Dizi müziklerinin ustasından yıllar sonra yeni albüm

0 Yorum

“Sheep” ve “Bandare” gibi başarılı şarkılara imza atan Rebel Moves grubunu kurdunuz. Sonra neler oldu?
Sonra çok eğlendik, konserler verdik ancak müzik gruplarının çoğunda başa gelen durum bu; müzikal yaklaşım farklılıkları veya belki müziğe yaklaşım farklılıklarından dolayı yollarımızı ayırmaya karar verdik. Daha doğrusu ben gruptan ayrılmaya karar verdim.

“Dön Bana”nın ardından uzun süre yeni albümünüz beklendi. Bu arada single’lar çıkardınız ancak ikinci albüm için neden bu kadar uzun süre beklediniz?

Aslında bu istemli bir bekleme olmadı. 2006’nın sonunda ilk albüm çıktıktan sonra hakikaten “Dön Bana” ile ciddi bir başarı yakaladı albüm ve dolayısıyla ben… Sonra 2008 yılında yeni şarkıları kayıt atına almaya başladım ama o süreç bende biraz uzun sürüyor, ‘Terzi kendi söküğünü dikemez’ misali… Şarkıları yapıp içinize sinene kadar çalışmayı sürdürüyorsunuz, o yüzden uzun sürüyor. Aslında şarkılarımı paylaşmak konusunda hevesliyim ama albüm yapmak konusunda o kadar hevesli olamayabilirim. Dolayısıyla, bu kadar zaman geçti, bir albüm kadar single çıkartmışım bu süreç içerisinde. Albümde yeni şarkılar da var tabii. Yapımcım Mustafa Karahan’la, “Hadi çıkaralım artık!” deyip, bir anda karar verdik. Belli bir sebebi yok, galiba zamanı gelmiş… Albüme giremeyen çok sayıda şarkım oldu. Onları da bu kadar ara vermeden yeni bir albümle dinleyicilerimle paylaşmak istiyorum.

Yeni albümde kimlerle çalıştınız?
Başta davulda Okay Aydın, Bülent Akbay olmak üzere, bas gitar ben, Murat Tükenmez, gitarlar Volkan Başaran, Berk Atav hatta Bora Uzer bir şarkıda gitar çalıyor… Klavyede Alper Zengintaş, Tevfik Kulak, Okay Aynur. Vokallerde Deniz Bayrak, Gökhan Tümkaya, Cihangir Aslan. Albümün miksi Volkan Başaran, Hasan Umut Önder, Efe Demiryoğuran, Alper Zengintaş ve mastering’i Çağlar Türkmen tarafından yapıldı. Ben dahil olmak üzere dört aranjör çalıştık; Bora Uzer, Tevfik Kulak, Hüseyin Çebişçi.

İlk albümünüzden sonra sizi daha çok dizi müzikleriyle takip eder olduk. Nasıl başladınız dizi müzikleri yapmaya?
Cem Özkan olarak dizi müziği yapmaya başlamam, kendi kendine gelişti aslında… Timur Savcı’nın “Melekler Korusun” dizisine, “Ben Böyleyim” şarkımı jenerik yapması ve dizi iç müziklerinde de katkım olmasını istemesiyle başladı her şey. Sonrasında “Es-Es”, “Şen Yuva”, “Yerden Yüksek”, “5’er Beşer”, “Bizim Yenge”, “Karakol”, “Koyu Kırmızı”, “İbret-i Alem”, “Tatar Ramazan”, “Not Defteri”, “Kaçak Gelinler”, “Kocamın Ailesi”nin müziğini yaptım. Görüntü üzerine müzik yapmayı ve yapılan müziği görüntü ile eşlemeyi çok seviyorum gerçekten. Film müziği de yapmayı çok istiyorum. Uzun süredir bu konuda teklifler gelmesine rağmen, ilk film müziğimin benim içime sinmesini çok istiyorum. Sanırım henüz o projeyle karşılaşamadım.

