‘Türkiye’de LGBTİ hakları değil, kadın hakları geriliyor’

0 Yorum

Sedef Çakmak (33) Türkiye’nin lezbiyen olduğunu açıklayan ilk belediye meclis üyesi. Galatasaray Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden mezun. Lambda İstanbul’da (LGBTİ Dayanışma Derneği) çalıştı ve Spod’un (Sosyal Politikalar Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği) kuruluşunda yer aldı. 2014’teki yerel seçim sonrası Beşiktaş Belediyesi Başkanı Murat Hazinedar’ın danışmanlığını yapıyordu, geçtiğimiz Pazartesi ise belediye meclis üyeliğine seçildi. Sedef Çakmak’la Türk siyasetinde LGBTİ bireylerin hakları için verdiği mücadeleyi ve Murat Hazinedar’la da CHP’nin LGBTİ açılımını konuştuk.

Lezbiyen olduğunuzun ne zaman farkına vardınız?

Kendime açılmam 2004 yılında Lambda İstanbul’a girerek oldu. Sosyoloji öğrencisiydim ve eşcinseller, translar nasıl yaşıyorlar diye sosyolojik bir merakla girdim. Ondan sonra durup düşünmeye başladım ve kendimi keşfettim.

Bunu keşfettiğinizde ailenize söyleyebildiniz mi?

Tabi ki hayır! Ama 2004’ten beri aileme, eşcinsel ve transların haklarını savunan bir derneğe gittiğimi söyledim. Başlarda kabullenmekte zorluk çektiler. CHP’li bir milletvekilin LGBTİ haklarından bahsetmesinden sora annemde bir aydınlanma oldu. O zamandan sonra bana desteğini açık bir şekilde verdi.

Lezbiyen olmanın ne zorluklarını yaşadınız? Daha doğrusu yaşadınız mı?

6 yıl iş bulamadım. CV’imde Lambda İstanbul’da çalıştığım yazıyordu.  “Haa, biz sizi sonra ararız” diyorlardı. Bir gün bir CV’mi sansürleyerek yazdım. Hemen “Tam aradığımız insansınız” diye geri döndüler. Görüşmede lezbiyen olduğumu söyleyince yine aynı tepki: “Biz sizi ararız”

Bir siyasetçi siyasete girerken ‘heteroseksüelim’ deme gereği duymuyorsa, siz niye lezbiyenim deme gereğini hissediyorsunuz?

Siyasetçiler nasıl Alevi, kadın ya da başka ezilen kimliklerini ifade ediyorlarsa LGBTİ olma hali de böyle bir durum. Fakat siyasette cinsel kimliklerini gizleyen kişiler olduğundan, biri Alevi olduğunu söylediğinde garip karşılamıyoruz ama eşcinsel olduğunu söylediğinde şaşırıyoruz.

Türkiye’nin diğer belediyelerinde de LGBTİ birey olduğunu söyleyebilenleri görecek miyiz?

Zaten var. Milletvekili aday adayı arkadaşlarımız var. Şişli Belediyesi’nde Başkan danışmanı olarak açık eşcinsel kimliğiyle çalışan arkadaşımız var, Boysan.

SEÇİMLERDEN SONRA SOKAKLARDAN HEPİMİZİ TOPLAYACAKLAR MI?

Kadınların ağzına bir parmak bal çalma düsturu siyasette hakimken, üstüne bir de lezbiyenlik girince ne oluyor?

Siyasette zaten bir kadın görünmezliği var, bundan eşcinsel ve biseksüel kadınlar da nasibini alıyor. Kadının kıyafetinden tutun da neyi nasıl yapacağına kadar siyasilerin demeçleri günden güne artıyor. Kadının aklını ve iradesini yok sayan zihniyet üzerimizde baskı oluşturuyor. Örnekle açıklayayım; yerel seçimler öncesi meclis üyesi adaylarında tek trans olmayan kadın bendim. 5 trans kadın adayımız da vardı. Ne yazık ki sadece ben seçildim. Trans bireylerin yakın bir zamanda seçilme ihtimalleri de yok.

Siyasette LGBTİ’lere pozitif ayrımcılık yapacak mısınız?

Pozitif ayrimcılıktan ziyade, önceliğim LGBTİ’lerin yasadışı ayrımcılık, dışlanma ve üzerlerindeki baskıyı önlemeye yönelik çözümler üretmek.

Peki 90’lar, 2000’ler, 2010’lar diye gidersek bu baskı yıllar geçtikçe artıyor mu?

LGBTİ’ler açısından konuşursan çok ciddi bir fark yok. 90’larda travesti terörü diye manşet atan gazetelerle, işkenceye uğrayan trans kadın arkadaşlarımızın hakkıyla uğraşıyorduk. İronik bir biçimde LGBTİ hakları açısından bir gerileme yok ama bariz şekilde kadın hakları açısından var.

Kaygı verici gelişmeler yok mu diyorsunuz yani?

