Ülkü Ocakları Genel Başkanı Olcay Kılavuz’dan Önemli Açıklamalar

0 Yorum

Ülkü Ocakları Genel Başkanı Olcay Kılavuz, Türkiye’de iç isyan provalarının yapıldığı bir dönemde Ülkücülerin duruşu, Yaşanan olaylara ve tehditlere aldırmadan Doğu ve Güneydoğu illerine yaptığı ziyaretler, Türkmenlere götürülen yardımlar ve son dönemde Ülkü Ocakları ve Milliyetçi Hareket Partisi’nin sembollerini kullanan taklitçi ve takiyeci siyasetçiler hakkında önemli değerlendirmeler yaptı.
Ülkü Ocakları Genel Başkanı Olcay Kılavuz, “Ülkücü Hareket, tarihin acı fakat gurur dolu hatıralarından süzülüp gelen, çatışma nedir, mücadele nedir bilen bir harekettir. Ülkücüler, her türlü mücadeleye hem ferdi olarak hem de teşkilat olarak hazırdırlar, ihtiyaç hâsıl olduğunda Kuvayı Milliye ruhu ile hareket ederek Anadolu Türklüğünü müdafaa edecektir. Bizim ne zaman ne şekilde hareket edeceğimizi belirleyen, Türkmen Beyimiz Sn. Devlet Bahçeli’nin talimatları ve işaretleri olacaktır” dedi.

Ülkü Ocakları Genel Başkanı Olcay Kılavuz, ”Ülkü Ocakları, Türkiye’nin ve dünyanın en büyük ve en güçlü gençlik teşkilatıdır” dedi.
Kılavuz, ”Şimdilerde  “ocak” adı altında bazı oluşumlar kurarak, akıllarınca bir gençlik teşkilatı kurma çabasına girmişlerdir. Şu unutulmamalıdır ki, taklitler, ancak ve ancak aslını yaşatırlar. Türk milliyetçilerinin adresi Ülkü Ocakları, partisi ise Milliyetçi Hareket Partisi’dir. Sembollerimizi kullanarak siyaset geliştirmeye çalışanlar hadlerini bilmelidirler, gerektiğinde yasal yolları takip ederek izledikleri bu çirkin siyasetleriyle mücadele etmeye devam edeceğiz” açıklaması yaptı.

Kılavuz, “AKP iktidara geldiğinden bu yana, Ülkücü Hareketi yakından izlemiş ve her fırsatta Ülkücü Hareketin dinamiklerinden faydalanmaya kalkışmıştır. Gün olmuş “bağımsız ülkücüler” peyda etmiş, gün olmuş gittiği yerin yenisi olmayı beceremeyen, “eski ülkücü” mahlası ile gezenleri tedavüle sürmüştür. Yetmemiş mitinglerinde kutlu üç hilalimizi kullanmış, kerameti kendinden menkul adamları Ülkücülerin sözcüsü ve temsilcisi gibi lanse etmekten çekinmemiştir. Şimdilerde de “ocak” adı altında bazı oluşumlar kurarak, akıllarınca bir gençlik teşkilatı kurma çabasına girmişlerdir. Şu unutulmamalıdır ki, taklitler, ancak ve ancak aslını yaşatırlar” dedi.
Ülkü Ocakları Genel Başkanı Olcay Kılavuz, ”Ülkü Ocakları, Türkiye’nin ve dünyanın en büyük ve en güçlü gençlik teşkilatıdır. Bu bağlamda, çok defa taklit edilmiş, farklı fikirleri benimseyen kimselerce benzerleri kurulmaya çalışılmıştır” dedi.

 

Yazarımız Yıldıray ÇİÇEK’e önemli açıklamalar yapan Kılavuz, Türkiye gündemindeki soruları cevaplandırdı.

