bir spor geçmişiniz var mı?

KÖ: Profesyonel anlamda üniversiteye hazırlanırken bir yıllık futbol geçmişim var ama çok uzun sürmedi, üniversite ve eğitim hayatını tercih ettim. Bir seçenek sunuluyor maalesef insanlara. İkisini beraber götürmek çok zor. Aileden de gelen bir baskıyla ben okulu tercih ettim ve üniversite sınavına hazırlandım. O zamana kadar Üsküdar Anadolu takımında 3. Ligde lisansım çıktı. Bir sene oynayabildim. Sonra üniversite hayatıyla, meslek hayatı başladı. O yüzden çok uzun soluklu bir sporculuk geçmişim olmadı.

BY: Peki neden spor muhabirliğini tercih ettiniz?

KÖ: Sporla çocukluğumdan beri inanılmaz haşir neşirim, spor benim için bir tutku bir yaşam biçimiydi. Futbol başta olmak üzere tüm branşları zaten çocukluğumdan beri izlerdim. Fenerbahçe aileden gelen bir sevgim bir tutkumdur. Üniversitede okurken de Fenerbahçe ile ilgili yakın takibim devam ediyor. Esas kırılma anı, Fenerbahçe televizyonunun kurulduğunu öğrenmemle oldu. Üniversite bitmiş, askerliğimi yapmışım ve artık meslek hayatına atılmak için bir ortam. Fenerbahçe TV’nin kuruluyor olduğunu duyunca, hem Fenerbahçe var hem spor var hem tutku hem de yapmak istediğim meslek hepsi bir araya geldi ve bir anda kendimi Fenerbahçe TV’de buldum. Sonrasında da zaten içten gelen o spor bilgisi, spor aşkı spor muhabirliğiyle bütünleşti. Sonrasında farklı işler de yaptım. Burada çok farklı tarz programlar da sundum ama spor her zaman işin merkezinde ve benim de kalbimde ayrı bir yerde.

BY: Maçlar için sık sık yurtdışına gidiyorsunuz. Oralardan bir teklif alsanız değerlendirir misiniz?

KÖ:  Düşünürüm. Sonuçta yurtdışında çok fazla program çektim, çok fazla maça gittim, müsabaka anlattım.  Yurtdışında yaşama hayali olan bir insan değilim. Ülkemi çok seviyorum. Burada genel olarak keyfim yerinde ama bir fırsat sunulursa ve bu gerçekten benim hayatımı, kariyerimi çok olumlu etkileyecek bir fırsat olursa yurtdışı alternatifi her zaman düşünülmeli.

TEMATİK KANALLARIN DEZAVANTAJI

BY: Tematik bir kanalda çalışıyorsunuz. Böyle bir kanalda çalışmanın ne gibi bir zorlukları var?

KÖ: Ulusal kanallara göre dezavantajlısınız aslında. Çünkü sizin izleyici kitleniz belli. Fenerbahçe TV, Fenerbahçelilerin izlediği bir kanal. Kanalda program yaparken olsun, maç anlatırken olsun bir tarafı temsil ediyorsunuz. Diğer izleyici kitlesine hitap etmek çok kolay değil. Fenerbahçe TV’de aslında yayın çizgisi olarak çok sivri değil ve diğer kulüp taraftarlarını da rencide edici bir kanal yönetim anlayışımız yok. Başka kulüp taraftarlarının da zaman zaman yanıma gelip bana sevgi gösterdiklerini ve bizim kanalı, beni, programları izlediklerini görüyorum. Aslında buda bizim doğru yolda olduğumuzun doğru isler yaptığımızın bir kanıtı. Ama ulusal kanallarla bizi kıyaslamak doğru değil. Biz tematik kanallar olarak farklı bir yerde, kendi içimizde değerlendirilmeliyiz. Ama bir tematik kanala göre çok ciddi bir izleyici kitlemiz var. Bunun da sebebi Fenerbahçe taraftarının bize gösterdiği alakadır. Program çeşitliliğimiz de fena değil. Bundan sonraki yayın hayatımızda daha farklı daha renkli yayın içeriklerimizle devam etmeyi temenni ediyoruz.

BY: Takım kanallarında çalışanlar sizce çalıştığı kanalın takımının taraftarı olmalı mı yoksa profesyonellik yeterli mi?

KÖ: Fenerbahçe televizyonu öncelikle Fenerbahçelilerin çalışmasının arzulandığı bir kanal. Sonuçta burada bir aile duygusu hissediyorsunuz tıpkı benim hissettiğim gibi. İkincisi daha büyük bir şevkle çalışıyorsunuz çünkü Fenerbahçe’ye hizmet ediyorsunuz. Tuttuğunuz takım ve çalıştığınız kurum birbirine uyum sağlıyor ise işler daha keyifli yürüyor. Fakat bu demek değildir ki sen Fenerbahçeli değilsin sen burada çalışamazsın. Burada Fenerbahçeli olmayan arkadaşlarımız da var. Profesyonel anlamda işini yapıyorlar. Kesinlikler duygularını işlerine karıştırmıyorlar ve mesleki anlamda çok başarılı, profesyonel insanlar. Ama Fenerbahçeli olarak benim burada çalışıyor olmam ayrı mutlu isteklendirme ayrı bir mutluluktur.

BY: Sokak röportajlarına çıkıyorsunuz. Halktan nasıl tepkiler alıyorsunuz?