Var tabi ki. İzmir’de LGBTİ bireylere özel hapishane kuruluyor. Bu beni inanılmaz ürkütüyor. Adalet Bakanlığı diyor ki; “LGBTİ’ler hapishanede çok ayrımcılığa uğruyor, o yüzden onlara özel yapıyoruz”. Eğer ayrımcılığa uğruyorsa bir zahmet anayasayı değiştir. Kapasitenin çok üzerinde bir hapishane kuruluyor burada. İç güvenlik yasasının ateşli bir şekilde tartışıldığı bir ortamda ben ister istemez şunu düşünüyorum: “Seçimlerden sonra sokaklardan, derneklerden hepimizi toplayacaklar mı?”

CHP’den size en çok desteği olanlar kimlerdi?

Başta Kemal Kılıçdaroğlu, kadın ve gençlik kolları ve İstanbul İl Başkanlığı ve parti içinde birçok vekilin desteğini aldık. LGBTİ açılımında Melda Onur, Binnaz Toprak çok mücadele verdi. Sezgin Tanrıkulu, Mahmut Tanal, Gürsel Tekin… Bu insanların LGBTİ’ye sahip çıkması Melda Onur’un sayesinde olmuştur.

“EŞİM YOK KIZ ARKADAŞIM VAR”

Yerel seçim döneminde biri kimsiniz, nesiniz diye sorarken bir noktada “Eşinizin mesleği ne” dedi. Ben de “Benim eşim yok, kız arkadaşım var” dedim.  Donakaldı.  Sonra Ben belediyeye girdikten sonra Beşiktaş Belediyesi’nde 13 yıldır kimliğini gizleyerek çalışan bir gey arkadaşımız da cesaret bulup, kimliğini açıkladı. Bunlar bizim için önemli kırılma noktaları.

“LGBTİ’LERİN YAŞAMLARINA AYAR VERME HAKKIMIZ YOK”

Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar, LGBTİ açılımını şu sözlerle anlattı:

Türkiye’deki LGBTİ tablosunu çizmekle başlasak, ortaya ne çıkıyor?
Artık sadece LGBTİ’ler dezavantajlı gruplar değil. Kadınlar da dezavantajlı gruplara girmeye başladılar. Kadın cinayetlerinin her geçen gün artacağını düşünüyorum.

Hiç mi kırılma yok bu tabloda?

Var tabi mesela. İktidarın desteklenmesi gereken en önemli uygulaması engellilere ilişkin maddi destektir. Başörtülü kadınlar dahil kadının sosyal ve ekonomik hayata girmesi fevkalade önemli.
Ben bir Müslüman olarak şunu ifade etmek istiyorum. Laikliği de hep yanlış değerlendirdik. Laiklik tüm inançlara özgürlüğü gerektirir. LGBTİ bireylerin yaşamlarına ayar verme hakkımız yok.

BİR VEKİL ‘BEN EŞCİNSELİM’ DERSE PARAMPARÇA EDERLER

Bizde bir vekil ‘Ben eşcinselim’ dese bu Türkiye siyasetinde nasıl karşılanır sizce?

Ciddi eleştiri alır. Paramparça ederler.

Özeleştiri yapacak olursak, CHP içinde LGBTİ bireylerin hakları için “Şöyle yapsaydık daha iyi olurdu” dediğiniz noktalar var mı?

Sana bir itirafta bulunayım. Benim dahi gündemime LGBTİ hukuku, meselesi çok yeni geldi. Belediye başkanlığına adaylığımla geldi. 1990’larda Beyazıt Meydanı’nda başörtülü kızların hukuk fakültesine girebilmek için düzenledikleri eylemlerine Cuma namazı çıkışı destek vermiş biri olarak, 28 Şubat’ta oluşan zihniyetin karşısında durmuş biri olarak, LGBTİ açılımında kendime bir özeleştiri içindeyim.

Öncesinde niye böyle bir mücadele içinde değildiniz?

Çevremde LGBTİ bireyler yoktu.  Doğrusunu isterseniz onlar da bize de ağır ağır, korkarak geliyorlar.

Neden korkuyorlar?

LGBTİ bireylerde yeterince karşılık bulamama duygusu yerleşmiş. Benim talebimi ciddiye almaz diye düşünüyorlar.

Onur Haftası’nda verilen Hormonlu Domates Ödülleri’nde LGBTİ’ler siyasette homofobinin sağ sol ayırt etmeden hala çok ciddi bir sıkıntı oluşturduğundan yakınıyorlardı. Siz ne diyeceksiniz?

Homofobi kurumsal olarak CHP’de yok. Bireysel olarak hala sosyal demokrasinin ne demek olduğunu anlamamış bir takım kişiler kurumlar içinde olabilir ama uygulamaya ilişkin eksikliklere gelirsek, bizde de, CHP’li diğer belediyelerde de vardır ve olabilir. Yani sağ elini kullanıyorsan, hadi kullan bakalım solu. Bunu bir sürece yaymak gerekiyor.

Ekşi sözlük yazarlarının Kılıçdaroğlu ile toplantısında “Yerel seçimlerde eşcinsel bir adayı gösterir misiniz” sorusuna Kılıçdaroğlu’nun cevabı “Hayır, toplum buna hazır değil” olmuştu. Sizce öyle mi?

Çok çalışır, halka kendini sevdirir olur ama oturup da emek vermemiş birini sırf LGBTİ bireyim dediği için belediye başkan adayı göstermeyiz.

Elvan Yarma 10.03.2015

HÜRRİYET

Bir gönderi yayınlayabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir. Giriş