İşte sorular işte cevaplar:

-Sayın Başkan, ağır Türkiye gündeminde ve yoğun faaliyet programınızda bizlere ayırdığınız zaman için teşekkür ediyorum. Size ilk sorum Türkmen soydaşlarımıza sahip çıkmak için iki kere yapmış olduğunuz Kerkük ziyaretleri hakkında olacak. Bu ziyaretlerinizdeki amaç ve orada soydaşlarımızla beraber yaşadıklarınız hakkında biraz bilgi verir misiniz?

 

”TÜRKMENELİ’NDE YAŞANAN HER HADİSEYİ, HER SORUNU KENDİ MESELEMİZ OLARAK KABUL EDİYORUZ”

Cevap: Biz sizlere teşekkür ederiz, bu fırsatı bize verdiğiniz için.

Türkmeneli biz Ülkücüler için, Turan coğrafyasının nadide bir parçasıdır. Türk Milliyetçileri, Irak Türklüğünü hiçbir zaman için Anadolu Türklüğünden ayrı görmemiş, onu, Anadolu Türklüğünün doğal bir uzantısı olarak görmüştür. Nitekim, sosyal, kültürel ve itikadî noktada geniş ve derin bir birlikteliğimiz de söz konusudur. Türkmeneli, bize Osmanlı’nın vasiyeti, Misak-ı Milli’nin emanetidir. Fakat bugüne geldiğimizde, kadim vatan toprağı olan Türkmeneli, sahipsiz bırakılmış, Türkmen kardeşlerimizin can ve malları tehlikeye düşmüş, kardeşlerimiz Türk’e dost olmadığı tarih tarafından defalarca saptanmış odakların arasında bir başına bırakılmıştır. Yani kardeşlerimizin maddi ve manevi varlıkları, kalleşlerimizin olmayan vicdanına terk edilmiştir. Biz Ülkü Ocakları olarak, Kerkük’ü, Emirli’yi, Tuzhurmatu’yu Ankara’dan, Nevşehir’den ya da Ceyhan’dan ayrı görmedik, bundan sonra da göremeyiz. Bu anlamda, Türkmeneli’nde yaşanan her hadiseyi, her sorunu kendi meselemiz olarak kabul ediyoruz.

Tüm bu yönleriyle ele aldığımızda, Türkmeneli’ne ilgi göstermeyi ve orada yaşananlara kayıtsız kalmamayı bir vazife olarak telakki ederek, bölgeye ziyaretlerde bulunduk.

Ziyaretlerimiz bildiğiniz gibi, 25 Haziran 2014 tarihinde Liderimiz Sayın Dr. Devlet Bahçeli Bey’in “Sen de doyur, sen de giydir!” temasıyla başlatmış olduğu ve Ülkü Ocakları Genel Merkezi tarafından yürütülen “Türkmeneli’ne Türk’ün Elini Uzat” adlı yardım kampanyası çerçevesinde gerçekleşmiştir. Türkmen kardeşlerimizle yapılan görüşmeler neticesinde bir takım gıda maddeleri ve giysi ihtiyaçlarının bulunduğunu tespit edilmiş ve bu kapsamda bir liste kamuoyuyla paylaşılarak yardım toplanmaya başlanmıştır. Türkiye’nin dört bir yanından gönderilen 20 tır gıda ve giysi yardımı, 7 Temmuz 2014 Pazartesi günü yola çıkmıştır. Yardımların sınırdan geçirilmesinde,  Irak sınırları içinde güvenliğinin sağlanmasında ve dağıtılmasında,  kamu kurumlarından ya da diğer yardım kuruluşlarından herhangi bir destek maalesef ki görmedik. Bilakis, bu yardım faaliyetimize zımnen köstek olup, engellemeye çalıştılar. O kadar ki, yardımların tehlikeye düşmesinin yanında zaman zaman hayatımızın da tehdit altında olduğunu hissettik. Bu şartlara rağmen bize emanet edilen yardımları, bütün Türkmeneli coğrafyasına hiçbir etnik ve mezhepsel ayrım gözetmeksizin dağıtarak sağ salim yerine ulaştırdık.