Dizi için yaptığınız müzikler, bölümü izleyerek mi yoksa senaryoyu okuyarak mı kafanızda şekilleniyor?Her ikisi de olabiliyor, duruma göre değişebiliyor. Dizilerin özellikle hazırlık aşamasında, dizi müziklerinin ilk yapım aşamasında tabii ki her şey senaryo ve karakterler üzerine oluyor. Bana gelen senaryo ve karakter tanımlarında, o karakterin öne çıkan özellikleri, bölümdeki olaylar ve 13 bölümlük treatmandaki olayların gideceği noktayı hesaplayıp, ona göre bir müzik dokusu yaratıyoruz dizi için… Mesela “Koş Koş Koş Koş” şarkısı, “Kaçak Gelinler”in ilk bölümünü seyrederken ortaya çıktı. Koşarak kaçan üç gelin görüyorsunuz; ilk bölümün tam 18 dakikasında biz bu gelinlerin koş koşa kaçtığını ve uçağa binip İstanbul’a geldiğini seyrettik.

“Kaçak Gelinler” ve “Kocamın Ailesi” dizileri sezonun en çok rating getiren işlerinden… Müziğin de payı olduğunu düşünüyor musunuz?
Hikaye, oyunculuk, görüntü ve müziğin bir bütün olduğunu düşünüyorum. Sonuçta harcanan bir emek, müthiş oyunculuklar, bir hikaye var ve ben de kendi hissettiğimce bunların üzerine müziklerimi koyuyorum. Dizilerin seyircide bıraktığı etkinin, bunların toplam gücü olduğunu düşünüyorum. Herkes üzerine düşen işi iyi yaptığında, o zaman gerçekten istenen etkinin insanlarda oluştuğunu düşünüyorum. Dizi hayranları, müzik altı bir sahne veya bir sahneyi şarkıyla duyduğu zaman, klip gibi, bir paylaşma materyali gibi oluyor ve sosyal medyada bunu yoğun olarak dile getiriyorlar. “Kaçak Gelinler”in ilk bölümü yayınlandığında, “Acaba sen de beni düşündüğüm kadar düşünüyor musun? Acaba sen de benim seni özlediğim kadar özlüyor musun?” gibi bir cümle bile paylaşım rekorları kırabiliyor. Dolayısıyla, müzik, var olan iyi şeyin daha da ortaya çıkmasında vesile oluyor diye düşünüyorum.

Dizi müzikleri yapmaya başlamanızın müzikal kariyerinize nasıl bir etkisi oldu? Örneğin daha çok albüm yapar mıydınız bu sürede?
Dizi müzikleri yapmanız, yaptığınız şarkıların daha büyük kitlelere ulaşmasına vesile oluyor. Sonuçta, bir şarkıya klip çekiyoruz, müzik kanallarında yayınlanıyor ama dizide o şarkıyı kullandığınız zaman, belki müzik kanallarından sizi takip etmeyen başka ve çok büyük bir kitlenin evlerine misafir olarak şarkınızı dinletiyorsunuz. Bu anlamda yaptığınız şarkının duyulması ve tanınması anlamında faydası oluyor. Dizi müziği yapmak bir müzisyenin albüm yapmasını engellemiyor ama ben o konuda 10 tane albümüm olsun hevesi gütmediğim için yaşadığım bir şey. Dizi müziği yapmak, bir müzisyenin kariyerini pozitif etkileyen bir şey…

Son dönemde etkilendiğimiz şarkı hangisi?

Flört’ün “Rasta Baba”sı… Dinleyip de “Ya benim niye böyle bir şarkım yok” dediğim şarkılardan bir tanesi ve aslında Flört’ün “Hücum Kayıtlar” albümü, herkese de tavsiye ederim.
İnsan nasıl Unutabilir ki?/ Cem Özkan/ TMC

26.01.2015

RADİKAL

 

Bir gönderi yayınlayabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir. Giriş