KÖ: 12 sene boyunca ‘Maç Kaç Kaç’ programını yaptım. Aslında beni halkın tanımasını sağlayan programdır. Taraftar beni sokakta gördüğü zaman artık ailesinden biri olarak görüyor. Ekran elektriği, ekran ışığı, karşı tarafa yansıyan doğallık bunlar çok önemli. Benim en önemli özelliğim ekranda olduğum halimle normal hayatta olduğum halim arasında hiçbir fark olmamasıdır. Bu doğallık benim yapımda olan bir şey. Ekran karşısına geçtiğim zaman farklı bir kimliğe bürünmüyorum. Neysem oyum. İnsanlar bende o elektriği o doğallığı hissediyorlar ve çok güzel tepkiler alıyorum.  Aslında bu Fenerbahçe TV’nin izlenme oranıyla alakalı bir durum. Tematik kanal olduğumuz için bir reyting ölçümüne girmiyoruz. İnsanların sokakta verdiği tepkilerinden anlıyoruz ne kadar izlendiğimizi ve bununda en önemli örneklerinden biri benim. Sokakta en çok program yapan ve insanlarla birebir iletişime geçen ben olduğum için en çok ilgiyi alakayı sağ olsunlar bana gösteriyorlar. Bu benim için çok güzel bir duygu. Güzel tepkiler insanı çok motive ediyor. Demek ki doğru, başarılı, güzel işler yapıyoruz diyoruz.

BY: Fenerbahçe’nin basketbol takımında yakalanılan başarı futbol takımında neden yakalanamıyor?

KÖ: Basketbol gerçekten çok değerli bir organizasyon. Fenerbahçe 4-5 yıldır Zeljko Obradovic ve ekibi ile birlikte müthiş bir profesyonel ekip kurdu ve bu ekip tecrübesiyle hem bilgi birikimiyle Fenerbahçe’ye çok büyük değer kattı. Fenerbahçe 4 yıldır final four oynuyor ve bir tane şampiyonluk yakaladı. Bütün bu başarı bir ekip ve organizasyon işi. Fakat futbolda çok farklı parametreler ve dengeler var. Fenerbahçe son 4 yılda maalesef futbolda kupa kazanamadı. Kupa kazanamayınca da başarısız olarak değerlendiriyorsunuz. Biraz şanssızlık biraz yönetimsel anlamda transferlerle ilgili insanların eleştirdiği konular var. Bu sezon taraftarın stada gelmemesi, tribünlerin boş kalması deplasmandaki başarıya rağmen iç sahada yaptığımız puan kayıpları şampiyonluğun kaçmasına sebep oldu. Ama umuyorum ki yeni dönemde bundan sonraki süreçte Sayın Ali Koç’un başkanlığında Fenerbahçe futbolunda sportif anlamda o özlenen başarıya taraftarlarında tekrar tribünleri doldurmaya başlamasıyla ulaşacak.

‘BU BİR BAYRAK YARIŞI’

BY: Başkan değişikliği ile Fenerbahçe TV’yi ne gibi değişiklikler bekliyor?

KÖ: 20 yıla yakın bir zaman Sayın Aziz Yıldırım ile beraberdik. Bu kanalın kurulmasında bugünlere gelmesinde, kulübün bu noktalara gelmesinde gerçekten çok inanılmaz emekleri var. Yaptıkları inkâr edilemez. Gerçekten Fenerbahçe’ye çok değer kazandırdı. Bu bir bayrak yarışı, 20 yılın ardından son derece demokratik bir ortamda seçim yapıldı. Fenerbahçe için bir başka çok önemli, değerli bir isim olan taraftarın da çok büyük sevgisini kazanmış çok değerli başkan adayı Sayın Ali Koç da bu yarışa girdi ve kazandı. Seçim sonucu taraftarlarda da çok büyük bir coşkuya neden oldu. Sosyal medyadan da yoğun bir şekilde Ali Koç’a olan sevgilerini gösteriyorlar. Fenerbahçe için yeni bir dönem açıldı. Ali Koç’un gelmesiyle özlenen başarılara sportif anlamda ulaşacağı gibi kurumsal anlamda da profesyonel ekibiyle, çalışanlarıyla çok daha iyi noktalara gidecek diye düşünüyorum. İnşallah Fenerbahçe’nin başarıları arttıkça bizim buradaki yayın heyecanımız da farklılaşacak. Hepimiz için çok olumlu yansımaları olacağını düşünüyorum. Çünkü bir pozitif enerjiyle yola çıkıldı. Sonuçta zamanı geldiğinde değişim olması bir ivme kazandırır. Taraftarda bir başarı beklentisi var. Kimsenin elinde bir sihirli değnek yok. Sonuç itibariyle bence biraz zaman ve kredi gerekiyor. Ali Koç göreve geldi ve birçok noktada mutlaka kendi kafasından geçen planlar tasavvurlar var bunları hayata geçirmesi için zamana ihtiyacı olacaktır. Fenerbahçe’nin tüm birimleri tüm çalışanları olarak yeni dönemde başarıdan başarıya koşacağımızı düşünüyorum. Bu enerji bütün kulübe yansımış durumda. Herkes geleceğe umutla bakıyor. Fenerbahçe’nin ayağa kalkacağına inanıyoruz. Bu hikâyenin içerisinde bizim görevimiz ne ise üzerimize düşeni en iyi şekilde yapıp Fenerbahçe’yi ileri taşıyacağımıza inanıyorum.

 

Bir gönderi yayınlayabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir. Giriş