İkinci ziyaretimiz ise Kurban Bayramı ve toplanan nakdi yardımların iletilmesi amacıyla gerçekleşti. 2 Ekim 2014 Perşembe Günü başlayan ziyaretimiz, Kurban Bayramı’nı da içine alacak şekilde toplam 8 gün sürdü. Liderimiz Sn. Dr. Devlet Bahçeli Bey’in de vekâletini alarak kendileri adına da kurban kestik. Toplanan yardımların bir kuruşunun veya bir kolisinin dahi zayi olmasına izin vermeden kardeşlerimize teslim ettik. Bu kapsamda, 7500 aileye gıda, 2000 aileye de nakdi yardım gerçekleştirdik ayrıca Kurban kampanyamız kapsamında da Türkmen ailelere kurban dağıtımında bulunduk. Ziyaretlerimiz kapsamında, kurban eti, giysi, gıda ve nakdi olarak 50.000’den fazla aileye ulaşmış bulunmaktayız.

Türkmeneli’nde gördüğümüz manzara gerçekten son derece üzüntü vericidir. Bölgedeki farklı unsurlara, mezhep ve etnik temelli olarak bir takım ülkelerden ve gruplardan yardımlar ulaşmaktadır; ancak Türkmenler tamamen sahipsiz ve kimsesiz bırakılmıştır. Soydaşlarımız, savaşın dehşetini yaşamakta, açlık ve susuzluktan çocuklar hayatını kaybetmektedir.

Liderimiz Sn. Dr. Devlet Bahçeli’nin talimatıyla gerçekleştirdiğimiz ziyaretlerimizde, liderimizin ve Anadolu Türklüğünün selam ve muhabbetini kardeşlerimize ilettik.

Ülkü Ocakları’nın bölgeye gidişi Türkmenler tarafından büyük bir coşku ve mutlulukla karşılanmıştır. Bizim de yardımlara bizzat nezaret etmemiz, Kurban Bayramını Türkmeneli’nde idrak etmemiz karşısında, Türkmen kardeşlerimiz “Bizi sevdiğinizi ispat ettiniz, yardımlardan ziyade sizin gelmeniz bizim için çok önemli” ifadeleriyle düşüncelerini belirttiler. Yine aynı bölgede bir amcamız ise “Türk Milliyetçilerinin, Milliyetçi-Ülkücü Hareket’in bizi yalnız bırakmayacağını mutlaka geleceğini biliyorduk.” sözleriyle oradakilerin duygularına tercüman oldu. Kardeşlerimiz yalnız olmadıklarını, Anadolu Türklüğünün kalbinin kendileri için çarptığını görmüş oldular. Bölgedeki siyasiler dini liderler, sivil toplum temsilcileri ve Türkmen bürokratlar bizzat teşekkürlerini ilettiler.

Gözlemlediğimiz bu samimi hislerin resmi yansıması da Irak Türkmen Cephesi yöneticileri ve diğer Türkmen teşkilatlarının, yardımlara bizzat refakat etmemizden duyduğu heyecanı dile getirmesidir. Ben de yeri gelmişken, kampanyamızın başarıya ulaşmasında emeği ve katkısı olan Genel Merkez yöneticilerimize, il ve ilçe ocaklarımız ile tüm hayırsever vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum.

 

– AKP hükümetinin Peşmergeye, PYD’ye, PKK sahip çıkarken, yaşadıkları zulümlerde Türkmenleri yalnız ve sahipsiz bırakması, Irak’taki Türkmenler nazarında nasıl bir duyguyla karşılanmaktadır?

”TÜRKMEN KARDEŞLERİMİZ AKP HÜKÜMETİNİN BARZANİ İLE YAPTIĞI İŞBİRLİĞİNE BÜYÜK TEPKİ DUYUYORLAR”

Türkmeneli’ndeki kardeşlerimiz için Türkiye Cumhuriyeti ve Ankara, Osmanlı’nın devamı olarak görülmüş ve Irak Türklüğünün hür yaşamasına ilişkin umutların sembolü olmuştur. Türkülerinde, ağıtlarında anavatana olan bağlılıklarına ve sevgilerine yer vermişler, Türklüğün kalbi olarak Ankara’yı kabul etmişlerdir. Siyasetlerini Ankara’ya göre belirlemişler, Ankara’dan gelecek işarete göre hareket etmişlerdir.

Türkmeneli’nin Ankara’ya bu yönelişine rağmen, Ankara’nın Ortadoğu ve Irak politikasında özellikle son yıllarda Türkmen varlığını hesaba kattığı ifade edilemez. Maalesef bugün Türkiye’nin Irak politikasının merkezinde Türkmenler yer almamaktadır. Türkiye’yi yöneten AKP hükümeti, kendisine dost ve müttefik olarak Peşmerge ve Barzani’yi seçmiş, o derece ki Barzani çapulcubaşısı AKP kongresine katılmış ve “Türkiye seninle gurur duyuyor!” tezahüratları ile karşılanmıştır. Sadece Peşmerge değil, siyasi iktidar ABD, AB, İran, IŞİD ve diğer bütün güç odaklarını dikkate almış fakat Türkmenleri bir türlü göz önüne almamıştır.  Kerkük’te bulunduğum sürede bizzat şahit olduğum durum şudur: Türkmen kardeşlerimiz AKP Hükümetinin Barzani ile yaptığı işbirliğine büyük tepki duyuyorlar. Türkmen kardeşlerimiz Türkiye Cumhuriyeti hükümetinden bırakın yardımı istemeyi ve destek görmeyi, “IŞİD ve karşımızdaki düşmanlara, Recep Tayyip Erdoğan ve hükümeti hiç değilse mermi vermesin, yeter” diyecek duruma gelmişlerdir. Türkmen kardeşlerimiz, IŞİD belasını başlarına saranın Tayyip Erdoğan olduğunu düşünmektedirler. Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine olan tepkileri o derece ileri seviyeye ulaşmıştır ki, yaptığımız yardımların önce AKP Hükümeti tarafından gönderildiğini düşünerek reddetmişler, daha sonra yardımların Ülkü Ocakları tarafından gönderildiğinin anlaşılması üzerine yardımları kabul etmişlerdir.

Türkmen’siz ve vizyonsuz politikalar karşısında Türkmeneli’ndeki kardeşlerimizin gönülleri karışık duygular içindedir. Ağabey bildikleri, bir işaretiyle harekete geçecekleri Ankara’nın bu ilgisizliği karşısında, günden güne daha bir umutsuzluk içine sürüklenmektedirler. Biz Ülkü Ocakları olarak bu umutsuzluğu kırmak için sonuna kadar mücadele ediyoruz, fakat bu mücadelemizde Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin yanımızda olmayışı, bizi olduğu kadar Türkmen kardeşlerimizi de üzüntüye sevketmektedir.

Irak Türklüğü, mezhepçi İran ile ırkçı Peşmerge arasında kalmış, bu arada kalmışlık karşısında son derece ilgisiz olan siyasi iktidarın Türkmenleri Peşmerge idaresi altında toplama çabaları karşısında şaşkınlıklarını ve üzüntülerini gizleyememektedir. Kuzey Irak’ta AKP hükümetinin desteğiyle meydana getirilmek istenen bir oldu-bittinin benzeri, Ayn el-Arap’ta Peşmerge ve PYD’ye destek verilerek Suriye’de de gerçekleştirilmek istenmektedir. Ancak her ne olursa olsun kardeşlerimiz, Türkmenler’e destek verebilecek tek gücün Anavatan Türkiye olduğu gerçeği karşısında sabır ve metanetle siyasi iktidarın kendine gelmesini beklemeye devam etmektedirler.

 

– Sayın Başkan, Türk Dünyasına ve Türkmeneli’ne olan alakalarınızı biliyoruz. Son yıllarda hem Irak, hem de Suriye’deki Türkmen soydaşlarımızın yaşadıkları sıkıntılar ortadadır. Bu bölgede, Türkmen soydaşlarımız için öngördüğünüz başka projeler var mı? 

”SURİYE TÜRKMENLERİ İÇİN GERÇEKLEŞTİRECEĞİMİZ KAMPANYANIN DETAYLARINI DA AÇIKLAYACAĞIZ”

Şüphesiz ki Türkmeneli ile ilgili çalışmalarımız bundan sonra da devam edecektir. Türkmeneli, bir başka ifadeyle Irak ve Suriye Türklüğü bizim nazarımızda her zaman önceliklidir, bölgede yaşananlar karşısında sessiz kalmamız düşünülemez.

Liderimiz Sn. Dr. Devlet Bahçeli Bey’in talimatıyla başlatmış olduğumuz “Türkmeneli’ne Türk’ün elini uzat” adlı kampanyamız kapsamında yaptığımız ziyaretlerle ilgili olarak az önce bazı açıklamalarda bulunduk. Bu ziyaretlerimizde, bir takım incelemeler ve gözlemler yapma fırsatı bulduk. Özellikle dikkatimizi çeken hususlardan biri, Türkmence eğitim yapan okulların ve bu okullarda eğitimlerini sürdürmeye çalışan soydaşlarımızın durumuydu.

Bizi birbirimize bağlı kılan, milli kimliğin ve milli kültürün yaşatılmasındaki en önemli sacayağı olan Türkçe’miz, Türkmeneli’nde yüzyıllar boyu konuşulmaya devam etsin; hoyratlar yaşasın, ses bayrağımız Türkçe dalgalanmaya devam etsin diye bu okulların varlığını sürdürmesi amaçlı bir yardım kampanyası düzenledik. Bu okullara bir takım yardımlarda bulunduk, Irak Türkmen Öğrenci ve Gençler Derneği’ndeki ülküdaşlarımız bu okullara ziyaretler gerçekleştirip defter, kalem, silgi, cetvel, sırt çantası gibi kırtasiye malzemelerini öğrenci kardeşlerimize ulaştırdılar.  Ayrıca okullarımızın ihtiyaçları için de tahta, çöp kutusu (küçük), çöp bidonu, hazır perde, plastik sandalye, küçük masa, elektrikli soba, halı, spor malzemeleri, Renkli Fotokopi Makinası gibi malzemeler de temin edilerek okullarımıza dağıtılmıştır.

Kerkük Ülkü Ocakları Başkanı Ahmet Ömer Neccar ve beraberindeki heyet Genel Merkezimizi ziyaret ederek yapılan bu yardımlar ve okullarımızın son durumu hakkında bilgi verdi. “Türkmeneli’ne Türk’ün elini uzat” kampanyasına verdikleri destek ve gösterdikleri çabadan dolayı başta Ocak Başkanımız Ahmet Ömer Neccar olmak üzere Kerkük Ülkü Ocaklı kardeşlerime teşekkür ediyorum.

Bununla birlikte Suriye Türkmenleri ile ilgili olarak da bir kampanya hazırlığı içindeyiz. “Dünyanın neresinde bir Türk varsa, derdi derdimiz, acısı acımızdır” şiarıyla Esad ve IŞİD belası arasında kalmış Suriye Türklüğü için de bir yardım kampanyası düzenleyeceğiz.

Suriye Türkmenleri’nin kaderi de maalesef Irak Türkmenleri’nin kaderi gibi AKP iktidarı tarafından yalnızlığa mahkûm edilmek olmuştur. Ancak Ülkü Ocakları ve onu bağrından çıkaran necip Türk Milleti,  Suriye’deki kardeşlerine de elini uzatacaktır. Önümüzdeki günlerde inşallah, Suriye Türkmenleri için gerçekleştireceğimiz kampanyanın detaylarını da açıklayacağız.

Yıldıray Çiçek 19.11.2014

ORTADOĞU GAZETESİ

Bir gönderi yayınlayabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir. Giriş